İnsanoğlunun medeniyete karşı olan duyarlılığı arttıkça, yaşam standardı ve çevreye olan ilgisi de artmaktadır. İnsanımız; doğanın bozulan dengesini düzeltmek, torunlarına yaşanabilir, sağlıklı bir çevreyi miras bıraka bilmek için ellerinden gelen her gayreti sarf etmektedirler.

    Doğanın dengesini bozan, sağlıklı çevreyi kirletip sağlıksız hale getiren, yaşantısında insanoğlunun adeta bir parçası haline gelmiş olan çöpleri yazmak istedim bu yazımda.

    İnsan yaşantısının olduğu her yerde çöp vardır. Sanayileşme arttıkça çöpün çevreye verdiği hasar, sağlık açısından daha büyük bir tehlike oluşturmakta, imha edilmediği veya geri dönüşümde kullanılmadıkça da, vücutta kalıcı hasarlar meydana getirmektedir.       

       Gelir düzeyimiz yükseldikçe, çöpün kalitesi ve miktarı da aynı oranda yükselip değişmektedir. Yani Suriye’nin gelir düzeyi, Paris’in gelir düzeyi arasında  farklılık gösterdiği için, çöpün kalitesi de fark göstermektedir. Sosyal yaşantı değiştikçe, insanlar ihtiyacı olmayan veya fazlalık dediğimiz katı maddeleri, yani çöpleri atmak isterler. Attıkları bu çöplerinde ortamlarından uzak olmasını, çevreye de zarar vermemesini arzu ederler.

      Atılan çöpler, düzenli toplanmaz, katısı sıvısı birbirine karışırsa, geri dönüşümsüz çöpler oluşacağı için hastalıklar da artar.

     Çöpler nasıl ayrıştırılabilir, geri dönüşüme nasıl kazandırılabilir, geri dönüşümü sağlanmayan çöpün insanoğluna verdiği zararlar nelerdir, bu konuları gelecek yazılarımızda gelecek nesillerimizin sağlığı için kısa kısa sizleri sıkmadan araştırıp paylaşacağım.

   YEDİKLERİMİZİN HASTALIK, HASTALIKLARIN DA  çöpten olmasını istemiyorsak, çöp sorununu geri dönüşümle çözebilmeliyiz. Sağlıklı nesil isteyen, sağlıklı gelecek için sağlam adımlar atmalıdır.

   Çöp sorununa, hastane sorunundan çok daha fazla kafa yormalıyız. Çöp olmayan yerde hastaneye pek ihtiyaç olmaz AMA çöp olan yerde bir değil, on hastane yetmez…..Görüşmek üzere…..