Siyaset; karşıt düşünceleri aşağılamak, ötekileştirmek, taciz ve tahrik etmek değil, farklı düşüncede hatta zıt yaşantıda dahi olanları, kendi tarafına çekebilme kabiliyetidir.

Siyaset, doğru ve haklı gerekçelerle, kişileri ikna etme sanatıdır.

Türkiye Cumhuriyeti yasaları çerçevesinde kurulan, 120 civarındaki partileri sevmek zorunda değilsiniz, ama saygı göstermek zorundasınız.

O partiler de, taraftar ve destekçi bulmak adına, çalışma yapmak ve geliştirdiği söylemleri, halka aktarmak hakkına sahiptirler.

Bazı söylem ve davranışlar size, halka veya sisteme ters düşebilir. İşte bu tür durumlar da, devletin yetkili kurumları harekete geçer ve gereğini yerine getirir, bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Demokrasi farklı anlayış, kültür ve düşüncelere saygı gösteren düzenin adıdır.

Ardarda kurulan siyasi partilerden sonra, düne kadar aynı partiye hizmet ederlerken el üstünde tuttukları kişilere, partiden ayrıldılar diye ajan/hain/gavur gibi, söylemlerde bulunma modası başladı.

Bu kişiler mevcut partilerinde önleri kapatıldığı ya da parti politikaları değiştiği, velev ki menfaatleri bittiği için olsun, ayrılmış olabilirler.

Birlikteliğiniz veya muhabbetiniz bitti diye, onlara hakaret edemezsiniz, eğer ediyorsanız bu hem büyük edepsizlik, hem de büyük günahtır.

Türkiye siyasetinin önemli bir gerçeğini göz ardı etmeyin.

Her siyasi partinin savunduğu ilkeler veya öncelikli tercih ettiği değişimlerin farklı olması kadar, doğal bir şey olamaz.

Dün sövdüğüne, bugün muhtaç olmuş partiler ve adaylar ortadayken, size ne oluyor ki hala aynı yanlışı yapmaya devam ediyorsunuz. 

Sen kalkar da senin gibi düşünmeyenlere hain, terörist, zinhar   ''içimizdeki gevurlar'' dersen, bu ne siyasete, ne insanlığa, nede sözde başında bulunduğun siyasi kuruma, hiç bir kazanç sağlamaz.

Çünkü biz halk olarak “Gavur” diye islam dinine inanmayan, net fiil ve davranışlarla, karşısında olanlara söyleriz.

Siyasetçi dediğin insanları dışlamaz, ötekileştirmez, kendinden olmayanlara tukaka demez/dememeli.

Yerelde bir siyasetçi, kontrolsüz konuşuyor ve davranıyorsa, içinde bulunduğu siyasi partiye en büyük zararı veriyordur.

Ben iktidarım, ben ana muhalefetim edasıyla hareket ederse, ilk seçimlerde bunun yansımasını sandıkta görür.

Bu kadar mı? kolay insanlara hakaret etmek.

Unutma! seçim bir oy ile kazanılır ve o sövdüğün kişinin de bir oyu var ve sen o oya talipsin, olmalısın, değilsen zaten git kumda oyna.

Siyaset çocuk oyuncağı değil işine gelmeyince, ikna edemeyince hain veya terörist, yetmezse de ''gevur'' de kurtul, ''yok öğle üç kuruşa beş köfte''.

Öncelikle yönetici pozisyonundaki yerel siyasetçiler, ilk önce önlerine bir sözlük açıp hain, terörist, gavur, düşman gibi kelimelerin ne manaya geldiğini, iyi öğrenmeliler.

Kılık kıyafet sakal saç ayakkabıya varana kadar görüntülerine, ağızlarından çıkacak sözlere, toplum içindeki mimik ve davranışlarına, yanlış anlaşılmalara sebebiyet verecek davranışlara, en önemlisi de söylem ve sosyal medyadaki paylaşımlarına, çok dikkat etmeliler.

Ben yazdım kim üstüne alınıyorsa alınsın düşüncesiyle, cahilce hareket etmemeliler.

Yoksa bizim de şahit olduğumuz yorumlarla, yerin dibine giriverirler.

Sorsan bilmem kaç yıldır siyaset yapıyordur, ama kendi alın teri ve çabasıyla bir kişiyi dahi ikna edememiştir, lakin ahkam keser.

Lider adına parti adına oy verenler zaten her dönemde sandıkta, sen sözüm ona teşkilatçılık anlayışınla, yerel manada partinin oyunu nereye yükseltebildin desen, tüm verilen oylara sahip çıkacak kadar, siyasetten bi haberdir, aslında!

Neyse fazla uzatmayalım aynı kaldırımda yürüyor, düğünlerde karşılaşıyor, biri birinizden alışveriş ediyor, cenazede buluşuyor, belki Hıdırlıktaki çınarın altında farklı masalarda çay içiyor olabilirsiniz.

Fakat bugün iktidar olan yarın muhalefet olduğunda, aynı aşağılayıcı ötekileştirici sözleri duymak istemiyorsanız, aklınızı başınıza alın ve hakaret içermeyen söz ve tutarlı davranışlarla, makul söylemlerle rencide etmeden siyaset yapmalısınız!