Kıble, Müslüman olarak hayatımızın önemli bir parçasıdır. Yüce Allah’ı simgeleyen ve insanların ibadet ve tüm hayır işlemleri için yeryüzünde kurulan ilk evdir. Hayatın her alanında ve her işte bu kutsal mekâna dönmek gerektiği ve bu açıdan Müslümanlar için ne kadar önemli olduğu tartışmasız bir gerçektir.

Kur’an-ı Kerim, her ümmetin yöneldiği bir kıblesi olduğunu bildirmektedir. Müslümanların yönelmesi gereken kıblesi de Ka’be’dir. Sadece tavafta değil, yerkürede bulunulan her noktadan simgesel olarak ona yönelmek, kalben de onunla Allah’a bağlanmak İslamî bir gerekliliktir. Kıbleye yönelmek namazın şartlarından biridir. Ancak diğer tüm hayırlı işlerde de kıbleye dönmeyi esas almak gerekir. Kurban ibadetinde kurbanın yüzünü kıbleye çevirerek kesmekten, ölülerimizi mezarda yerleştirirken yüzünü kıbleye çevirmeye kadar kıble hayatımızın her alanında dikkate alınan bir unsurdur.  Müslüman, uykuya yattığında bile yüzünü kıbleye çevirir.

Müslümanlar dünya ve ahiret mutluluğunu kazanmalarına bir mekân vasıtası olan yaşadıkları evlerini kıbleye uygun yapmak durumundadırlar. Evin müştemilatından olan tuvaletin kıbleye doğru olmamasına dikkat etmek gerektiği gibi, evlerin konumunun da kıbleye rahatlıkla uyumlu olacak tarzda yapılası gerekir. Çünkü Müslümanların evleri, aynı zamanda mescid durumundadır. Ev halkı namazlarını çeşitli nafile ibadetlerini bu evde yaparlar. Hatta hanımlar camide itikâfa giremediklerinden evlerinin bir odasında itikâf sünnetini gerçekleştirebilirler.

Şu Akşehir’in eski evlerine bir bakın. Nasıl da nizamı bir şekilde kıbleye uygun bir vaziyette yapılmıştır. Sadece Akşehir değil elbet; tüm Anadolu evleri böyledir. Bu eski evleri incelediğimizde, bizden önce yaşayan büyüklerimizin hayat tarzlarındaki manevi süslenmelere azami özen gösterdiklerini, evlerini inşa ederken büyük ölçüde kıbleye uygun olmasına dikkat ettiklerini görüyoruz.

Üzülerek ifade edelim ki, Avrupanın mimsiz medeniyetinin etkisiyle hayatımızı kaplayan İslamî yetersizlik her alanda kendini göstermektedir. Önemli hususları önemsiz görmek, önemsizleri de önemli görmek, bu medeniyetin hayatımıza yerleştirdiği bir özelliktir. Bunun doğal sonucu olarak ibadetlerde ilgisizlik, kusur ve eksiklikten tutun, ev tezyinatı ve müştemilatına kadar İslami ölçü ve değerleri dikkate almamak şeklinde bir hayat tarzı ortaya çıkmıştır.

Tamamen düzlük ve engebesiz yerlerde bile yapılan evlerde kıblenin köşelere denk geldiğini, evin konumunda Kâbe’nin dikkate alınmadığını görüyoruz. Ne acıdır ki, evin bu uyumsuzluğu gibi, içinde yaşayanlar da kıbleye uyumsuz hale gelmişlerdir.

Son zamanlarda Akşehir’de inşaat sektörü aldı başını gidiyor. Hiçbir müteahhit ya da mühendis de kalkıp kıble unsurunu göz önünde bulundurmuyor. Tuvaletler ise hakeza aynı; insanın ön ve arka tarafının nereye geleceği hiç hesap edilmemiş. Hangi eve gittiysem kıble düz duvara karşı değil, köşeye doğru…

İşte bu ve buna benzer hassasiyetlerimiz ve hasletlerimiz kaybolduğu içindir ki, içinde yaşayan biz insanlar da uyumsuz ve uygunsuz bir yaşam tarzı içinde kaybolup gidiyoruz. Allah hepimize izan versin; ne diyelim.