Aristo derki “Göz görmemek içindir.” Çok ilgimi çekti bu ifade. Demek ki bizim gördüklerimiz gerçeğin çok az bir kısmı veya duyu organlarımız varlığı olduğu gibi algılamamız konusunda yetersiz. Belki de zihnimizin dışında, bizim algılarımızdan bağımsız bir gerçekliğin olmasından söz edemeyiz.

5 duyu organımızın dış dünyayı algılama noktasında yetersiz olduğunu fark edebiliyoruz ve zihnimiz dış dünyadan daha farklı bir zihinsel dünya oluşturuyor kendine. Bu zihnimizin oluşturduğu izlenimlere göre algılıyoruz her şeyi.

İnsan beyni ürettiği düşünceler sayesinde kendine ait bir gerçeklik yaratır. Bütün insan beyinlerinde bu durum aynıdır. Böyle olunca da ortak yaşamı, sevinçleri, hüzünleri, mutluluğu yada mutsuzluğu vb. ortak zihinlerin bir araya gelmesiyle oluşturuyoruz.

Felsefe, bilim ve din de bu görüşümü destekleyen bir çok filozof, din adamı ve bilim insanı bulmak mümkün.Örneğin büyük filozof Berkeley “Var olmak algılamaktır” diyerek yaşamın bir zihin durumu olduğunu savunmuştur.Mevlana ise bize,”Gözün gördüğü değil gönlün gördüğü yürek gerek “ ,Descartes ”Düşünüyorum öyleyse varım.”, E.Nightingale “Düşündüğünüzü oluşturursunuz.” Buda “Neyi düşünüyorsak oyuz. Dünyamızı düşüncelerimizle yaratırız”. Shakespeare “Aslında hiçbir şey iyi yada kötü değildir.Her şey bizim onlar hakkında düşündüklerimize bağlıdır.”Örnekleri çoğaltmak mümkün.

Sevgili Dostlar! Benim bildiğim şey bu hayatın gerçek olmadığı ya da dış dünya dediğimiz bu kainatın bende tam bir karşılığının olmadığıdır. Bu Dünya ya bir tiyatro ya bir illizyon ya da gerçek varlıkla aramızdaki ara yüz. Bu ara yüzün arkasında gerçek bir hakikat olduğunun da bilincindeyim ama önce bu dünyanın sanallığını öncelikle çok iyi bilmemiz gerekiyor.

Belki bu yazımı okuyan birçok okurum, dini inanışları gereği beni eleştireceklerdir. Fakat birçok ayet ya da hadis benim düşüncelerimi destekler nitelikte.  Bir Hadisinde Peygamberimiz “İnsanlar uykudadır, ölünce uyanırlar” demiştir. Bu dünyanın geçici olduğunu, güzelliklerine ve acılarına kapılmamamız gerektiğini din alimlerinden hep duymuşuzdur.

Tüm bunları neden mi yazıyorum: İnsanı insan eden, yaşama anlam veren gerçekten var olduğunu sandığımız Evren değil, bizim düşüncelerimizdir. Bilge insanlarında bilgeliklerinin ilk adımı da burada başlıyor zaten. Anadolu coğrafyamız bilge insanların zenginlikleri ile dolu.

Güzelliğin 10 par’etmez bu bendeki aşk olmasa……..Aşık Veysel

“İlim ilim bilmektir.

İlim kendini bilmektir.

Sen kendini bilmezsen

Bu nice okumaktır”   Yunus Emre

“Düşünmek, ruhun kendi kendisine konuşmasıdır.”Platon. Ben bu yazımda ruhumla konuşmak ve sizi de bu konuşmama ortak etmek istedim.

Kalın sağlıcakla

Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli; [email protected]