Canan Tan, yazdığı romanlarla büyük okuyucu kitlesine sahiptir. Onun kitaplarıyla okuma ve kitap sevgisi kazanan insanlar, özellikle kadınlarımız azımsanmayacak sayıdadır. Kitapla aralarına duvar örenlere kitabı, okumayı sevdirmiştir. Ünlü yazarımızı; sadece öyküleri, romanlarıyla değil, mizah öyküleriyle de yazın dünyası yakından tanır. Romanlarıyla mizah kitapları at başı gitmektedir. Bir kadın yazar olarak mizah dalında aldığı ödüller, yazdığı kitaplar ortadadır.

Arka arkaya yazdığı yaşamın gerçeği, hüznüyle, sert yanıyla yoğrulmuş romanlarından sonra mizah öyküleri kitabıyla da okuyucuyu güldürdü, düşündürdü, empati yapmalarına neden oldu. Daha öncesinde Canan Tan’ın mizah kitaplarını okumayanları şaşırttı. Yazarın bu yanı da varmış demek ki, dedirtti.

“İnsan güldüğü kadar insandır” ve “İki kişi arasında en kısa köprüdür gülümsemek” özdeyişlerini kanıtlarcasına Canan Tan’ın da gülümseyen, gülmeyi seven, şakaya yatkın bir kişilik yapısı var. Söyleşilerinde, imza günlerinde asık bir çehresine hiç rastlamadım, tüm okuyucularının tanık olduğu gibi.

“Ah Benim Karım! Ah Benim Kocam!“ kitabı, on dört öyküden oluşuyor. Yazar burada da yan tutmamış. Her iki başlık altında yedişer öykü var. Öykülerin hepsinde de kadın, erkek zıtlaşmasını, çekişmesini gülümseyerek, gülümseterek ortaya seriyor. Almanların bir atasözü, evlilik kurumunu şöyle tanımlar: “Evlilik, kediyle çuvala girmektir.” Evlilik kurumunda, kadın olsun erkek olsun; kediyle çuvala girmeyi başta kabulleniyorlar. Sözler, davranışlar, imalarla tırmalama gerçekleşiyor.

Canan Tan iyi bir gözlemci, izlenimci. Toplumsal yaşamı yakından izliyor. Günlük yaşamda çoğu kişinin gözünden kaçanlar, ondan kaçmıyor. Mizah yazarlığı da görünende görünmeyeni aramak, ondan mizah çıkartmak değil midir?

Günümüz dünyası insanının olmazsa olmazı kadın-erkek arasında ayrım yapmıyor. 20 Haziran 2015 tarihli Hürriyet Gazetesi-Cumartesi ekinde yayımlanan Ayşe Arman’la yaptığı röportajında; “Bu kitapta kadınlara iltimas geçtiniz mi?“ sorusunu Canan Tan şöyle yanıtlamış: “Asla! Ama itiraf etmeliyim ki, ‘Ah Benim Kocam‘ diye koyulmuştum yola. ‘Ah Benim Karım!‘ diyen erkekler yoktu hesapta. Sonradan sağladık dengeyi. İşin ilginç yanı, erkek ağzından yazdığım öyküler, ilk okuyanlar tarafından çok beğenildi.”

Akıcı bir dille anlatılan öyküleri okurken okumaya gülmek için ara veriyorsunuz. Hiç olmadık yerde bir söze, bir cümleye patlatıyorsunuz kahkahayı. Canan Tan mizah yaparken hicivden, argodan, atasözünden, karşıt anlamdan, yanlış anlamadan, şakadan yararlanmış. Mizahın tanımında da bunların hepsi var.

Öykülere şöyle bir göz atacak olursak; erkeklerde Peter Pan sendromlu erkekler konu edilmiş. Çocuk ruhlular yani. Dolunay sendromlu erkeğe ne dersiniz? Yaşamını maça bağlamış bir kocayla yaşamak nasıl bir şeydir? Aşırı titiz olmak iyi midir acaba? Eşiniz emekli oldu, sürekli burnunuzun dibinde. Yılanın sevmediği ot yuvasının dibinde bitermiş, derler bu doğru mu? Yağmur adam ruhlu bir kocanız olsun ister misiniz?

Kadınlara gelelim. Eşiniz öyle temiz ki keşke pasaklı olsaydı diyesiniz gelir mi? Maymun iştahlı karınız sanata soyunsa ne olur acaba? Estetik meraklısı eşiniz olsun mu? Ya sıra dışı kadınlara özenen erkekler, kesinlikle olacaktır. Buyurun buradan yakın. Diyetle kafayı bozan bir eşi ne kadar çekebilirsiniz?

Bu özellikteki kadın ve erkeklerle aynı çuvala girmek nasıl bir şeydir? Mizah öykülerini okurken nasıl bir şey olduğunu gülerek anlıyorsunuz.

Ah Benim Maymun İştahlı Karım öyküsünde, günümüz sanatçı adaylarına gönderme çok yerinde ve de güzel yapılmış. Yeni moda başladı. Cümleleri -dizeleri değil- alt alta yazan herkes kendini şair sanıyor. Arkasından bir matbaada kitap bastırılıyor. Kartvizit bastırmadan kesinlikle olmaz. Gazinoda program yapan türkücü, şarkıcı gibi afiş de yaptırıldı mı, haydi koçum kim tutar seni. Yazarlık, şairlik artık bu duruma düştü.

Kadınlar, eşlerinin çapkın olmasını kesinlikle istemezler ama “temaşa çapkını” olsun diye can atacaklar, Temaşa Çapkın’ı adlı öyküyü okuduktan sonra.

Kitaptaki tüm öykülerin kahramanlarını değiştirin. Kadınsa erkek yapın, erkekse kadın yapın, göreceksiniz ki sonuç değişmeyecek. Çünkü güldüğümüz, düşündüğümüz, empati yaptığımız sorunlar sadece kadınımızın, erkeğimizin değil, dünya insanının sorunu. Öyküleri özgün kılan da budur bence.

Canan Tan’ın “Ah Benim Karım!- Ah Benim Kocam! “ kitabını okurken, kesinlikle içinde kendimizi bulacağımız öyküler de olacak. Kitabı okuduğunuzda bana hak vereceksiniz. Keyifli okumalar…

(AH BENİM KARIM! AH BENİM KOCAM! / DOĞAN KİTAP / İlk baskı yılı 2015 / 152 sayfa)

Editörün Notu: Canan Tan, mizah alanındaki eserleriyle; 1988 yılında 1. Ulusal Nasrettin Hoca Gülmece Yarışması’nda 1. Mansiyon, 1997 yılında Rıfat Ilgaz Gülmece Öykü Yarışması’nda Birincilik Ödülü almıştır. 1996 yılında Aziz Nesin Gülmece Öykü Yarışması’nda basılmaya değer görülen İster Mor, İster Mavi adlı kitabıyla, Türkiye’de mizah öyküleri kitabı olan ilk ve tek kadın yazar unvanını elde etmiştir. Yazar ayrıca, Türk Kütüphaneciler Derneği tarafından verilen, Türkiye’deki bütün kütüphaneler bazında En Çok Okunan Yazar Ödülü’nün de 2010 yılındaki sahibi olmuştur.