Gençliğimde gözümden ve yüzümden çok çektim. Gözümdeki kapakların üzerinde çıkan “itdirseği” adındaki çıban öldürdü (!) beni. Sağdaki bitiyor sol gözüme geçiyor ama hiç bir zaman geçmiyordu.

Hem içime hem dışıma acı veriyordu. Çok sonra öğrendim iyot eksikliğinden olurmuş. Eczaneden bir şişe Tentürdiyot alıp hepsini içtim. Ya ondan kurtulacaktım veya herşeyden…

İtdirseği geberdi gitti.

Ama bir sorun daha vardı: Yüzümdeki sivilceler bu baş belası ömrümü bitirdi. Gençtim, daha yakışıklı olayım kızlar beni beğensin istiyordum. Yine de müşterim vardı ama istediklerim yanıma yaklaşmıyordu.

Çare aradım, bir eczacının formülünü uygulama başladım. Gece yatmadan önce alkol, kükürt, fosfor karışımı olan ilacı yüzüme sürüyordum.

Evimizde olsam sorun yok ama o dönem yatılı okul öğrencisiyim. Yatakhane bölümünde 900 öğrenci var. Gece işlemi yapıp yüzüme sürdükten sonra alkol uçuyor öbür maddeler yerinde kalıyordu. Gece koridora veya lavabolara çıktığımda o alaca karanlıkta hayalet gibi parlıyor, görenin ödünü patlatıyordum.

Bu formülün az da olsa yararını gördüm.

***

Kabinlerin yarısı açık sıralı banyolarımız vardı. Bir gün yan kabindeki arkadaşımın şampuanını zorla alıp kullandım. Babası Almancı idi, böyle bir sabun henüz piyasada bulunmazdı. Bana çok kızdı çıkıp gitti, biraz sonra geri geldiğinde elinde başka bir şişe vardı.

Tam dışarı çıkacağım;

“Dur dedi dur! Bari sana bir iyilik yapayım bu suyu da babam gönderdi kurulandıktan sonra saçlarına yedir sonra güneşe çık pırıl pırıl yanacak” dedi…

Kurulanıp sürdüm. Yatakhane binasının önündeki banka oturdum. Biraz sonra oradan geçen herkes bana kahkahalarla gülüyordu. Birisi;

“Kalk aynaya git haline bak!” dedi. Kalktım aynaya baktım. Saçlarım kaşlarım kirpiklerim turuncuya yaklaşan sarıya boyanmıştı..

Meğer bu hergelenin verdiği sıvı “oksijenli su” imiş, ona yaptığım çok şey vardı böylece acısını çıkarmış. Delibozuk birşeydim, korkusundan bir hafta okula gelmedi. Sonra sinirim geçti. Biraz daha bu durum sürse devamsızlıktan sınıfta çakacaktı.

Saçları sıfıra vurdurdum, içimdeki yaradan kurtulamadım. İşte bu süreç içinde belki de eksiğimi kapatmak için ressam, şair, futbolcu vs. bir sürü şey oldum!

Aradan yıllar geçip evlenince bu sorun tamamen bitti, yüzüm cillop gibi oldu.

Ve şimdi yaşıtlarıma göre çok iyi durumdayım artık bundan sonra ne işe yarayacaksa…

Son gülen iyi güler derler ama şimdilik kahkahalarla güldüğüm de yok.

Gençliğimin katillerini hala unutmadım.

“Öttü bülbül soldu gül, ister ağla ister gül”