Prometheus’un zincirlerini bilirsiniz. İnsanlara ateşi armağan eden bu yüce titan, iyiliğin bedelini zincirlenerek ve her gün ciğerinin parçalanmasıyla öder. Mitoloji bize şunu fısıldar: İyilik ölçüsüz olduğunda, en yüce gönüllülük bile insanı tüketir.

Bu hakikati Batı felsefesi de doğrular. Aristoteles, erdemin “Altın Orta”da olduğunu söyler: Cesaret, korkaklıkla çılgınlığın arasında; cömertlik, cimrilikle savurganlığın ortasında yer alır. İyilik de böyledir; aşırısı da eksikliği kadar zararlıdır.

Doğu’nun bilgeliğine döndüğümüzde, Konfüçyüs’ün “Zhongyong” yani Orta Yol anlayışı çıkar karşımıza. Fazla iyiliğin insana kötülük getirebileceğini, ölçüyü bilen insanın hem kendini hem de başkasını koruyacağını vurgular. Onun ünlü sözü hâlâ geçerlidir: “Kendine yapılmasını istemediğini başkasına yapma.”

Tasavvuf ise bu gerçeği daha incelikli bir dille dile getirir: İtidal. Mevlânâ der ki: “Aşırılıklar insanı kör eder; orta yol hakikati gösterir.” Ve Hacı Bayram-ı Velî, çağları aşan şu öğüdü bırakır: “Ne kendine zulmet, ne de başkasına.”

Bugün modern psikolojide bu anlayış “psikolojik bencillik” olarak adlandırılıyor. Yani başkasına fayda sağlamadan önce, kendi sınırlarını koruyabilmek. Çünkü kendini yok sayarak iyilik yapan kişi, bir süre sonra tükenir ve artık kimseye de faydası kalmaz. Uçaktaki oksijen maskesi kuralı gibi: Önce kendi maskeni tak, sonra yanındakine yardım et.

Mitolojiden felsefeye, Çin’den Anadolu irfanına kadar tüm öğretiler tek bir noktada birleşiyor: Gerçek iyilik, dengeyle mümkündür. Ne bencilce bir kayıtsızlık ne de kendini yok eden bir fedakârlık… İyilik, sınırlarını bilen insanın erdemidir.

Bugün işyerinde “Hayır, bu benim sorumluluğum değil” diyebilmek, ailede “Dinlenmeye ihtiyacım var” diyebilmek, dost sohbetinde “Buna katılamayacağım” diyebilmek bencillik değildir. Bilakis insanın hem kendine hem de çevresine duyduğu sağlıklı bir saygıdır.

Ve belki de hepimizin hatırlaması gereken, Hacı Bayram-ı Velî’nin o yalın ama derin öğüdüdür: “Ne kendine zulmet, ne de başkasına.”

Gençlere Öğüt:

Sevgili gençler, iyilik yapmak güzeldir ama kendinizi tükettiğinizde yaptığınız iyilik bile anlamını yitirir. Hayır diyebilmeyi, sınır çizebilmeyi, kendi ruhunuzu korumayı öğrenin. Çünkü kendini seven insan, başkasına da en güzel sevgiyi sunar.

Bunu günlük hayatınıza da taşıyabilirsiniz:

Alkol ve sigara gibi alışkanlıklara karşı kendinizi koruyun; bedeninizi ve zihninizi tüketmesine izin vermeyin.

Ders çalışmama veya sorumlulukları ihmal etme gibi alışkanlıklar, uzun vadede hem kendinize hem çevrenize zarar verir.

Sosyal çevrenizde sürekli “evet” demek, başkalarının yükünü omuzlamak, kendi enerjinizi tüketir; sınırlarınızı bilin.

Kendinize zaman ayırın, dinlenin, ruhunuzu ve bedeninizi besleyin.

Unutmayın: Sağlıklı seçimler yapmak, kendinize duyduğunuz saygının ve başkalarına sunacağınız iyiliğin temelidir.

Görüş ve önerileriniz benim için önemli: [email protected]