Akşehir, yüzyıllardır Nasreddin Hoca’nın esprili zekâsıyla anılır. Ancak onun fıkralarında yalnızca mizah değil, derin bir toplumsal ve iktisadi bakış açısı da vardır. Bugün KOBİ’lerimiz için konuştuğumuz sosyal sorumluluk kavramını, aslında Hoca’nın dünya görüşünde yıllar öncesinden görmek mümkündür.
Sosyal Sorumluluk: Komşusu Açken Tok Yatmamak
Nasreddin Hoca’nın en temel mesajlarından biri paylaşma kültürüdür. KOBİ’ler için sosyal sorumluluk, sadece bir reklam unsuru değil, Akşehir halkının gönlünde güven tazeleyen bir yaklaşımdır.
- Yararları: KOBİ’nin yaptığı her sosyal katkı, halkın ona olan güvenini artırır. Örneğin, yerel okullara destek vermek ya da ihtiyaç sahiplerine yardım etmek, sadece iyilik değil, aynı zamanda marka değerini yükselten bir adımdır.
- Zararları: Ancak gösteriş için yapılan, “mış gibi” görünen sosyal sorumluluk faaliyetleri, Nasreddin Hoca’nın deyimiyle “göle maya çalmak” gibidir. Tutan mayadan çok, halkın diline düşen olumsuz algı kalır.
Döngüsel Ekonomi: İsraf Etmeyenin Bereketi Artar
Hoca’nın sıkça vurguladığı bir ilke de israf etmemektir. Bugün döngüsel ekonomi dediğimiz kavram, aslında onun basit öğretilerinde gizlidir:
- “Artanı atma, yarını düşün.”
- “Bir işi yarım bırakma, kullanmadığını dönüştür.”
Akşehir’deki KOBİ’ler, üretim süreçlerinde atığı azaltarak, geri dönüşümü destekleyerek hem maliyet avantajı sağlar hem de çevreye karşı sorumluluklarını yerine getirmiş olurlar. Bu yaklaşım, hem işletmeye hem de bölge halkına uzun vadeli kazanç sunar.
Marka Bilinci ve Marka Değeri: İtibarın Sermayeden Değerli Olduğu
Hoca’nın fıkralarında sıkça geçen bir başka tema, itibarın para ile ölçülmeyeceği gerçeğidir. Akşehir’deki esnaf ve KOBİ’ler için marka değeri, sadece tabeladaki isim değil, halkın gönlünde bıraktığı izdir.
- Sosyal sorumluluk faaliyetleriyle güçlenen bir marka, Akşehir’de güvenin sembolü olur.
- Hoca’nın “Ye kürküm ye” fıkrasını hatırlarsak, markanın sadece dış görünüş değil, içtenlik ve güven üzerine kurulması gerektiğini görürüz.
İslam Ahlakı ve Ahilik Kültürünün Yansımaları
İslam ahlakında kul hakkı, adalet ve infak ön plandadır. Ahilikte ise dürüstlük, kalite ve toplumsal fayda en temel ilkedir. Akşehir’deki esnafın yıllardır uyguladığı bu değerler, günümüzde sosyal sorumluluk olarak yeniden adlandırılmıştır.
- “Komşusu siftah etmeden ikinci malı satma” ilkesi, bugün adil ticaretin özüdür.
- Çalışana adil davranmak, müşteriye dürüst olmak, topluma kazancından pay ayırmak; hem dini hem de kültürel mirasımızın bize bıraktığı temel görevlerdir.
Sonuç: Göle Çalınan Maya
Nasreddin Hoca’nın ünlü “Göle maya çalma” fıkrası, aslında bugünkü KOBİ’lere de ders niteliğindedir. Sosyal sorumluluk projeleri, döngüsel ekonomi uygulamaları ve marka bilinci çabaları; ilk bakışta “maya tutar mı?” diye düşündürse de, uzun vadede toplumun gönlünde büyük bir bereket ve güven doğurur.
Akşehirli KOBİ’ler, Hoca’nın felsefesiyle hareket ettiklerinde sadece ekonomik kazanç değil, aynı zamanda manevi itibar da kazanacaklardır. Çünkü toplumun duası, markanın en güçlü reklamıdır.