Halkın oylarıyla seçilerek makam veya sıfat elde etmiş, geçimini oradan aldığı maaşla idame ettiren profesyonel siyasetçilere bile, pabuç giydirecek derecede politize olan bir halkımız var.

Politize olmanın olumlu yanlarından daha çok olumsuz yanları toplumumuza aksettiğinden, ayrışmalar kinlenmeler ve ötekileştirmeler ayyuka çıktı. Bunun sonucunda da haliyle kopan arkadaşlıklar, birbirlerine darılan dostlar ve hatta kavga edenlere dahi rastlıyoruz.

Bertaraf olmamak için tabii ki taraf olmalısınız.

Fakat taraf olurken de makul ve mantıklı hareket etmelisiniz. Savunduğunuz siyasi düşüncenin goygoycusu olmak yerine, hizmet eden olmak için çabalamalısınız. Aksi halde savunduğunuz siyasi düşünceye fayda yerine zarar vermiş olursunuz.

Dolayısıyla gönlünüzden geçen partiyi veyahut siyasetçiyi desteklemek adına paylaşımlar yaparken, doğruluğunu bilmediğiniz, çek etmediğiniz hiçbir söz ve video paylaşımlarını da yapmayınız! Paylaşımlarınız dengeli, tutarlı ve hedefine ulaşır olmasına dikkat ediniz!

Ben yazdım, konuştum karşımdaki cevap dahi veremedi mantığında olmayınız. Eğer karşınızdaki suskun duruyorsa belki de sizin şirazeden çıkmış olduğunuzu görmüş ve muhatap almamak için cevap vermek istemediğini de göz ardı etmeyiniz.

Çünkü bazen cevap vermemek cevap vermekten daha aşağılayıcı olabilir!

Unutmayın, seçildikten sonra selam alıp vermeyen bazı karakterler ya da telefonla aradığınızda meşgule alanlar için, sabah akşam aradığınızda cevap vermeye devam eden arkadaşlarınızı kırmayınız!

Bayramda cenazede düğünde alışverişte beraber olduğunuz kişilerle, sakın ha sakın siyasi söylemler ve benimle aynı düşünmüyorsun diye cebelleşmeyiniz!

Sosyal medya sayfalarında esip gürleyen kaba sözlerle saldıranlara, ‘’hesap vereceksiniz, yargılanacaksınız’’ tehditkâr tavırlarına aldırmayınız!

Karşınızdakinin testisinde ne varsa o dışarıya mutlaka sızar, hemen bulunduğunuz ortamı terk edip uymayınız!

Buna rağmen hala aklı başında olanlar bile, bu malum kişilerin paylaşımlarının etkisi altına kalarak, bunları muhatap alanların münakaşa ettiklerine rastlıyoruz.

Tabii ki bir fikre inanıp savunacaksınız, ama muhatap olduğunuz kişiye ve seviyesine düşmemeye dikkat ederek uru gürültü yapanlara olur olmaz konuşanlara ilişmeyiniz!

85 milyonluk bir ülkede tabii ki farklı düşünceler, farklı yaşam tarzları olacak ve herkesin gönlünde farklı siyasi partilerin yeri olacak. Fakat hiçbir zaman saygınızı kaybedip üslubunuzu bozmayınız!

Meclis seçimlerinin sonuçlanmasının ardından, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turu malumunuz bu hafta sonu yapılacak. Oy kullanma kabininde sadece vicdanınız ve elinizde evet mührü olacak. Kimse size ne baskı nede etki yapabilir. Kararınızı verirken, Türkiye’nin dününü bugününü düşünüp, yarınını tahayyül ederek hür iradenizle oyunuzu kullanınız.

Türkiye artık geçmişten çok daha demokratik ve özgür bir ülke oldu, demokrasinin tüm çarkları tıkır tıkır işliyor. Bu nedenle vakti geldiğinde sandık ortaya konuyor ve tercihte bulunmanız için güvenli ortam oluşturuluyor.

Ömrümüz varsa büyüyen ve gelişen Türkiye’de daha ne 14 Mayıslar, ne 28 Mayıslar göreceğiz. Sizleri bu bilinçle saygılı ve hoşgörülü siyaset yapmaya ve sağduyulu olmaya davet ediyorum. Siyaset yaparken hatta hiçbir zaman, nefret ve ötekileştirme dilini, hain ajan gibi ezber kelimeler kullanmayınız!

Seçimlerin demokratik bir yarış olduğu gerçeğini unutmadan, yine yüz yüze bakacağınızı birbirinizin iyi ve kötü gününde yanında olacağınızı aklınızdan çıkartmadan, oyunuzu kullanınız.

28 Mayıs’ta söz ve davranışlarıyla, yaptıklarıyla yapacaklarıyla size güven veren, ikna eden Cumhurbaşkanı adayına destek vererek demokrasinin gereğini yapınız. Siyaset güvenle birlikte ikna sanatıdır. İkna edemediklerinizi tekfir etmeyiniz.

Saygı, Sevgi ve Muhabbetlerimle…