Öğretmenlik hayatım boyunca şunu çok iyi gözlemledim: Çok yetenekli ve zeki olduğu halde okul derslerinde ve YKS, LGS, KPSS gibi sınavlarda başarılı olamamış bir çok öğrencim oldu. Tam tersi durumlara da şahit oldum. Çok yetenekli ve zeki olarak görmediğimiz bir çok öğrencim kariyerlerinde çok başarılı olabildiler.

Başarı için yanlış ölçüt kullanıyoruz ve yanlış ölçütün ismi entelektüel zekâ (IQ). Oysa günümüzde yapılan pek çok bilimsel çalışma sonucunda, başarıda duygusal zekânın (EQ) da yüksek olması gerektiği anlaşılmış.

Kişinin kendisinin ve başkalarının duygularını doğru algılaması, anlaması ve yönetmesine duygusal zekâ diyoruz. Bu, duygusal açıdan zeki kişilerin insanların duygularını okumakta iyi oldukları ve uygun tepki verebildikleri anlamına geliyor. Modern dünya liderlerinin, çoğunlukla duygusal zekâsı çok yüksek kişiler olduklarını duymak sizi şaşırtmasın. Duygusal zekâ, mesleki performansta en büyük rolü oynuyor, ama burada önemli olan duygusal zekâ ile başarı arasındaki bağlantıyı güçlendirebilmek.

Kişisel hayatta sağlam ilişkiler kurmaktan, iş hayatındaki bağlantılara; depresyonla mücadeleden, liderlik özelliklerine kadar birçok konuyu kapsayan duygusal zekâ, çok önceleri keşfedilmiş olmasına rağmen yeterince üzerine düşülmüyor.

Duygusal zekâ başarıyı nasıl etkiler?

Duygusal zekâsı yüksek kişilerin nasıl davranması gerektiğini gösteren bazı anahtar belirteçler var. Bu belirteçler aynı zamanda diğer kişilerle iletişimi ve durumlara karşı gösterdikleri tepkileri de etkiler. Şu anda yapmamız gereken şey, duygusal zekânın bu belirteçlerinin başarılı olmamızda nasıl bir rol oynadığını anlamaktır.

ÖZ FARKINDALIK (KENDİNİ BİL): ”Kendini bilmek, tüm bilgeliğin başlangıcıdır. ”Aristoteles.  Kendinden haberdar olmak, karşısındaki kişinin duygularını, güçlü ve eksik yönlerini net anlayabilmektir. Bu, hatalarınızı kabullenip sahiplenmenizi veya bir konuyu bilmediğinizde bunu itiraf etmenizi kolaylaştırır. Ayrıca öz farkındalık sahibi kişiler, belirli bir durumun kendilerini nasıl hissettireceğini de çok iyi bilirler. Öz farkındalık yani kendini bilmek duygusal zekânın en önemli bileşenlerinden biridir. Bu, başarıya doğrudan etki edebilir, çünkü hissedeceklerinizin performansınıza nasıl yansıyacağını da iyi bilirsiniz. Bir şeyle baş edemeyeceğiniz zaman bunu itiraf etmekten korkmamanız, hem sizin hem de etrafınızdakiler için sorunları daha kolay çözer.

Peki, öz-farkındalık yada kendini bilmek nasıl gerçekleştirilebilir? Bu sorunun yanıtını insanlık tarihi boyunca tüm dinler, mitolojiler, filozoflar ve bilim adamları cevap aramışlar. Aslında benimde Pervasız gazetesinde ki  yazılarımda yapmak istediğim tam olarak bu.

 OTOKONTROL: Duygularınızı anlayabildiğiniz için onları nasıl yöneteceğinizi de bilirsiniz. Anında tepki vermek yerine, hissettiğiniz duygunun geçmesini beklersiniz ve nasıl cevap vereceğinizi düşünme şansınız olur. Dürtüsel olarak karar almak yerine yapacağınız hamleleri hesap edersiniz ve kendinizi kontrol edebilirsiniz. Bu şekilde, değişimleri ve beklenmedik durumları daha kolay ele alır ve koşullara hızlıca uyum sağlarsınız.

Tüm bunları başarabilmeniz için öncelikle yavaşlamanız gerek. Bu konuya da daha önceki yazılarımızda değinmiştik. HAKAN ZEYBEK: TANRIM, BENİ YAVAŞLAT (HİTİT DUASI) - Pervasız Gazetesi Akşehir

 MOTİVASYON: Motivasyonunu kontrol edebilen kişiler, hedeflerine ulaşmak için durmaksızın koşar ve yaptıkları işler yüksek kalitede olur. Bir Fransız Atasözü konumuzu çok güzel özetlemiş ”Bir atı zorla suya götürebilirsin fakat zorla su içiremezsin.”

EMPATİ: Duygusal zekâsı yüksek kişiler daha empatiktir, insanların duygularını doğru şekilde algılar ve bu duygulara karşı nasıl davranacaklarını bilirler. Doğru cevabı verebilmek için insanların o andaki duygularını dikkate alırlar. Anında bir yargıya varmak yerine, kişilerin durumlarını ve sergiledikleri davranışları anlamaya çalışırlar. Bu, duygusal zekâsı yüksek olan kişilerin başkaları ile çalışmasının daha kolay olduğu anlamına gelir. İnsanlara duygusal açıdan zarar vermeden neyin gerekli olduğunu ve zor durumlarla nasıl başa çıkılacağını bilirler. Bu özellik profesyonel ve kişisel gelişimi kolaylaştıran bir niteliktir.

Gazetemiz yazarlarından olan Atilla ÜN üstadım, duygusal zekanın başarıya giden yolda entelektüel zekadan daha fazla öneme sahip olduğunu keşfetmiş sayılı insanlardan biri. Teşekkürler üstadım, sen hatırlatmasaydın bu konuyu araştırıp sizlerle paylaşmak hiç aklıma gelmezdi.

Sağlıcakla kalın!

Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli; [email protected]