İnternet kullanımının yaygınlaşmasıyla sosyal medyada hızla yayılan akımlardan biride, din adına fiili tatbikattan uzaklaştıran paylaşımlar artmaya başladı.

Şu vakitte şu sayıda şu ayetleri okursan, şu kadar sayıda salavat getirirsen, filan yerdeki türbeye mum yakarsan veya şu ağaca çaput bağlarsan, dünya ve ahiret için ne dilersen kabul olur babında, adrese teslim sözde garantili paylaşımlara fazlasıyla şahit oluyoruz.

Dini bilenler okumanın zararı olmadığını söyleyerek bu zihniyetteki kişilere karşı yeterince tepki göstermemeleri üzerine, paylaşımı yayan ve buna uyanlar cesaretleniyor.

Haliyle özellikle genç nesil İslam dininin bu okuma ve davranışlardan ibaret olduğunu zannedip, fiili yaşamaya ihtiyaç yokmuş düşüncesi hakim olmaya başlıyor.

Her gün sayıları artan kesim vur patlasın çal oynasın yaşantılarından vazgeçmeye gerek duymadan, usulden okuduklarının kafi olduğuna inanıyorlar. Ve İslam dininin farzlarından bir haber tatbik etmekten uzak anlık dualarla kurtulduklarını düşünerek, sözde Müslümanca hayat yaşadıklarını sanıyorlar.

El bir yerde, göz bir yerde, gönül bir yerde, akıl başka yerde, dil her tarafa dönerken, fiiliyattan uzak anlık okumalarla, İslamiyet yaşanmış olmaz!

Bu paylaşımlar iyi niyetle bile yapılıyor olsa, toplum yanlış bir din anlayışına doğru hızla sürükleniyor.

İslam dininin sadece dil ile yapılan dualardan ibaret olmadığını, farz olan ibadetlerin vaktinde yapılmasının kazandırdığı güzel ahlakla bütünleşerek, yaşamınızın tümüne yön veren bir din olduğu bilinmelidir.

Üç kıtaya hükmetmiş çağ açıp çağ kapatan ecdadımız, sayısız fetih ve zaferlerini oturdukları yerden sadece yüzlerce binlerce duâ okuyup salavat getirerek kazanmamışlar.

Dua ile birlikte, mallarını ve canlarını ortaya koyarak, İ'la-yi Kelimetullah uğruna mücadele ederek kazanmışlar.

Kur’an-ı Kerimdeki ayetler, ne bir eksik ne bir fazla, bir ömür içtenlikle kayıtsız ve şartsız inanarak tatbik edilirken, Peygamber efendimizin ahlakına ve sünnetlerine de sahip çıkılmalı.

Allah’ın Resulü (sav) ve Ashabı, hiçbir zaman oturdukları yerden sadece Fetih Süresini okumakla yetinmediler. Her şart ve durumda, duâ etmekten geri durmadıkları gibi, İslam’ın emirlerine uyarak yaşamaktan da taviz vermediler.

Bedir'de Hendek'te Mekke'de fiili olarak mallarından canlarından vazgeçerek savaştılar. İnandık iman ettik dedikten sonra, örnek yaşantılarıyla imrenilen insan olmayı başardılar.

Hurafelerden medet umarak mucize bekleyenler, şeytanın kolaycılık aldatmasından vazgeçmelidirler.

Eğer inandım iman ettim diyorsanız, İslam’ın şartlarını yaparım ederim daha vakti var demeden, fiziki olarak da uygulamalısınız. 

ABD, İngiltere, Almanya, Çin, İsrail, Rusya sadece silah üretmediler, ekonomide ve teknolojide başarılı oldular. Ama Müslüman devletler keyiflerini hiç bozmadan, çaba sarf etmeden sadece dua etmeyi tercih ettiler. İnandık iman ettik demekle olmuyor. Başarmak ve galip gelmek için ter dökerek, zahmete katlanmak gerekiyor.

Bilim ve ilim sayesinde teknolojiyle bütünleşmeli, tarım ve hayvancılıktan vazgeçilmemeli ve savurganlık yapmadan tüketilmeli. Tüm canlılara adaletle muamele edilmeli, kişi hak ve hürriyetine karşı dürüst olunmalı, yapılan her işte samimi olunmalı, kadın erkek çocuk haklarına riayet edilmeli, din dil ırk ayrımı yapmadan adaletle eşit davranılmalı. Bunlar yerine getirdikten sonra, Allah’dan dua ile yardım isteyip, sonrasında tefekkürle birlikte mücadele edilmeli.

Kimse kendini aldatmasın Namaz ibadeti hiçbir durumda tehir edilemeyen en önemli ibadettir. Oruç sağlıklı olanlar, zekat ve hac varlıklı olanlara farz ibadetlerin başında gelir. Tatbik etmeden benim kalbim temiz demekle Müslüman olunmuyor.

Bu görevlerinizi ötelemeden bir fiil yerine getirmekle mükellefsiniz. Yoksa ahir ömrünüzde dövünmenin hiçbir yararı olmaz.

Sabah akşam toplumun hayasız ve ahlaksız olduğundan dem vuranlar, öncelikle ferdi olarak gayri ahlaki hatalarından kurtulmalı. Göreceksiniz şahısların düzelmesi, toplumun olumlu manada değişimine vesile olacaktır.

Allah, hepimize Ramazan’da ve sonrasında, şuurlu Müslümanlardan olmayı nasip etsin, İnşaAllah. Amin…