19 Nisan 1984 yılında Endüstri Meslek Lisesi sporcusu olarak, polis okulu atletizm yarışmalarında, 4.000 mt. Kros yarışmasında 2.nci olduğum haberini yayınlayan Pervasız gazetesini takip etmeye başladım ve bir süre sonra da, abone olarak işyeri adresimize gelmesini sağladım.
Ardından fırsat buldukça ve rahmetli Ahmet amcanın müsait olduğu zamanlarda, gazeteye gidip gelmeye başlamıştım. Bu ziyaretlerin birinde, tüm cesaretimi toplayarak ‘’Ahmet amca benim de bir şiirim var, yayınlar mısın’’ deyiverdim. ‘’Yanında mı çocuk hadi ver bakalım’’ dediğinde, dosya kâğıdına yazdığım şiirimi uzattım. Okudu gülümsedi ve o şiiri 17 Aralık 1986 tarihinde ‘’Ömer’in Dünyası’’ adıyla yayınladı. Artık rahmetli Ahmet amcaya da, ayrı bir sevgi bağım oluşmuştu.
Pervasız bugün olduğu gibi o yıllarda da spor, müzik, yazı konuları başta olmak üzere gençlere cesaret veren desteğini hiç esirgemedi. Kazanılan her türlü başarıyı küçük büyük demeden, sayfalarında yer verdi.
Galiba bu sebepten olacak ki, tüm Akşehirlilerin hatta yolu Akşehir’e düşenlerin dahi, sevgisini kazandı. İşte o insanlar o gün bugündür güne Pervasızı ellerine alıp okuma imkanı bulamasalar bile, online olarak takip eder oldular. Belki de bu insanların yoğun sevgi ve ilgisi, 19 Mayıs 1953 tarihinde gazeteyi kuran Ahmet amcanın emeğinin ve mütevazılığının karşılığı idi.
Yıllar içinde aktif siyasette bulunduğum dönemlerde ve belediye meclisi olduğum yıllarda, daha sık ziyaret ettiğim Ahmet amcanın görüş, öneri ve bilgilerinden, çok faydalanmıştım.
Tabii ki onunda tercih ettiği bir siyasi parti vardı ama her görüşten insanla ve siyasetçiyle, genel ve yerel siyasi konuları oku doğrusuna konuşurdu. Bu konuşmaların başı da sonu da, mutlaka Akşehir'imizin refahının artması ve gelişmesi adına, şehrimizi işaret ederdi.
Konu ne olursa olsun, Ahmet amca gibi topluma faydalı konuşun ya da yazın. İnsanlar arasında nifak çıkartmak, husumet oluşturmak için ne konuşun ne yazın nede davranışlarda bulunun.
İnsanların konuştukları uçar gider ama yazdıkları, belki sonsuza dek bir yerlerde asılı kalır. Siz unutmuş olsanız dahi, ya arkanızdan gelir ya da önünüze çıkıverir.
19 Mayıs 1953 tarihinden günümüze PERVASIZ gazetesinin yaşamasına vesile olan gazeteyi dağıtan, matbaada çalışan, günün her saatinde sahada haber kovalayan, fotoğraf çeken, masa başında çalışan, köşe yazarlığı yapan, tüm bunların yasal sorumluluğunu alan herkese hayatta olmayanlara rahmet, olanlara ise sağlık diliyorum.
Ayrıca bana yazma cesareti veren rahmetli Ahmet amcaya ve 09 Mayıs 2019 tarihinden bugüne kadar, yüzlerce makalemi yayınlayan PERVASIZ yönetimine teşekkür ediyorum. Siz değerli okur ve abonelere ise, şükran ve saygılarımı gönderiyorum.