Zenginlik sadece mal ve para çokluğuna tahsis edilemez. Maddi, manevi çok çeşitli zenginlik vardır.
Çalışan, kazanan Allah'ın sevgilisidir. İnsan çalışır, kazanır, hem kendisi istifade eder, hem de başkalarını faydalandırır.
Böyleleri herkes tarafından takdir edilir. Allah'ta onlardan razıdır.
Salih bir müminin işi, çalışması, üretimi de aynı şekilde salih, yani dürüst olmalıdır. Bundan dolayıdır ki Resûlullah (sav) “Salih bir kişi için, salih mal ne kadar güzeldir!” buyurmakla hem salih kimseyi, hem de onun helâl kazancını övmektedir.
İmkan ve gücü varken çalışmayıp başkalarının alın teriyle hayat bulanlar, üretmeden veya ürettiğinden fazla tüketenler ise toplumun sırtında bir yüktürler.
Herşeyin aktif olarak ele alındığı dinimizde insan aktif olması gerektiği gibi, birikimleride aktif olacak ve toplumun menfaatine sunulacaktır. Kur'an ifadesiyle (KENZ) serveti yığıp, biriktirmek, atıl hale getirmenin kimseye bir faydası olmadığından kötülenmiştir.
İslam servet düşmanı değil, adaletsiz, haksız, haram kazançların karşısındadır. Aynı zamanda zekat, sadaka, nafaka, infak gibi kavramlarla muhtaçların görüp gözetilmesini, ihtiyaçlarının giderilmesini ister. Sosyal devletinde milli gelir dağılımında adil, eşit olması milli birlik ve beraberlik açısından önemlidir.
Kötülenen zenginlik değil eşyaya, paraya, mala- mülke kul köle olmak, ahireti unutup hak ve adaletten saparak dünyevileşmek ( sekülerizm) hastalığına düşmek, gayri meşru yollardan servet edinmektir.
Mal ve servetten daha değerli, daha önemli zenginlikler vardır. Sağlık gibi bir nimet hiçbir servetle ölçülemez. Kanun Sultan Süleyman'ın:
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet (iktidar) gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi" beyti bir nefesin bile bu dünyada ne büyük zenginlik olduğunun en güzel ifadesidir.
Bir çocuk sahibi olmak için bütün servetini harcayan eşler vardır. İhtiyacını gidemeyen bir kralın ihtiyacını gidermek için bütün makam ve servetini vereceğini anlatan bir hikaye bize asıl zenginliğin bir başka örneğidir. Bazan İlim, sanat, mutluluk, huzur, itibar, güven gibi farkında olamadığımız nice zenginlikler vardır.
Huzurlu, mutlu bir aile ortamı hangi servet, mal mülk ile kıyaslanabilir ki? Bir göz, bir el ayak bile en çok servetten daha değerlidir.
İstiklâl, özgürlük, vatan gibi nimetlerde insanın bazan servet ödemeden ama servetle sahip olamayacağı zenginlikler değil midir?
İnsan bu dünya hayatında sahip olduğu zenginliklerin kıymetini bilmeli ve Allah'a hamd ve şükür edip isyana girmemelidir.
Dünya ve ahiret hayatında unutulmaması gereken en büyük zenginlik ise ÎMAN zenginliğidir. Çünkü o bütün mutluluk ve iyiliklerin kaynağıdır.i
M. Âkif'in dediği gibi;“İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür. İmansız olan paslı yürek sinede yüktür!”
Îman dünya ve ahiret saadettin en büyük hazinesidir. Bu büyük hazineye sahip olmak niyazıyla...