Mehmet Koç ve Hasan Karaca tarafından yazılan Beyşehirli gazilerin anılarında Milli Mücadele adlı eserde,  Beyşehirli gazilerin hatıratlarında Akşehir ve Akşehirlilere yer verilmiştir.  Milli Mücadele gazilerinin o güne dair anlatılarında 1899 doğumlu Beyşehirli gazi Mustafa Çukurkent Akşehirli bir kahramanı şu sözlerle anlatmıştır:

“… Yenişehir’e vardık. O sıralarda düşman Bursa’nın Kazancı Bayırı’nda bulunuyormuş. O zamanlar yeni teşekkül eden 14. Ertuğrul Süvari Alayı diye bir alay vardı, bizi oraya verdiler.

Üzerinde rütbesi görünmeyen Akşehirli Hasan Bey isminde bir yüzbaşı okur-yazar olanları seçiyordu.  Beş altı yüz kişinin içinden iki kişi çıktık. Biri ben, Diğeri Beyşehirli Hacı Hafız’dı. Benim okumam yazmam çok kuvvetliydi.  Akşehirli hasan bey bizi koluna alarak dışardaki çadıra götürdü. Karşımızda bir subay vardı. Bu subay, bölük emini imiş. Bizi görünce çok sevindi. Arkadaşım Hacı Hafız’a Sıhhiye görevi verdiler, bende bölük emini oldum. Bir çadır ve 12 defter teslim aldım.” 

Gazi Mustafa Çukurkent anılarının devamında Akşehir’de bir süvari tümeni olduğunu ve kendisinin II. Süvari Tümeni ile birlikte Kadınhanı kasabasında bulunduklarını ifade ederek devamın da şunları söylemiştir:

“ Büyük Taarruz planı Garp Cephesi Komutanlığı’nın merkezi olan Akşehir’de Kemal Paşa, Fevzi Paşa, İsmet Paşa ve diğer komutanlar tarafından çizilmiş. Biz o günlerde Akşehir üzerinden geçerek Sandıklı’ya ulaştık.”

ASİLERİ BOZGUNA UĞRATAN AKŞEHİRLİ KUVAY-I MİLLİYECİLER

1889 Yılında Beyşehir’in Höyük ilçesinde doğan İstiklal Savaşı gazisi Mustafa İrfan İmdat ise anılarında 1920 yılında Konya ve yöresini etkileyen Delibaş isyanını anlatarak, Akşehir’de Kuvvay-ı Milliye kuvvetlerine ilişkin şunları anlatmıştır:

“… O günlerde her taraf karışıktı.  Beyşehir’i Huğlu Kara Mustafa’nın Seydişehir’i Karaviranlı Ebubekir’in, Şarkikarağaç’ı Harmancı’nın çetelerini bastılar. Bunlar aralarında büyük bir güç oluşturarak Kuvvay-i Milliyecilerin kalesi durumunda olan Akşehir’e yürüdüler Akşehir’deki Kuvvay-ı Milliyeciler buralardan giden efe bozuntularını yenerek perişan etmişler. Çoğunu da yakalamışlar, gidenlerden bir gurup daha sonra geri geldiler. Geri gelenler Akşehir’e saldırmak için tekrar toplanıyorlarmış.”

Kahraman gazimiz Sakarya, Eskişehir ve İnönü harplerini anlattık sonra 1922 yılının kış aylarında Akşehir’e geldiklerini anlatarak şunları ifade etmiştir:

“ 1922 yılının kış aylarında Akşehir yöresine yerleştik. O sıralarda Akşehir- Ilgın ve Kadınhanı’na üç süvari tümeni yerleştirildi. Bu tümenlerin Komutanlığını Fahrattin paşa yaptı. 1922 yılının Ağustos ayına kadar Akşehir’de kaldık. Atlarımızı otlattık. Bu sıralarda Garp Cephesi Karargâhı Akşehir’di.”

Akşehir’de kılıçlarımızı biledik, tüfeklerimizi silip yağladık, hazırlık yaptık.1922’nin Ağustos ayında Büyük Taarruza katılmak için Akşehir’den Yalvaç üstü Dinar’ı bulduk…”