Bursa merkez Osmangazi İlçesi Hisar semtindeki Filiboz Mahallesi'nde 16. yüzyıl sonlarında Akşehir’den gelen Şeyh Nasûh Efendi bir tekke kurmuştu. Bu tekkenin yönetimi babadan oğla geçerek 1923 yılına kadar gelmiştir. Büyük din alimleri olan bu Akşehirli ailenin üyeleri:

    1- Nasûh Efendi: Akşehir’de doğdu. İyi bir eğitim aldı. İstanbul’a geldi ve Şeyh Mehmed Cemaleddin Aksarayi (Çelebi Halife)’den Halveti tarikatı üzerine eğitim aldı. Bursa’ya geldi. Hisar Semtinde tekkesini açtı ve Halveti tarikatı üzerine eğitime başladı.
    Bu tekkenin giderlerini karşılamak amacıyla II. Bayezid vezirlerinden Mesih Paşa tarafından Setbaşı Köprüsü yakınında 1599 yılında bir hamam yaptırıldı. Nasuh ve oğlu Mehmed’in hamama mütevellilik yapmaları nedeniyle, hamam Nasuh Paşa Hamamı olarak adlandırılmıştı. Nasuh Efendi aynı yıl içerisinde yani 1599’da vefat etti.  Muhterem, ermiş bir evliya idi ve olgun bir insandı.
    2- Mehmet Efendi: Nasuh Efendinin oğludur. Babasının ölümünden sonra Bursa'da Hisar Tekkesi şeyhi oldu. Kendisini Halveti tarikatının Şa’baniye kolunda yetiştirmişti. Kastamonulu Pir Şaban-ı Velî Hazretleri’den dersler almıştı. Az yer, az konuşur, az uyur, yalnız kalmaya ve sürekli zikir ve tefekkür etmeye alışkındı yani riyazeti meşhurdu. Nasuh hamamını yönetmeye devam etmişti. 1631 yılı başlarında Bursa’da vefat etmiştir.
    3- Nasûhzâde Nasûh Efendi: Akşehirli Nasûh Efendi’nin torunu, Mehmet Efendi’nin oğludur. Babasının yerine Bursa’da Hisar Tekkesi’ne şeyh oldu. Tasavvufta nefsine karşı gelerek kendini terbiye eden ve böylece manevi makamlara erişen bir derviş idi. Günlerini ibadetle geçirirdi. 1687 tarihinde vefat etti. Yerine oğlu Alâeddin Ali Efendi geçti.
    4- Alâeddin Ali Efendi (Nasuhzâde): Babası Akşehirli Şeyh Nasuh Efendi'den eğitim gördü, ondan icazet aldı. İlkin Bursa Hisar'daki Alaattin Camisi'nde çevresini aydınlatmaya başladı, daha sonra Filiboz Mahallesi'nde, hocası  ve babası Nasuh Efendi'nin tekkesine şeyh oldu.
Onun zamanında yani 1688’de  Nasûh Paşa hamamının  masrafları karşılanamadığından  kadınlar kısmı bir kadı hükmüyle  yıkılmış, geliri erkekler kısmına harcanmıştı. Yapı, günümüzde de  hamam olarak hizmet vermekte olup, mevcut haliyle orijinalliğini büyük ölçüde korumaktadır.
Alâeddin Ali Efendi 1696 yılı başlarında vefat etmiştir. Ermiş sayılanlardandır. Tekke’de düzenlemeler yapmış ve tekke onun zamanında Nasûhi tekkesi olarak anılmaya başlanmıştır.
 Alâeddin Ali Efendi’nin ölümünden sonra Nasûhi tekkesinde sırasıyla Kemter Ali Efendi (öl. 1724), Halil Efendi (öl. 1760), Seyyit Ömerzâde Ömer Efendi (öl. 1778), Halil Efendi (öl. 1799), İbrahim Efendi (öl. 1814), Osman Efendi (öl. 1826), Kudretullah Efendi (öl. 1849), Zâik Efendi (öl. 1852), Necat Efendi (öl. 1874), Hakkı Efendi (öl. 1892), Evliya Mustafa Efendi (öl. 1893), İsmail Efendi (öl. 1899), İbrahim Efendi (öl. 1908), Derviş Ali baba bin İsmail (?), Halil Şükrü Kadirî Nakşî (öl. 1923) şeyh olmuşlardır.
Halvetiye yöntemiyle ibadet yapan bu tekke, son şeyhinin 1923’de ölmesi ile kapalı duruma gelmiş ve Tekke ve zaviyeler kanunu ile fiilen kapatılmıştır.