Bağımsız bir devlet olan Ukrayna’nın uyguladığı siyaset kendi çıkarlarına ters düşüyor diye, devasa askeri gücünün yanında nükleer gücüne de güvenerek işgale başlayan Rusya, hepimizin tüylerini diken diken etti.

Biz Ukrayna’yı, sadece Türkiye’ye çok sayıda turist gönderen bir ülke olarak biliyorken, aslında Ukrayna hakkında tam bilgi sahibi olmadığımızı öğrenmiş olduk.

Ukrayna, dünya doğal kaynakları açısından toplam değer olarak 4’üncü, dünya demir rezervinde 2’nci sırada. Uranyum, Titanyum, Cıva, Şist gazı başta olmak üzere bir sürü maden rezervi, bu ülke sınırları içerisinde kalıyor.

Sovyetler Birliği döneminden kalma, ağır sanayinin bulunduğu bu coğrafya, ayrıca dünya tarımında da söz sahibi. Ekilebilir arazi miktarında Avrupa’da 1’inci. Ayçiçeği ve yağı ihracında 1’inci. Arpa üretiminde 1’inci. Mısır üretiminde 3’üncü. Patates üretiminde 4’üncü. Buğday ihracatında 8’inci. Yumurtada 9’uncu. Velhasıl Ukrayna; 600 milyon kişinin gıda ihtiyacını karşılayabilecek kapasitede üretime sahip olan bir ülke.

Ayrıca bu yaşananlar bize; savunma sistemleri olmayan, düzenli güçlü orduya sahip olmayan ve halkı birlik ve beraberlik içinde olmayan, ekonomisi istikrarlı olmayan, borca dayalı sistemle ayakta durmaya çalışan her ülkenin, beka sorunu yaşadığını göstermiş oldu.

Suriye’de, Irak’ta, Lübnan’da, Libya’da ve bugün Ukrayna’da yaşananlardan, millet olarak ders çıkartmalıyız.

Siyasi partiler ve taraftarları, ülkenin güvenliği ve geleceği söz konusu olduğunda, sığ düşünce ve günübirlik siyasi kazançlarını bir kenara iterek, devletin bekasını ve milletin refahını öncelik olarak görmelidirler.

Siyasiler politikalarını oluştururken; dış ülkelere cesaret verecek tarzda, yıpratıcı ve açıklarımızı ortaya dökerek siyaset yapmamalıdırlar.

Tabii ki bunu söylerken, yapılan yanlışlara gözlerinizi kapatın, duyarsız olun manası çıkmasın. Ülke hepimizin. Ayrışmalara, adaletsiz yönetimlere pirim verilmesin, en kötüsü şahsi ikballer uğruna siyaset yapılmasın.

Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin, oyunculuktan gelen biri olması hasebiyle siyaseti bilmediğini ve hatta lider vasıflı olmadığını düşünenler, eleştirilerinde çok yanıldılar.

Rus saldırısı başlayınca Fransa Zelenski’yi ülkesinden çıkartabileceklerini teklif etti. Fakat yapılan bu teklifi, hiç düşünmeden reddeden Zelenski, bir anda ülkesinde milli kahraman oldu. Zelenski, takım elbisesini çıkartıp askeri elbiselerini giyerek ülke savunmasının en ön saflarında yerini almasından dolayı dünya kamuoyu tarafından da takdir gördü.

18-65 yaş aralığında olan erkekler hariç, kadın ve çocukların ülke dışına çıkmasına müsaade edilmesiyle sınır kapıları kadın ve çocuklarla doldu. Geride kalanların canhıraş savunmaya geçerek Ruslara ağır kayıplar verdirmeleri, Avrupa ülkelerinin Ukrayna’ya bakışlarını değiştirdi. Bunun etkisiyle, Rusya’ya ekonomik yaptırımlar başta olmak üzere, yalnızlaştırma politikasını hayata geçirdiler.

Bu arada Türkiye’nin de içinde olduğu birçok ülke Ukrayna‘ya insani yardımları başlatırken, bazı ülkeler de silah yardımlarını başlattı.

Ukrayna'nın en büyük zafiyeti; aynı coğrafya içinde birlikte yaşadıkları Rusların, ayrılıkçı olarak Rus askerlerine destek verip arkadan vurmaları oldu.

Bu konu bana, şu an bizim içimizde de bulunan, yaklaşık 8 milyon göçmen ve sığınmacıların durumunu düşündürdü. Çok ciddi sayıya ulaşan, başta Suriyeli ve Afganlar, zamanla farklı duruşlar sergilemezler, İnşaAllah.

Türkiye Cumhuriyeti olarak “Ukrayna’ya ve Rusya’ya eşit mesafede duracağız” diyerek, orta bir yol izleyen Sayın Cumhurbaşkanımızı, takdir ve tebrik ediyorum.

İki ülkeyle de vazgeçilmez boyutta ilişkilerimiz olduğu bilincinden, vazgeçmemeliyiz.

Millet olarak, her zamankinden çok daha fazla kenetlenerek, kardeş olma ruhumuzu artırmalıyız.

Siyasi tercihlerimizi belirleyen sandık önümüze konulduğunda ise yıkıp dökmek yerine, tamamen yapıcı ve daha iyi yönetecek lideri seçme adına oyumuzu kullanmalıyız.