İnsanın dünyasını hayatını karartan, toplumu ifsat eden, hayatı yaşanmaz hale getiren kötülüklerdir.
Kullarını onlardan iyi bilen, seven, onların Dünya ve ahiret mutluluğunu isteyen Allah'ın haram kıldığı pis, zararlı şeylerdir.
Günahlar âcil tedavi edilmesi gereken birer hastalıktırlar. Zehir gibi, mikrop gibi yıkıcı ve öldürücü sonuçlarıyla insanı ve toplumu çürütmek insanı Allah'tan, insanlardan, hayattan uzaklaştırır, fitne ve fesadı körükleyerek kim, nefret ve düşmanlığa doğru götürürler. Aile faciaları gibi.
Günahlar fıtrata aykırı, fıtratı bozan Allah'ın yasaklarıdır. Allah temiz, güzel, faydalı, mutluluk verecek, sevgi ve barışa giden şeyleri helâl zararlı şeyleri haram kılmıştır. (Maide suresi 88, Bakara 168, 172) de bu kötülükler anlatılır.
En'âm sûresi 151-153. âyetlerde ise biri tevhid ve sonrası 9 yasaklanan kötülük anlatılır. "
"De ki: Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin, sizin de onların da rızkını biz veriyoruz. Kötülüklerin açığına da, gizlisine de yaklaşmayın. Haksız yere Allah'ın haram kıldığı cana kıymayın. Düşünesiniz diye Allah size bunları emretti...
Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; (başka) yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte günahtan korunmanız için Allah bunları size emretti." buyurulur.
Kur'an ve Hadisi Şeriflerde dine, cana, mala, akla, nesle zarar veren kötülükler bildirilir. Hepsi hayati önemli uyarılarılardır. Bunun için günahları küçümsememelidir. Bir hadisi Şerifte mümin ve münafık arasındaki farkı anlatırken buyururken;
İbn-i Mesud (r.a.) Hazretleri der ki; “Mümin kimse günahlarını hayalinde öylesine büyütür ki sanki kendisi bir dağın eteğinde oturuyormuş da dağ üzerine çökecekmiş ve altında kalacakmış gibi zanneder.
Günaha düşkün kimse ise günahlarını burnunun üstüne konan ve hemencecik kovup ısırmasını engellerim diye düşündüğü bir sinek gibi görür.”
Her günah hemen temizlenmesi gereken kalbe konulmuş kara bir lekedir. "Doğrusu onların kazandıkları kalplerini kapatılmıştır" (Mutaffifîn suresi 14)
Peygamberler dışında kimse günahsız değildir. Günahımız ne kadar çok olursa olsun Rabbimizin rahmeti bütün kâinatı kuşatmıştır. O’nun tövbe kapısı ardına kadar açıktır. Allah Resûlü (s.a.s) bir hadislerinde, “Âdemoğullarının hepsi hata yapar; hata yapanların en hayırlısı ise hatasına tövbe edendir.” ( İbn Mâce, Zühd, 30.) buyurmaktadır.
Temizlenmesi gereken bir kir, tedavi edilmesi gereken bir hastalık gibi görürse tövbe kapısı onlar için her zaman açıktır.
Günahlar sayılı, iyilikler sayılamayacak kadar çoktur. İnsan bile bile kötülüklerle fani hayatını kendi elleriyle karartmamalıdır. İşte hayat, dünya o zaman anlamlı ve güzel, yaşamaya değerdir.
Hakkın mizanında günahlarından arınmış, iyilikleri ağır gelenlerden olmak dileğiyle...