Öğrenciler, çoğu zaman okulu ya da dersleri zorunluluktan devam ettiriyor. Peki, neden okula gitmeyi, test çözmeyi veya ders çalışmayı bir eziyet olarak görüyorlar sizce? Veya eğer veliler çocuklarına, notlarını yükseltmeleri konusunda baskı uygulamak yerine; onların yanında olup, onlarla birlikte ders çalışarak bunu eğlenceli hale getirseydi böyle olur muydu sizce? Bugün bu sorulara cevap arayacağız.

Öğrenciler tatili çok seviyor, bunu biliyoruz. Öğrencinin gözünde okulun ilk günü eziyetlerin başladığı gündür. Çünkü sonuçta öğrenciler okul zamanı okulda ders dinliyor, eve gelip tekrar yapıyor, ödev yapıyor, sınav varsa sınava çalışıyor, proje varsa yapıyor, bunun yanında kitap okumaya çalışıyor ayrıca deneme sınavlarına hazırlanıyor, bir de üstüne herkesin baskı uygulaması gelince kafa kazan gibi oluyor ve bunun yanında psikolojiler de altüst oluyor tabi. Öğrencinin gözünde okulun başlaması da tüm bu eziyetlerin başlaması gibi hissediliyor. Oysa veliler çocuklarını sıkmak veya notunu beğenmeyip kızmak yerine çocuklarına destek olsa, mesela onunla eğlenmeyi bilse veya her gün sadece 1 saatini çocuğuna ayırıp onunla kitap okusa ya da ödevlerini yapmayı eğlenceli hale getirse; çocuk, ders yapmayı bir eğlence olarak görebilir. Peki, okula başlarken hiçbir şey bilmiyoruz, nasıl başlayabileceğimizi bilmiyoruz, ne yapmalıyız? Öncelikle yeni bir sınıfa başlamak büyümek demektir ve olgunluk gerektirir.

Dersleri, özellikle ilk zamanlarda başlarken, çok dikkatli dinlemek ilk adımdır. Sınavlara çalışırken hep bir tekniğiniz olsun, hep aynı yöntemle çalışırsanız veya planlı çalışırsanız bu sizi daima başarıya yöneltir, emin olun. Ayrıca öğrenciler özellikle mezuniyet zamanları gelecek planlarını, ilgi alanına göre yapmalıdır. Mesela, Sosyal veya Türkçe gibi dersleri çok seviyorsunuz ama çevrenizdekiler özellikle de aileniz matematik ve fen gibi bölümleri seçmeniz konusunda baskı uyguluyor. Böyle de çok güzel şekilde kafanız karışabilir. Aileler; çocuğunuza baskı uygulayarak istemediği bir bölüme gönderirseniz, çocuğunuzun hayatıyla oynamış olursunuz. Öğrenci, düşük de yüksek de olsa en sevdiği, ilgi duyduğu alanda mutlu olur. Lütfen onların kararlarına, görüşlerine saygı duyun ve onları anlayın. Mesela siz, kendi, sevdiğiniz ülkenizde mi yoksa yabancı ülkelerde mi rahat edersiniz? Ben söyleyeyim tabi ki kendi ülkenizde çünkü insan ancak sevdiği, bildiği yerde durmak ister. Öğrencilerin tercihleri de aynen buna benzer. Yani onlara destek olun. Yüklerini hafifletmeye çalışın. Kafasının karışmasına izin vermeyin.

Ayrıca öğrenci velisi olarak, böyle zamanlarda en büyük görev size düşüyor. Çocuklarınız her şeyden değerli, onların psikolojisini anlayın. Ve tabi çocuğu sıkmayın desem de, yaramazlık yapsın, ders çalışmasın ya da düşük bölümlere gitsin demiyorum. Tabi ki öğrencinin takibini yapın. Okuldaki durumunu gözlemleyin. Çocuğunuzla yeterince ilgilendiğinizde, ona destek olup özgüvenini yükselttiğinizde ondaki değişimleri günbegün gözlemleyeceksiniz. Öğrenci, sadece veli desteğiyle çok özgüvenli, çalışkan ve mutlu biri olabilir.

Yani diyorum ki; öğrencilerle günde 1 saat ilgilendiğinizde, onların hoşlandığı bir alanda vakit geçirdiğinizde hem ailesi yanında diye özgüvenleri yükselecek hem de özgüveniyle aynı oranda dersleri yükselecektir. Çocuklarınızı okulunda düzenli şekilde takip ederseniz gerçekten başarıya ulaşır. Eğer buna rağmen sorularını çözemiyorsanız rehberlik servisine başvurabilirsiniz. Puanlarının düşük olduğunu anlatırsanız onlar da çocuklarınızla yeterince ilgilenip ilgilenmediğinizi soracaktır doğal olarak. Ama ilginize rağmen çocuk başarıya ulaşamadıysa öğretmeninden yardım alarak bir çalışma programı çıkartabilirsiniz. Bu sayede düzenli bir şekilde çalışabileceklerdir. Ayrıca çocuklara da sorumluluk düşüyor tabi ki. Öğrenciler anlamadıkları yerleri derste öğretmene sorarsa veya çözemediği sorularda yardım alırsa eksiklerini görmüş olur, öğretmenlerinden bu eksiği tamamlamak için yardımcı olmasını isteyebilir. Anlamadığı konuları tekrar anlattırırsa hiç eksik kalmaz ve bu onu doğrudan başarıya yöneltir.

Sonuç olarak öğrencilerin beklentisi, derslerinde başarıya ulaşmak için gerek ailesinden gerek öğretmenlerinden destek almak ve dersleri biraz eğlenceli hale getirmektir. Mesela okuduğum “Eyvah Veli Toplantısı” adlı bir kitapta bir kız, veli toplantısını bile eğlenceli bir hale getirmeye çalışıyordu. Yani durmadan ders değil ama en azından bazı dersleri oyun oynayarak veya yarışma yaparak öğrenmek hem bilgilerin çok daha kalıcı olmasını sağlayacak hem de öğrencilerin moralini biraz yükseltecektir. Yani çocuklarınızı sevin, ilgilenin, destek olun, kararlarını dikkate alın, elinizden geleni yapın. Unutmayın ki biz öğrenciler geleceğin nesilleriyiz…