Dünyanın her yerinde, kimsenin suç işleme imtiyazı yoktur, olamaz. Sade vatandaş da olsa devlet görevlisi de olsa bu değişmez. Varsa ortada bir suç, değerlendirilir, ortaya çıkarılır ve gereken ceza verilir. Bu hukuk devletinin de bir gereğidir.

Kimsenin bir şey talep ederken başkalarının hayatını zindana çevirme, seyahat özgürlüğünü ortadan kaldırma, trafiği allak bullak etme, meydanları yangın yerine, cehenneme çevirme gibi bir hakkı yoktur, böyle bir hak olamaz. Bu dünyanın her yerinde böyledir.

Ancak, ATM'ler yakılır yıkılırsa, kamu binaları ateşe verilirse, esnafın dükkânının camı çerçevesi indirilirse, yüzlerce vatandaşın arabasına zarar verilirse, bir o kadar kamu arabası tahrip edilirse ve de akla hayale gelmez yıkım örnekleri ortaya koyulursa, bu durumda hiç kimse, hiç kimseden sağduyu bekleyemez.

İnsan denen varlık sadece et ve kemikten yaratılmış bir varlık değildir. Her insanda var olan duygu ve hisler poliste de vardır. Herkes gibi o da işini yapmak, aldığı emirleri yerine getirmek ve çalışıp ailesinin nafakasını karşılamak zorundadır. Ancak son günlerde yaşananları göz önüne getirdiğimizde bir bakın; olan kime olmuştur. Sövülen, dövülen, psikolojisi alt üst olan, parkta yatan, beş gün boyunca ayağındaki botu çıkaramayan, on gündür sıcak çorba bile içemeyen, günlük üç beş saat ayakta kestirmeyle yaşamını idame ettirmeye çalışan bir polis var karşımızda.

İnsanın psikolojisi ve yaradılış gereği belirli bir zaman diliminden sonra, beyin adeta durur, işlemez olur. Yorgunluk, stres, tahrik vs. derken insan insan olmaktan çıkar adeta. Yaptığını yapacağını şaşırır, sağlıklı düşünce sistemi kaybolur ve hataya düşebilir. Tüm olan bu olaylar karşısında, kimin ne yaptığına değil nasıl bir ortamda yapıldığına da bakılmalıdır. Sadece polis orantısız güç kullandı deyip bunun akabinde bu orantısızlığı karşı tarafın onlarca kat yapması görmezlikten gelinemez.

Hukuk, gereğini elbette yapacaktır, yapmalıdır. Biz, bir tarafın tarafı değil; sadece bir tarafı haklı gösterip diğer tarafın haklı yönlerini de görmek isteyenlerin tarafıyız. Orada eylem yapanlar da ana kuzusu, polis de… Birilerini masum gösterirken diğerini canavar yapmayalım lütfen. Eylemciler de emniyet güçlerimiz de bizim evladımız. Bizim güvenliğimizi korumaya çalışan polisimizin bu kadar üzerine gidilmesi, doğrusu haksızlıktır. Lütfen ama lütfen, siz bir an olsun kendinizi onların yerine koyun. Daha doğrusu anlamaya çalışın onları.

 Biz ekran başında, olan olaylara bakıyor, saçımızı başımızı yoluyoruz. Polisin yediği küfürleri duydukça çılgına dönüyoruz. Ama yine de evlerimizde oturmaya, yeme-içmeye devam ediyoruz maalesef.

Ey polis kardeşim bilin ki, birileri orantısız güç dedikçe sizler orantısız derecede dua alıyorsunuz; Allah sizleri korusun...