Eli silah tutan 15 yaş üstü erkeklerin hepsi cepheye çağrılmış,  Çiftlik halkı da bu çağrıya asla kayıtsız kalmamıştı. Anaları, yârimlerini arkalarında bırakarak vatanın kutsal namusunu çiğnetmeyeceklerdi… Eli silah tutan delikanlılar ya Akşehir askerlik şubesine yâda Bolvadin askerlik şubesine kayıtlarını yaptırıyorlar ve cepheye sevk ediliyordu. Bunlardan ikisi de Mollaese sülalesinden İsa Oğlu 1897’li Ahmet(Demir)ve 1899 doğumlu Hüseyin’dir (Demir).   İsa’nın kahraman evlatlarından Ahmet 1921

Kurtuluş Savaşı gazisi Hüseyin Demir’in torunu emekli polis memuru İhsan Demir, dedesi Gazi Hüseyin Demir’den duyduklarını şu şekilde anlatmaktadır.

“Ben 1963 yılında Yeşilçiftlikte doğdum. İlk gençlik yıllarım dedem Gazi Hüseyin Demir’in yanında geçti.  Bu vesile ile de kendisinin kahramanlık hikâyelerini dinleme fırsatım oldu.  Kasabamızda Molla Eseoğulları olarak biliniriz.  Dedemden duyduğum kadarıyla Milli Mücadele’nin başladığı yıllarda Anadolu’nun pek çok yerinde olduğu gibi köyümüzde de fakirlik varmış. Köylülerimiz bu dönemde belki de köyün erkekleri askerde olduğu için buğday üretememiş. Bu yüzden ellerinde bulunan malzemelerle tandırda ekmek yapmışlar, kıt kanat geçinmişler.  Bu dönemde eli silah tutan herkes askere çağrılmış.  Dedem Hüseyin ve onun kardeşi Ahmet’te silahaltına alınmış.  Dedemiz olan Hüseyin, 52. Piyade alayında görevlendirilerek, Aydın, Kütahya ve Gediz dolaylarında bulunmuş. Dedem anlatımına göre kendisi 9 10 kişilik bir asker grubu ile öncü birlik olarak düşman hattını gözetleme görevinde sıkça bulunmuş. İşte böyle bir görev esnasında düşman kuvvetlerinin yerini tespit etmişler. Bu tespit sonrası birliklerine haber vermek için geriye döndükleri anda düşman kuvvetleri ve Türk askerinin çatışması sonrası iki ateş arasında kalmışlar.  Güçlükle bu ateş hattından sürünerek çıkmışlar. Daha sonrasında bölgede kaybolarak bir eve sığınmışlar.  Burada sığındıkları evin sahibi dedemiz ve arkadaşlarına birkaç gün bakmış, ihtiyaçlarını gidermiş. Dedem ve arkadaşları birkaç günün sonunda ev sahibinden izin alarak birliklerine teslim olmak için yola çıkmışlar. Ancak ne birliklerini nede askeri bir birliği bulamayınca dedem köyümüze dönmüş. Köyümüzde birkaç gün kaldıktan sonra babası İsa ile Bolvadin askerlik şubesine giderek başından geçenleri anlatmış. Bolvadin askerlik şubesinde ki görevlilerin yardımıyla da tekrar mevcut birliğine dönmüş. Burada esasın da vatan sevgisinin tezahürü yatmaktadır. Öyle ki dedemiz bu ve sonrasında yaşadığı geliş gidişleri yürüyerek ve çoğu zaman da ayağında ayakkabıları olmadan yapmış. Dedem daha sonrasında muharebeler de hastalanarak birkaç kez cephe gerisine yahut köyümüze gönderilmiştir. Savaş sonrası dedem, köyüne gelerek çiftçilik ve hayvancılıkla uğraşmıştır.  Daha sonrasında gazi olması hasebiyle devletimiz maaş bağlamış ancak bu maaşını hayır işlerinde kullanılmıştır. Dedem Hacı Hüseyin Demir 1986 yılında vefat etmiştir. Kabri Yeşilçiftliktedir.”

KOÇGİRİ İSYANINDA ŞEHİT EDİLEN MOLLA ESEOĞULLARINDAN AHMET

Koçgiri isyanı; 1921 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti’ne karşı Koçgiri, Pezgavır, Maksudan, Aslanan, Kurmeşan, Parçikan, Canbegan, İzol ve Giniyan aşiretlerinin içinde bulunduğu bir isyandır. Gerçekleşen isyanı Sakallı Nureddin Paşa ve Topal Osman Ağa tarafından bastırılmıştır.  O dönemde asker olan Molla Eseoğullarından 1897 doğumlu Ahmet (Demir) isyan sırasında isyancılar tarafından vahşice Dersim dolaylarında şehit edilmiştir. Molla Eseoğullarından Ahmet’in şehit edilişi ile ilgili İhsan Demir şunları anlattı:

“Molla eseoğullarından Ahmet’de dedemin kardeşidir. Birlikte köyümüzden ayrılarak Milli Mücadeleye katılmışlardır. Ben şehit amcamız Ahmet’in yaşadığı olayları hem dedemden hem de Sultandağlı ismini anımsayamadığım bir kişiden 1979 yılında dinledim.  Bizim babamızdan ve dedemizden ailemize intikal eden koyunları otlatmak için bugünkü endüstri meslek lisesi yakınlarındaydım. Burada bir ihtiyar amca bana kimlerden olduğumu sorduğunda Bende Çiftlikli Molla eseoğullarındanım dedim. Bu ihtiyar gözlerini kısarak Ahmet amcamızı duyup duymadığımı sordu. Bende kendisinin şehit olduğunu söylediğimde hüzünlenerek, Ahmet amcamızın Koçgiri isyanını bastırmak için giden ordunun içinde olduğunu, yakalanan bazı isyancıların nakli esnasında, bu isyancıların ellerinden kurtulmak için kaçtığı anda müdahale ettiğini, ancak isyancıların hunharca Ahmet’i ve yanındaki arkadaşlarının şehit ettiğini söyledi. Aile büyüklerimiz de Ahmet amcamızın Dersim civarında isyancılar tarafından şehit edildiğini söylediler. Maalesef amcamızın mezarının olup olmadığını bilmiyoruz.”