16. yüzyılın ortalarında medrese öğrencileri eşkiyalığa karışmadan 100-150'şer kişilik gruplar hâlinde dolaşarak cer, kurban, nezir adı ile yardım toplarlardı. 16. Yüzyıl'ın ikinci yarısından itibaren sosyal ve ekonomik ortamın bozulmasıyla birlikte öğrenciler eşkıyalığa başladılar. Halkın mallarını yağmaladılar. Zenginlerin evlerini bastılar, çocuklarını kaçırdılar.

XVI. yüzyılın başından itibaren meydana gelen nüfus artışı neticesinde, kırsaldan şehre başlayan göç ile birlikte, bedava yeme içme ve barınma imkânı  sağlayan vakıf destekli medreseler, bekâr erkekler arasında en fazla rağbet gören kurumların başında gelmekteydi. Ancak XVI. yüzyılın ortalarına gelindiğinde yeterli sayıda mevki olmadığından özellikle taşra medreselerinden mezun olanlar için ciddi bir istihdam sıkıntısı baş göstermişti.

Medrese mezunu suhtelerin geçimlerini sağlamaya yönelik şehir ve kırsal çevrede çıkardıkları olaylar merkezî idareyi sarstığı gibi toplum içindeki asayiş problemlerini de beraberinde getirmiştir. XVI. yüzyılın ikinci yarısında Akşehir ve çevresi de suhte eşkıyasının baskınlarına maruz kalmıştır.

12 Temmuz 1571 tarihinde Akşehir ve Yalvaç kadılıklarına yazılan hükümde  ayaklanan suhte elebaşları olarak Hacı,Hızır bin Mehmet, Divane Abdülgani, Hasan, Hüseyin, Abdi, Davut, Divane Turgut, Tayı, Suhte Şemsettin isimleri  verilmiş ve bunların komutasında 28 silahlı suhtenin gece baskın düzenleyip  yirmi beş bin akçe aldıkları belirtiliyor.

 6 Nisan 1573 tarihinde Akşehir’de ortaya çıkan suhte eşkıyasının çoğaldığı haberi İstanbul’a ulaşmıştı. 4 Eylül 1573’de suhteler, Akşehir’deki attarları basıp şehri ateşe verdikleri, 1 kişiyi öldürüp, 17 kişiyi yaraladıkları belgelerden anlaşılmaktadır.

  19 Ağustos 1578’de halka salgın salarak(vergi isteyerek) oğlan çektikleri ve istekleri yerine getirilmediği için 29 Eylül 1578 tarihinde Akşehir’i bastıkları belgelerle sabittir.

 4 Nisan 1579’da Akşehir kadı naiplerinden Fethullah’ın hakkındaki şikâyetlerden dolayı teftişi emredilmiş, fakat suhte baskınında şehre faydası olacağı düşüncesiyle yiğitbaşı tayin edilmişti.  

4 Ekim 1579 tarihinde medrese öğrencilerinden oluşan eşkiyanın Akşehir’e geldiği ve 12 Ekim 1579’da Akşehir’de halka tecavüz ettikleri çeşitli belgelerden anlaşılmaktadır.

Belgeler, 24 Nisan 1587’de suhte eşkıyasının tekrar Akşehir’e geldiğini göstermektedir.

22 Mayıs 1571 tarihinde Sultan II. Selim, Akşehir kazasında ortaya çıkan suhte taifesinin üzerlerine varılıp yakalanması ve suçu sabit olanların şer‘an lâzım geldiği şekilde cezalandırılması üzerine verdiği fetva şöyledir:

 

“Bu dahı.

Akşehir kadısına hüküm ki:

Taht-ı kazanda ba‘zı sûhte taifesi zuhur idüp fesâd ü senâ‘at eyledükleri istimâ‘ olunmağın taht-ı kazanda olan bölük halkından ve yeniçeriden hıdmet[e] ta‘yîn olunup varmayanlardan mâ‘adâ sipâhî varsa anlar ile ve il-eri ile üzerlerine varup ele getürmek emri düp buyurdum ki:

Vardukda, bu bâbda mukayyed olup hıdmete ta‘yîn olunan sipâhî vü yeniçeriden varmamıs kimesneler varsa anlardan mâ‘adâsıyla ve il-eri ile cem‘ıyyet ile anun gibi zuhûr iden ehl-i fesâd sûhtenün üzerine varup ehl-i fesâdı elegetürüp dahı fesâd ü senâ‘ati ser‘le sâbit olanlarun [haklarında] ser‘le lâzim geleni icrâ itdürüp memleket ü vilâyetden fesâd ü senâ‘atlerin def‘ u ref‘ eylemege sa‘y ü ihtimâm eyleyesin. Ammâ; bu bahâne ile kendü hâllerinde olanlara dahlolunup celb ü ahz olunmakdan ve ehl-i fesâda hımâyet olunmakdan  hazer eyleyesin.”

1570’li yıllarda Akşehir’de kuraklığın baş göstermesi köylerden şehre göçü hızlandırmış, Akşehir’de güvenliği sağlayan askerlerin Kıbrıs’ın alınması için sefere gitmesi, alınan Kıbrıs’a Akşehir ve köylerinden 130 iyi sanatkar ve çiftçi ailenin göç etmesi ve yerel yöneticilerin hesapsız vergi toplaması o devirde Akşehir ekonomisini zor durumda bırakmıştı. Ayrıca medrese öğrencilerinin vakıflarda bedava yeme, içme ve barınması onları kolaycılığa itmişti.