Aşkı sana nasıl anlatayım? Anlatsam anlayabilir misin? Özleminin dağlar kadar yüce olduğunu, gecenin bir vakti bilgisayarın kuru tuşlarının sesleriyle sana nasıl anlatayım? Ben seni seviyorum, ilelebet de seveceğim. Ben sevgimi, aşkımı öyle “laf olsun” diye söyleyenlerden değilim. Benim aşkımın, şahide ispata, mahkeme kararına ihtiyacı yok ki… Anlıyor musun beni?

Öyle uzaktan bakma bana,

Seviyorum seni, ilelebet de seveceğim, bundan güzel bir cümle var mı ki hayatta?

Sevgi elbette kuru söz değildir ama nasıl anlatayım aşkımı sana?

Dedim ya, benim aşkımın şahide, ispata, mahkeme kararına ihtiyacı yok ki…Anlıyor musun beni?

Sevdiğimi anlamak mı istiyorsun?

Gözlerime bak, öyle uzak durma bana, gözlerini gözlerimden kaçırma…

Öyle de güzel gülüyorsun ki, gülerken bak gözlerime…

Gülüşünü göreyim, gözlerinde öleyim.

Söyledim ya,

Benim aşkımın şahide, ispata, mahkeme kararına ihtiyacı yok ki…

Gözlerinde gözlerimi görsen,

Gözlerimde gözlerini görsem,

Aşkı bulursun inan bana,

Bak avuçlarımın içi terliyor yine,

Kalbimin atışları hızlandı,

Sanki senin karşındayım da dizlerimin bağı çözüldü,

Anlıyor musun beni?

Bir buyur et, hele bir otur de,

Bak güzelliğinin karşısında yine başım dönüyor,

Çay içecek kadar muhabbet etmedik mi?

Bir kolonya tut,

Bir çay söyle…

Bilirsin tütüne karşı zaafım var,

Biliyorum, sigara içiyorsun,

Bir de sigara ikram eyle..

Çok olmuyorum, seni sıkmıyorum değil mi?

Söyledim ya;

“Seni seviyorum”

Benim aşkımın şahide, ispata, mahkeme kararına ihtiyacı yok ki…

Biliyor musun?

Aşkın matematiği yok,

Fiziği yok,

Kimyası yok,

Tut ellerimi,

Bak gözlerime,

Gözlerimde aşkı göreceksin,

Yalan söylemiyorum,

Hayaller vaat etmiyorum ki sana,

Sadece “seni seviyorum” diyorum,

Sevmek suç mu ki?

Ben fazla anlamam ya Türk Ceza Kanunu’ndan,

Hangi bir savcı şimdiye kadar,

Aşk adına kamu davası açmış,

Hangi hakim karşısında sevenler yargılanmış ki?

Benim aşkımın şahide, ispata, mahkeme kararına ihtiyacı yok ki…

Sevgimden mahkûm edeceklerse müebbede mahkûm etsinler,

Seni sevdiğim için, fakat seninle,

Hala inanmadın mı bana?

O zaman yapacak bir şey yok…

“Seni seviyorum” diye aldatmışlar, mutsuz etmişlerse seni, mutsuzluklarından, mutsuz olmandan ben mi sorumluyum şimdi?

Herkes “seni seviyorum” diyebilir, fakat ben GERÇEKTEN SENİ SEVİYORUM, bu söz laf olsun diye söylenen, kadınların ruhunu okşayan yalan sözlerden değil,

Çapkın sözü, hovarda sözü ki hiç değil…

Söyledim ya, yineliyorum:

“Seni seviyorum”

Benim aşkımın şahide, ispata, mahkeme kararına ihtiyacı yok ki…

Ne diyebilirim?

Hala inanmadıysan,

Sen bilirsin.