1402’de Ankara Savaşı’nda Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayazid’i yenen Emir Timur zafer sonrası Batı Anadolu’yu dolaşmıştır. Geçtiği yerlerden birisi de Akşehir’dir.

Timur’un Anadolu’yu dolaşmasının iki temel nedeni vardır. Birincisi Osmanlı Devleti sınırları içerisinde bulunan bazı şehirleri eski beyliklerine iade etmek ve böylece Osmanlı Devleti’ni parçalayarak güçsüz hale getirmek. İkincisi ise ganimet elde etmektir. Nitekim Anadolu’da ganimet veren Kütahya, Konya gibi şehirlere dokunulmamış, İzmir, Eğirdir gibi vermeyen şehirler ise Timur tarafından savaşarak alınmıştır.

Timur, Ankara Savaşı’ndan sonra Engürü’den(Ankara’dan) hareketle 6 merhalede Sivrihisar’a geçti. Buradan da üç günde Gazi Seyyid’e gidip, Karahisar’dan geçerek Kütahya’ya indi. Yazı burada geçirip etrafı yağma ve istila ettirdi. Bu arada komutanlarına Akşehir, Konya ve Aydın’ı da zapt ettirdi ve 1402 kışını Aydın’da geçirmiştir.

Kütahya’dan Domaniç tarafına teveccüh etti.Domaniç’ten Traşlığ ve oradan Saranyos’a oradan da Tığırtaş’a ve sonra da Balah’a vasıl oldu. Timur daha sonra Ayasluğ (Selçuk)’a sonra Donguzluğ(Denizli)’a geldi. Burası Timur’un çok hoşuna gitti. Oradan da hareketle üç yerde konak vererek Güzelhisar’a geldi. Burada birkaç gün konakladı. Buradan Ayasluğ (Selçuk)’a ve Tire şehrine geldi. Birkaç gün de burada kaldı. Bu sırada İzmir Kalesi’nden bahsedilip buranın Efrenc’in ileri gelenlerinin merkezi bulunduğu söylenince Timur, onları İslâm’a davet etti. Fakat onlar ret cevabı verdiler. Bu yüzden Emir Timur bütün askerlerini harekete geçirip hiç durmadan kaleyi ele geçirmelerini emretti.(1 Aralık 1402) 15 günlük kuşatmadan sonra galip gelen yine Timur oldu.

Emir Timur, bu fetihten sonra Foça Kalesi’nin alınmasını emretti. Bundan sonra Timur bir ay kaldığı Ayasluğ(Selçuk)’dan hareketle on yerde konak vererek Sultanhisar’a vasıl oldu. Buradan Milas yolu ile Uluborlığ(Uluborlu) kalesine doğru yola revan oldu. Buranın kalesini yerle bir edip Eğridür (Eğridir) ve Nis Kalesine (Nis: Eğridir gölünde ada. Bugün de Nis veya Yeşilada diye anılır) yürüdü. (3 Şubat 1403) Böylece bir günde üç kale zapt edildi. Timur, Beyazıd ile oğlu Musa’nın bulunduğu ordugâha döndü.

Timur, bütün bu seferler sırasında esir ettiği Osmanlı Padişahı Yıldırım Beyazid’i yanında götürmüştür.  Beyazid, yolda ülkesinin soyulmasına ve insanların çektiği ıstıraplara gözleriyle tanık oldu. Eğridir’in alınmasından sonra Timur ve ordusu Konya sınırlarına doğru harekete geçti. Ancak Timur’un oğlu Şahruh babasına yakınlık işareti olarak büyük bir toy (şenlik) düzenledi. Bazı kaynaklara göre bu toy’da Beyazid’ın eşi Oliviera Despina Hatun’a sakilik yaptırıldı. Buna çok üzülen Bâyazid ayağa kalkarak Timur’a hakaretler yağdırdı.  Bunun üzerine Yıldırım Bâyazid, Timur tarafından Akşehir’e gönderildi ve Ferruh Şah Mescidi alt kısmına hapsedildi.

Timur, Cengiz Han gibi şehirleri çok fazla sevmiyordu. Daha çoğunlukla ovalar gibi açık alanlarda otağını kuruyordu.  Eğridir’den ayrılıp Akşehir’e giderken açık alanlarda otağ kuruyor ve oğlu Şahruh’un ve torunu Hüseyin Şah’ın hazırlattığı parlak şenlikler hoşuna gidiyordu. Akşehir yolundayken beyliğini kendilerine geri vermiş olduğu Karamanoğlu Mehmet, Emir Timur’un otağına gelip bağlılıklarını bir kere daha belirtti.

Akşehir’de hapis’te tutulan Yıldırım Bâyezid 14 Şaban 805 (9 Mart 1403) günü öldü. Ölüm haberi Timur’a verilince üç gün içerisinde yani 12 Mart 1403 tarihinde Emir Timur, Akşehir’e geldi. Tarihi kaynaklar Timur’un Bâyazid’in ölümüne çok üzüldüğünü ve cesedini oğlu Musa Çelebi’ye teslim ederek hükümdarlara yaraşır bir merasimle defn edilmesini istemiş demektedir.

Ancak bir zamanlar Akşehir hakkında yazılar yazan rahmetli Musa Küçükakça, Timur’un Bâyezid’in Akşehir’de gömülmesini istediğini belirterek oğlu Musa Çelebi’nin ölümü müteakip cesedi tahnit ettirerek çürüyecek kısımların Akşehir’de Mahmut Hayranî türbesine gömüldüğünü, tahnit edilmiş cesedin bir topal eşekle kaçırarak Kütahya’daki dayısı Germiyanoğlu Yakup Bey’e teslim ettiğini ve Yıldırım Bayezid ancak 1405 yılında Bursa’ya getirilip türbesine konulduğunu yazmaktadır. Bana çok enteresan gelen bu bilgileri hangi kaynaktan aldığını bilmiyoruz.

Emir Timur, Akşehir’e teşrif ettiği vakit Mısır tarafından elçiler geldiler. Ahmet ve Akte adında iki elçi hediyeleri Akşehir’de Emir’e takdim edip bağlılıklarını bildirdiler.

Timur, Akşehir’deyken çok sevdiği ve veliaht tayin ettiği torunu Emir-zâde Muhammed Sultan’ın öldüğünün haberini aldı. Çok üzüldü ve birkaç gün içerisinde Kayseri yönüne gitmek üzere Akşehir’den ayrıldı.

Tarihi kaynaklara göre; 12 Mart 1403 tarihinde Akşehir’e gelen ve 15 Mart 1403 tarihinde Akşehir’den ayrılan Timur, Akşehir’de çok kısa bir süre kalmıştır. O zaman akla şu soru gelir: Nasreddin Hoca’nın pek çok fıkrasında yer alan Timur gerçekte bu Timur muydu?