İnsan beyni bir mucize… Ama aynı zamanda fazlasıyla tembel bir mucize. Çünkü o, doğası gereği enerji tasarrufu yapmak ister. Beynin toplam vücut ağırlığımızın yalnızca %2’sini oluşturmasına rağmen, günlük enerjimizin yaklaşık %20’sini tükettiğini biliyor muydunuz?
Üstelik beyin, alışkanlıkların dışına çıkıp yeni bir şey öğrenmeye çalıştığında bu oran daha da artar — çünkü yeni bilgi, dikkat, planlama ve karar alma süreçleri beynin en fazla enerji harcayan bölgesi olan prefrontal korteksi devreye sokar.
Bu yüzden beynin en büyük arzusu, işleri “düşünmeden” yapabilmektir. İşte tam da bu noktada devreye alışkanlıklar girer.
Otomatik pilotta yaşam
Sabah uyanınca elinizi yüzünüzü yıkamanız, arabada farkına bile varmadan işe gitmeniz, bazen cep telefonunu “neden açtığınızı unutarak” kurcalamanız…
Hepsi beynin otomatik pilotta çalışmasının sonucu.
Neden mi? Çünkü bilinçli karar almak, plan yapmak, irade göstermek prefrontal korteksi yorar.
Alışkanlıklar ise bu yükü bazal gangliyon adı verilen derin bir yapıya devreder.
Böylece davranış otomatikleşir, beyin enerjiyi korur.
Bir davranış ne kadar çok tekrar edilirse, o kadar az düşünme gerektirir.
İşte bu yüzden yeni bir işe başlamak zordur ama alışkanlığa dönüştüğünde su gibi akar.
Beyin için sıkıntı, stres değil, boşluktur
İlginç ama gerçek: Beyni asıl yoran stres değil, sıkıntıdır.
Kısa süreli stres (bilim insanlarının “eustress” dediği tür), dikkati ve motivasyonu artırır.
Ancak anlamdan, hedeften yoksun bir rutin ya da uzun süren monotonluk beynin dopamin devrelerini köreltir.
Yani sıkılan beyin, körelmeye başlar.
Biraz stres iyidir; bizi canlı tutar. Ancak fazlası sistemleri kilitler, azı ise ruhu uyuşturur.
Beynin sağlıklı kalması için orta düzeyde stres ve anlamlı rutinler en ideal kombinasyondur.
Beynin “chunking” yeteneği
Beyin karmaşık eylemleri küçük parçalara böler, sonra bunları birleştirip tek bir komut gibi saklar.
Buna “chunking” denir.
Örneğin araba kullanmayı öğrenirken başlangıçta her şeye dikkat etmek gerekir: debriyaj, vites, ayna…
Birkaç ay sonra tüm bu adımlar tek bir “paket” haline gelir.
Artık konuşarak da araba sürebilirsiniz çünkü beyin süreci otomatikleştirmiştir.
Yeni alışkanlık oluşturmanın püf noktaları
Bilim, yeni alışkanlıkların iradeden çok ortam düzenine bağlı olduğunu söylüyor. Yani kahramanlık değil, düzen kazanıyor.
İşte beynin sevdiği birkaç strateji:
- Küçük başla: “Günde 1 saat spor” değil, “her sabah 5 dakika esneme.”
- Var olan alışkanlığa ekle: “Kahveden sonra 10 sayfa kitap.”
- Çevreni düzenle: İyi davranışı kolaylaştır, kötü olanı zorlaştır.
- Hemen ödüllendir: Küçük bir tebessüm bile dopamini artırır.
- Tutarlılığa odaklan: Her gün 5 dakika yapmak, haftada bir 2 saatten daha etkilidir.
Kötü alışkanlıkları silmek mümkün mü?
Tam olarak silmek değil… ama yerine yenisini koymak mümkün.
Çünkü alışkanlık beynin derinliklerine kazınır; onu sökmek değil, dönüştürmek gerekir.
Aynı ipucuna yeni bir rutin bağladığınızda beyin yeni yolu öğrenir.
Örneğin stres anında sigara yerine derin nefes almayı ya da kısa bir yürüyüş yapmayı seçmek, eski devreyi zamanla sönümlendirir.
Son söz
Beyin karmaşık görünse de aslında oldukça pratik bir mekanizmadır.
Enerjisini korumak ister, tekrarlarla öğrenir, düzen içinde rahat eder.
Kısacası, beynin dilini konuşmak istiyorsanız şunu unutmayın:
“Beyni yoran stres değil, anlamsızlıktır.
Beyni dinlendiren alışkanlık, büyüten ise hedefli strestir.”
Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli: [email protected]