Anadolu’da bütün yolların kesiştiği bir merkezde olan Akşehir tarihte pek çok yangınlarla karşılaşmış ve neredeyse yanıp yıkılarak yok olma ile karşı karşıya kalmıştı. Bu yangınlardan biri de Kanuni Sultan Süleyman zamanında meydana gelmişti.

             29 Mayıs 1559 yılında Kanuni’nin iki oğlu Bayezid ve Selim, Konya ovasında ordularıyla karşı karşıya geldiler ve savaşı kaybeden Bayezid kaçarak İran’a sığınmıştı. Bu savaş Konya ve Akşehir’de büyük zayiatların başlangıcı oldu. Akşehir’de bir birine bitişik veya çok yakın şekilde yapılan evler genellikle ahşap ve hasırdan yapılmışlardır. 1560 yılı ocak ayında Akşehir’de büyük bir yangın meydana geldi. Bu yangında 208 hanenin yaşadığı evler yanarak oturulamaz hale gelmişti. Akşehirliler yangın sonrası yeniden ev yapma uğraşına giriştiler. Bunun üzerine konunun ciddiyetine binaen, Kanuni Sultan Süleyman 18 Şubat 1560 tarihli

Fermanında yangından sonra yapılan yeni evlerin saçaksız olması gerektiği yönünde

mimari açıdan devlet olarak pasif önlem alma yoluna gitmiştir.

            Çıkan büyük yangında her şeylerini kayıp eden Akşehirliler için toparlanmak kolay olmamıştır. Nitekim Padişah Kanuni Sultan Süleyman bir ferman yayınlayarak Akşehirlilerden alınacak vergiyi af ettiğini bildirmiştir. Bu ferman Mühimme Defterleri’ne kayıt edilmiştir. Mühimme Defterleri, Osmanlı idaresinde üst düzey karar organı olan Divân-ı Hümâyun'a ait ferman suretlerini ihtiva eden defterlerdir. Bu defterdeki ferman şöyledir:    

            “Lala Mustafa Bey'e: Konya ve Akşehir'deki yangınlar sebebiyle bir kereye mahsus olarak nüzül vergisinin alınmamasına dair.

            Yazıldı.

            Lala Mustafa Beg'e hüküm ki:

            Südde-i sa‘âdet'üme mektûb gönderüp mahrûse-i Konya'da âtes vakı‘ olup haylî dükkân ve hucurât ve mesâcid ihrâk olınup küllî zarar u ziyân oldugın ve mahrûse-i mezkûre halkından bu def‘a fermân olınan nüzül alınmayup mu‘âf olmaları husûsın arz idüp ve nefs-i Aksehir dahı kezâlik ihrâk olındugın Südde-i sa‘âdet'üme kadîsınun arzı vârid olmagın defter-i cedîd-i hâkanîde mahrûse-i Konya ki altı yüz on sekiz hâne olup salınan nüzül otuz müdd on kiledür ve nefs-i Aksehir ki, iki yüz sekiz hâne olup emr olınan nüzül on müd sekiz kiledür.

            Merâhim-i husrevânemden afv olmısdur. Buyurdum ki:

            Varıcak, zikr olınan şehirler halkına bu def‘a fermân olınan nüzüli teklif itdürmeyüp aldurmayasın. Şöyle bilesin.”

            Günümüz Türkçesi ile:

            “Mutluluk Kapısı’na mektup gönderip büyük şehir Konya’da bir yangın meydana gelip bir hayli dükkan ve odalar ve mescitler yanarak tamamen zarar ve ziyan olduğu ve adı anılan büyük şehir halkından bu defa ferman olunan sefere giden ordunun yiyecek ihtiyacını karşılamak üzere buğday ve arpa gibi hububattan alınan aynî verginin alınmasından muaf tutulmaları hususunu arz ettiğini ve yine Akşehir merkezinde kadısının Mutluluk Kapıma  gönderdiği dilekçeye göre büyük bir yangın tahribatı oluştuğu ve Yeni Hakani Defteri’ne göre Büyük şehir Konya 618 hane olup alınan Nüzül vergisi 30 müdd ve 10 kiledir. Ve Akşehir merkezi de 208 hane olup emrolunan nüzül vergisi 10 müdd ve 8 kiledir. Padişaha yakışan merhametle af edilmiştir.

            Buyurdum ki: adı belirtilen şehirlere varıldığında halkına bu defa ferman olunan nüzül vergisi teklif edilmeyip aldırmayasın. Böyle bilinsin.11 Haziran 1560”

            Alınan bütün tedbirlere rağmen Akşehirliler bu yangının izlerini kolayca silememişlerdi. Öyle ki yangından 12 yıl sonra Akşehirli 130 aile evleri olmadığından gönüllü olarak Kıbrıs’a göç etmişlerdir