Ayetlerde Nuh peygamberden tufan koptuğunda her cins canlıdan (erkekli dişili) birer çift ile ailesini ve inananları gemiye bindirmesi istendiği; Nuh peygambere inananların gemi vasıtasıyla kurtulduğu, inanmayanların boğulduğu açıklanır. Nuh peygamberin bir oğlu ile karısı da inanmadıkları için boğulanlardandır.

Nûh'un gemisinin tûfandan sonra Cûdî dağına oturduğu belirtilmektedir. Bu konudaki âyetin meâli şöyledir: “Ey arz, suyunu yut ve ey gök -suyunu- tut! denildi. Su azaldı, iş bitirildi. Gemi Cûdî üzerine oturdu” (Hûd 11/44).

Gerçekte Nuh Peygamber ve gemisi hakkında kısacık bir bilgi verdikten sonra Akşehir’deki 1970’li yıllardaki otobüsün isminden bahsedelim. Otobüsün ismi: Nuh’un Gemisi idi.

O yıllarda vasıta yok denecek kadar az, hatta yok da denilebilir.

Fakirlik yılları, yoksulluk yılları da denilebilecek yıllar.

O yıllarda yokluk var fakat yoklukla birlikte bir samimiyet, bir içtenlik var. Akşehir küçük, herkesin birbirini tanıdığı, bildiği, sevdiği bir ortam. Dediğim gibi herkesin birbirini tanıdığı, sevdiği, derdini dinlediği, nazını çektiği, birbirine karşı insanların küslüklerinin olmadığı varsa da barıştırıldığı bir zaman dilimi.

Düğünde, cenazede birlik ve beraberliğin olduğu bir zaman.

Bu dönem insanlarda küçük büyüğünü, büyük küçüğünü bilirdi, saygı ve sevgi vardı,

Haram-helal, iyi-kötü, sabır bilinir, şükür bilinirdi.

O günlerden bu günlere çok şeyler değişti, O Akşehir’deki güzellik kaldı mı? Hayır?! Ama yine de o günden bu günlere anlatmakta olduğum bu şehirde Hıdırlıktaki asırlık çınarımız, İbre Çeşmemiz, Kent Ormanımız gibi pek çok tarihi yaşatan güzelliklerimiz var.

Neyse, Akşehir’deki Nuh’un Gemisi’ni anlatacaktım. Konumuza dönelim. Nuh’un Gemisi 1955 model Sauer Marka otobüs. 1962-1988 yılları arasında Emirdağ-Çay-Afyonkarahisar arası taşımacılık yapıyor, insanlarla birlikte vasıta olmadığından her çeşit hayvanı taşıdığından bu otobüsün ismi: Nuh’un Gemisi ismini almıştır.

Ben bu yıllarda Nuh’un Gemisi’ni Akşehir’de eski garajın meydanında görürdüm. O zamanlar at yok araba yok. O zamanın lüks aracı idi fakat o aracı orada görende ilk tepki: “Bunu hurdalığa götürecekleri yerde buraya kim bırakmış?!” diye söylenmeden edemezdi,

Nuh’un Gemisi o kadar eski o kadar hurda bir şekilde bakımsızdı ki perişan bir vaziyette idi. Vasıta yok. Çok zaman çalışmaz, yolcular tarafından itekleme ile çalıştırılırdı. Yıllardır aldığı darbelerle derbeder bir vaziyette, 1955 model bir vasıta. Bu aracı uzaktan gören ne marka olduğunu anlayamazdı. Değişen pek çok parçası vardı.

Otobüsün içerisinde insanlarla birlikte tavuklar, köpekler, koyunlar, keçiler, atlar, eşekler taşınırdı,

Otobüsün üzerinde Nuh’un Gemisi yazılıydı,

Geçmişten kalmış numune bir otobüs: Nuhun Gemisi.

Aracın içi bagaj gibi.

Aracın üstü bagaj gibi. Aracın arkasından üstüne monte edilen demirden merdivenlerle üzerine çıkılıyor. Aracın içi insan ve hayvan taşındığı gibi üstüne de, soba, soba kovası, bavul, yatak, hasır, sepet ne ararsan, yani aklına gelen gelmeyen her şey sarılırdı.

İnanmayacaksınız biliyorum fakat otobüsün içinde yer bulamayan yolcu da bazen araç üzerinde yolculuk ederdi.

Araç o zamanın tozlu topraklı yollarında yoluna devam eder, çok zaman çalışmaz, iteklemeyle çalıştırılırdı.

O günlerden bu günlere çok ama çok şeyler değişti. Nuh’un Gemisi artık Akşehir’de değildir, hatıralarda kalan otobüsün bilmem gerçek bilmem yalan Yalvaç ilçesine satıldığını duydum.

Ötesi mi? Bilmiyorum ki bende de yok.