TÜRKLERE VİZESİZ AVRUPA YOLU diye yutturulmak istenen, budur! Yıllarca önce de bu oyunu oynamak istemişlerdi. Oyun şöyle: "Türklere vizesiz Avrupa Birliği ülkelerine gelme hakkı tanıyalım. "Fakat siz de Türkiye yoluyla ve oradan geçerek Avrupa'ya gelen göçmenlerin; ülkenize geri gönderilmesini kabul edin!"  Birkaç dönem önceki yetkililer bu tehlikeli anlaşma teklifini imzalamak üzereydiler. Ben de yazdım; başka uyaranlar da oldu. Bu tuzağa düşmediler.

Şimdi Avrupa, o eski tuzağı yeniden işletip; ülkesindeki Avrupalı olarak doğmamış olan on milyonlarca insanı, Afrikalıları, Asyalıları Türkiye'ye göndermenin peşinde! Gerekçeleri de; tüm o milyonların bizim ülkemizden geçerek Avrupa'ya ulaştığı iddiası. Oysa o kaçakların tümü bizden geçerek gitmiş değil. *İtalya adaları ve çizmesi, Afrika'ya çok yakın. *Fasla İspanyanın arasında yalnız dar bir boğaz var. Kaçakların çoğu oralardan giriyor Avrupa'ya. *İtalyan Mafyaları, para karşılığında o yakın mesafeden geçenlerden çok fazla Asyalı ve Afrikalıyı, Avrupa'ya taşıyor. Gerçi, beş on yıldır güney sırırlarımızdan girip, Yunanistan ve Bulgaristan yoluyla Avrupa'ya ulaşanlar da oluyor. Buna karşı karakollarımız ve polisimiz, büyük çabalar sarf ederek kaçakları yakalıyor. Ne yazık ki onların çoğu ülkemizde kalarak asayişi bozuyor.

Bizim de dikkat etmemiz gereken iki şey var: 1-Kaçakların yurdumuzda kalmalarına izin vermemek; geldikleri yere postalamak. 2-Doğu ve Güney sınırlarımızdan izinsiz ve pasaportsuz kuş bile uçurmamak; tek bir yabancı veya düşman kişinin bile yurdumuza girmesine izin vermemek. Ne yazık ki, bilhassa son zamanda buna dikkat edilmiyor. Suriye, Irak ve Mısır'ın iç işlerine karışmaktan bir türlü vazgeçmeyen yöneticilerimiz; oralardaki iç savaşlarda hangi tarafı tutuyorlarsa; o tarafın adamlarını ülkemize adeta davet ediyorlar. Bu şekilde bir milyondan fazla Suriyelinin girerek, yurdumuza dağıldığını gazeteler yazıyor.

Tüm bunlara rağmen Avrupa'nın, oradaki kaçakları bize postalama isteğini kabul etmemek şarttır. O tuzağa olanak verecek anlaşmalara da imza atılmamalıdır.  Zaten anlaşma taslağında vize kalkmıyor; çok az kolaylaşıyor. Vize vermeme hakkını saklı tutuyorlar. Boş hayallere kapılmayalım.

Avrupa'da, Afrika, ve Uzak Doğu ülkelerinden kaçak gelmiş yüz milyondan fazla insan var. A.B. bunlardan kurtulmak istiyor. Bizim Avrupa Birliği sevdalıları; oraya girebilmek için her tehlikeli teklifi kabul etmekten yanalar. O kaçakları kabul etmemiz karşılığında teklif edilen işse; Avrupa Birliği üyeliği değil! Yalnızca Avrupa ülkelerine vatandaşlarımızın vizesiz gidebilmesi...

Oysa Avrupa'ya gitmek için vatandaşlarımızın vize alması çok zor değil! Paran ve dövizin olduğunu kanıtlamak yetiyor. BU isteğe boyun eğerek vize muafiyeti almak; intihar demektir. Bunu yapsak bile; Avrupa Birliğine girmemiz kolaylaşmayacaktır. O yolu açmanın ilacı; *Kişi başı milli gelirimizi  en az İtalya ve İspanya'nın önüne geçirmek; Fransa'daki düzeye ulaştırmaktır. *Cari açık vermemek; üretimimizi ve sanayimizi birkaç misli katlayarak; ihracat kapasitemizi, ithalatımızdan daha yukarılara ulaştırmaktır. *Onlardan yardım istemeyecek, hatta yardım edecek kadar zenginleşirsek; kendileri buyur ederler.