Elektrikli araçlar hayatımıza hızlı bir giriş yaptı. Çevreci yapıları, teknolojik donanımları ve kullanım kolaylıklarıyla geleceğin taşıtları olarak görülüyorlar. Ancak biz bu köşede ilk defa farklı bir noktaya dikkat çekmek istiyoruz: yarın bir afet yaşandığında elektrikli araçlar hayatımızı nasıl etkiler?
Deprem, sel veya büyük bir yangın sonrası ulaşımın kesilmesi en büyük sorunlardan biridir. Elektrikli araçların şarj bağımlılığı bu noktada ciddi bir risk taşır. Elektrik altyapısının çöktüğü bir senaryoda şarjı biten araçlar yollarda kalabilir ve tahliye trafiğini tamamen kilitleyebilir. Panik halindeki binlerce insanın yolda mahsur kalması, afeti daha da büyütecek bir tablo ortaya çıkarır.
Bir başka mesele bataryalardır. Lityum iyon bataryalar darbe aldığında veya suya temas ettiğinde kısa devre yapabilir. Bu da patlamaya yol açabilir ya da aracı tamamen kullanılamaz hale getirebilir. Depremde hasar gören veya sel sularına kapılan bir elektrikli araç, sadece sürücüsü için değil çevresindekiler için de büyük tehlike oluşturabilir.
Öte yandan bu araçların tamamen faydasız olduğunu söylemek de doğru olmaz. Bazı modellerin elektrik kaynağı olarak kullanılabilmesi, afet bölgelerinde kısmen işe yarayabilir. Elektriğin kesildiği ortamlarda telefon şarj etmek veya küçük cihazları çalıştırmak için bu özellik önemli olabilir. Hatta bazı araçlarda bulunan 220 volt çıkış sayesinde, acil toplanma alanlarında birkaç gün boyunca aydınlatma sağlamak, kamp çadırlarını beslemek ya da temel ihtiyaçlara destek olmak mümkündür. Bu da afet ortamında insanların hayatını kolaylaştırabilecek önemli bir katkıdır.
Afetlerde elektrikli araçların yaratabileceği sorunları azaltmak için şimdiden bazı adımlar atılabilir. Öncelikle, toplanma alanları ve tahliye güzergâhlarına acil şarj istasyonları kurulması büyük önem taşır. Bunun yanında, itfaiye ve arama kurtarma ekiplerinin batarya güvenliği konusunda özel eğitimler alması gerekir. Son olarak, elektrikli araç sahiplerinin afet sırasında dikkat etmeleri gereken noktalar hakkında bilgilendirilmesi, hem kendi güvenlikleri hem de toplum güvenliği açısından hayati bir adımdır.