Babamızın 22 Ekim 2018 günü vefat ederek aramızdan ayrılmasından sonraki ilk bayramımız olacak.

Arife gününden önce, ziyaretçilerine hazırlık olarak, yeni yaptırdığımız mezara, babam gülleri çok seviyor diye, kırmızı güller diktim ve bolca suladım.

Artık geniş ailemizdeki, mevcut durumdan dolayı, sorumluluğumun çok daha fazla arttığının bilincindeyim.

Taziyeye gelenlerden bir büyüğümüz; “İnsanın babası gidince baba, annesi gidince anne olur” demişti, evet kesinlikle öyleymiş.

Allah’a hamdolsun, 23-26-28 yaşlarında üç erkek evladım var.

Fakat arkamda, maddi manevi dağ gibi duran, hatalarımı düzelten, kötü günümde ben varım, iyi günümde ise maşallah diyen babam yok artık.

“Mezarlıktan korkanlar, henüz çok yakınını kaybetmemiştir” diye bir söz var.

Benim için de artık mezarlık, korkmadığım, huzurlu ve güvenli bir ortama dönüşüverdi.

Bayram namazından geldim.

Biz kardeşlere ait olan apartmanda, babamın olduğu dairede, annem tek başına kalsa da, üst katlardaki çocukları olarak bizler, çok şükür her ihtiyacında yanındayız.

Sağ olsunlar, her bayramda olduğu gibi, gelinler yine annemin olduğu daireye, uzunca yer sofrasını hazırlamışlar.

Yemek yendi, sofra yeri süpürüldü ve torunlar bayramlıklarını farkettirme telaşıyla, bir annemin, bir benim gözüme bakıyorlar.

Babamın oturduğu koltuğa artık ben oturdum ve annem yanı başımda.

Bayramlardaki klasik alışılmış düzenimiz, büyükten küçüğe, en başta artık sevgili eşim, sıranın sonlarında ise, küçük torunlar Eymen ve Hamza var.

Dedelerinin yerine de torunlarını öperek harçlıklarını dağıttım.

Gözleri dolan ve ayrıca baba yarısı da oldun ağabey diyen kardeşlerime daha sıkı sıkıya sarıldım.

Hepimiz de içimizdeki bu acıya sabretmemiz gerektiğini çok iyi biliyoruz.

Müslümanlar olarak her canlının ölümü tadacağına ve öldükten sonra da, bu dünyada yaptıklarımızdan sorguya çekileceğimize iman etmiş insanlarız.

Makalemizin konusu olan ölüm, birçoğunun başından zaten geçmiştir.

En yakınını kaybetmiş olanların, bu satırları gözleri dolarak okuduklarına eminim.

Genç arkadaşlar, Allah gecinden versin ama, mutlaka bir gün sizler de bu acıları yaşayacaksınız.

Babanız uçunca baba, anneniz uçunca anne olduğunuzun farkına varacaksınız.