Eşek, binek hayvanı, yük ve eşya nakli hizmetlerine gayet elverişli, kanaatkar, sabırlı ve tahammüllü bir hayvandır. Ata göre daha ucuz olduğundan dolayı fakir kırsal alanda tercih edilirler. Bir halk adamı olan Nasreddin Hoca’nın da en büyük yardımcısı eşektir.

Eşek, atgiller familyasından olup, ömrü 25 ile 35 yıl arası olan, evcil bir yük taşıma hayvanıdır. Uzun kulaklı, kısa tüylü, inatçı bir hayvandır. Toplumda; merkep, karakaçan, olarak ta adlandırılırlar. Selçuklular devrinde Akşehir’de suların evlere taşınmasında ve özellikle Sultan Dağı’ndaki ormanlık alandan yemek pişirmek ve ısınmak için kesilen odunların Akşehir’e taşınmasında fakir halk kesimi eşekleri kullanıyordu. Öyle ki bu devirde basılan sikkeler üzerinde eşek resimlerine yer verilmiştir.

Akşehir’de yaşayan Nasreddin Hoca’da binek ve yük taşıma aracı olarak eşekleri kullanmıştır. O nedenle Nasreddin Hoca gülmecelerinde dile gelen, onun kişiliğinde, halkın duygularını yansıtan başka bir özellik de eşeğin yeridir. Hoca eşeğinden ayrı düşünülemez, onun taşıtı, bineği olan eşek gerçekte bir yergi ve alay öğesidir. Anadolu’da eşek, acıya, sıkıntıya, dayağa, açlığa katlanışın en yaygın simgesidir.

Herkesten farklı olarak Nasreddin Hoca, eşeğine belki de bir kez ters binmesi onun unutulmazları arasına girmiştir. Eşeğe ters binme veya bindirme, hem ceza, hem de bir şaka olabilir. Ceza, eski toplumlarda önemli bir yasal düzenlemeye sahip olduğundan, suçluyu eşeğe ters bindirmek için mutlaka kadı / yargıç kararı gerekirdi. Cezanın kapsamına; hırsızlık, dolandırıcılık, yalancı şahitlik, iftira, zina, gibi yüz kızartıcı suçlar girerdi. Ceza, yaygın olarak tüm İslam ülkelerinde; özel olarak Fatımi, Selçuklu, Osmanlı toplumlarında uygulanırdı. Haçlı Seferlerinin ardından Batı Avrupa ülkelerinde de eşeğe ters bindirme yöntemi yaygınlaşmıştı. Cezadan amaç, suçluyu toplum içinde onursuz ve gülünç duruma düşürerek ıslah etmekti.

Bir latife olarak eşeğe ters binen Nasreddin Hoca bu davranışı halk arasında çeşitli şekillerde dile getirilmiştir. İşte bunlar:

1-Nasreddin Hoca bir gün eşeğine ters binmiş, gidiyormuş. Yoldan geçenler merak edip sormuşlar:

-Hocam, neden eşeğe ters biniyorsun? Hoca şöyle cevap verir:
- Eşekle aynı yolda, aynı yöne gittiğimi görmemek için.

2- Nasreddin Hoca camide vaazını bitirip evine dönmek üzere eşeğine binmiş. Bir ara bakmış ki cemaatin bir bölümü arkasından geliyor, hemen eşekten inip ters binmiş. Cemaatten kimileri nedenini merak edip sorunca Nasreddin Hoca şu yanıtı vermiş;

-Siz önden gitseniz bana arkanızı dönmüş olursunuz ki hiç yakışık almaz. Yok, ben önden gitsem, bu kez de ben size arkamı dönmüş olacağım ki bu da ayıp olur. Oysa gördüğünüz gibi eşeğe ters binince ben önden siz arkadan gitmiş oluyorsunuz. Böylece yüz yüze oluyoruz. Ben, bana saygısızlık yapılmasını da, saygısızlık yapmayı da hiç sevmem...!

 3- Nasreddin Hoca bir gün değirmene gider. Eşeğini bir yere bağlar. Kendisi oradan ayrılır. Değirmenci eşeğin ters yönde bağlandığını görür. Eşeğin yönünü çevirir. Hoca işini gördükten sonra eşeğin yönüne dikkat etmez. Önceki bağladığı şekilde zannederek eşeğe biner.  O sırada Hoca'yı görenler:

- Aa Hoca eşeğe ters binmiş! diyerek Hoca'yı alaya almak isterler. Fakat Hoca:
- Kabahat yalnız benim mi? Eşek ters durmuş. Onun hiç mi suçu yok. Eğer o bağladığım yerde dursaydı, ben de doğru binecektim. Suçu niye eşekte bulmuyorsunuz da beni paylıyorsunuz?

4- Nasrettin Hoca bir gün, Pazara gitmek için yola çıkar ama eşeğine ters biner. Pazara giderken bir köylü denk gelir:

-Hocam eşeğe neden ters bindin der. Nasrettin Hoca cevaplar:

-Eşek önünü ben arkamı kolluyorum der.

            5- Nasreddin hoca sabah namazından sonra öğrencilerine ders veriyormuş.
Dersten sonra eşeğine binip evine giderken bu esnada da öğrencileri Nasreddin hocadan istifade etmek için hocaya evine varıncaya kadar soru soruyorlarmış….

Hoca da öğrencilerine olan saygısından dolayı sırtı öğrencilerine dönük olmasın diye eşeğe ters binerek, öğrencilerin yüzüne bakarak sordukları soruları evine varıncaya kadar cevaplıyormuş!

6- Şair ve yazar Şaban Abak göre “Katolik papazların eşek üzerinde Katolik Hıristiyanları Haçlı seferlerine davetini hicvetmek için, Nasreddin Hoca kendi eşeğine ters binerek Anadolu insanına, hatta insanlığa bu işin yanlışlığını anlatmıştır.”

7- Çaylak lakabıyla anılan ünlü Osmanlı mizah yazarı Mehmet Tevfik 'in Hazine-i Letaif adlı eserinde ise olay daha ayrıntılıdır ve o da özetle şöyledir: Hoca Kadı ile sohbet ederken içeriye yalancı şahitlik etmiş bir suçlu getirilir. "Herifi merkebe ters bindirüb şehri dolaştırmak lazım gelir." Ceza, mahkeme kapısında hazır olduğundan Hoca'nın eşeği ile uygulanır. Ertesi gün yine aynı suçlu getirilir, kadı adam göndererek Hoca'dan eşeğini ister. Hoca da  'Varınız herife söyleyiniz, ya bu sanattan vazgeçsin yahut ihtiyaten yanında bir merkep bulundursun.' der.

Müslüman latife kahramanı özelliği taşıyan Nasreddin Hoca'nın eşeğe ters binmiş olması ya eşeğe ters binerek görüntü komiği yaratmış, çevresindekileri eğlendirmiştir. Ya da Nasreddin karşıtları, insanların hafızasında kalıcı bir suçlu olgusu yaratabilmek için eşeğe ters binmiş Hoca fıkrası üretmişlerdir