İspanya kralı tahttan feragat etmiş! Kutluyorum, bu örnek hareketi...  Artık bu asra krallık, kraliçelik, veliahtlık, prens ve prenseslik yakışmıyor. Tüm krallar ve prenslerle prensesler de; ortaçağ icadı olan o haksız unvanları kendi halklarına iade etmeliler.

Yüce Peygamberimiz Hazreti Muhammed, isteseydi kendinin ve soyunun krallığını; hatta imparatorluğunu kurabilirdi. Kutsal dinlerin getirdiği, insanların eşitliği düsturu ile; ne imparatorluk, ne de krallık sistemleri uyuşmaz. Kölelik nasıl dünya literatüründen ve tatbikatından kalktıysa... Krallık ve onun yan unvanlarıyla, babadan veya anadan çocuklarına kalan lordluk, kontluk vs... unvanlar da tarihe karışmalı artık! Bir başkasının kölesi veya üstünlük sağlayan bir ailenin tebaası olmak; insan haysiyeti ile bağdaşmaz. Fransız krallığını ve Rus çarlığını; her iki ülkenin ve insanlarının vicdanları ve akılları kabul etmedi.

-Tüm insanların eşit haklara sahip olduğunu kabul ediyor muyuz? EVET! O halde bazıları niçin imtiyazlı doğmuş olsun? Niçin onlar halkın emeklerini ve parasını, istedikleri gibi kullanıp saltanat sürsünler?  Büyük Atatürk, en umutsuz zamanda düşmanları kovup yurdumuzu kurtardığında; birçokları onun kendi padişahlığını ilan edeceğini sanmışlardı. Kendisi halkın oyu ile yeniden seçilmeyi, Padişahlıktan da Krallıktan da daha değerli buldu. Böyle bir geri hareketin, kendinden sonra da gerçekleşmemesi için; bilerek çocuk yapmadı. Aşık olduğu ve bizlere emanet ettiği yurdumuzu ve cumhuriyetimizi; yeni bir despotluk altına sokmamamızı da, vasiyet etti.

Tüm insanlar eşit haklara sahiptir. Kralı, prensleri ve prensesleri olan ülkelerde ne yazık ki, böyle bir eşitlik yok! En demokratik olanlarında bile; krallar ve kraliçeler haksız bir üstünlükten yararlanıyorlar. Halkın mallarını ve gelirlerini, kendi gelirleri gibi hesap vermeden harcıyorlar. Pahalı gösterişler yapıyorlar.  Bazı sömürgeci ülkeler, kraliçelerinin ve krallarının, günlük yaşam ve saltanatlarını göklere çıkararak methedip; o gösterişlerle sömürge halklarını uyutuyorlar. Ortaçağ kalıntısı olan bu gibi haksız üstünlükler modern çağa hiç yakışmıyor. Yüce Dinimiz insanların eşit olduğunu bildiriyor. Diğer dinler de iyi incelenirse, bir kişinin veya bir sülalenin diğer insanlara karşı üstünlük sağlayıp onları sömürmesine izin vermez.  Kraliçelik ille de sürecekse; yalnızca seçilen güzellik kraliçelerinin unvanları devam etsin.

***

*İktidara oy vermeyen beldelere yol yapımını ve kamu hizmetini durdurmak; haksızdır-hatta suçtur! Kamu hizmetleri vatandaştan alınan vergilerle yapılıyor. İktidara gelenler ve gelecek olanlar, halka hizmeti kendi ceplerinden yapmıyor. Kamunun parası, tüm ülkede aynı eşitlik içerisinde halkın refahı için harcanmalı. "-Burası bana oy verdi; oraya hizmet yağdırayım; öbür il-ilçe veya köy, bana oy vermedi; oraya hizmet götürmeyelim" zihniyetiyle hareket etmek; günahtır. Hırsızlıktır. Rüşvet almak gibidir. Hatta haraç almak; gasp etmek ayarında bir suçtur. Cezalandırılması gerekir. Bugün cezalandırılamamışsa; yarın cezalandırılması şarttır.

***

BAŞBAKANIN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI; GEÇERSİZ SAYILABİLİR.   Bir ilçe Kaymakamı veya belediye başkanı; hatta onların odacıları, istifa etmeden Cumhurbaşkanı adaylığına başvursalardı; geçersiz sayılacaktı. Niçin? "Makamlarını kullanıp o seçimde avantaj sağlayabilirler" diye!  Aynı adaylık için, Başbakanlık gibi çok etkili ve sonsuz güç veren bir makamdan da, istifa etmek gerekirdi. ŞART İDİ!

 Yüksek Seçim Kurulu ve Anayasa mahkemesi; devlet görevini bırakmadan en üst makama aday olmayı onaylar mı? Bir itiraz halinde, nasıl karar verirler? Bilmiyorum. İtiraz vaki olursa sonucu o zaman görürüz.