Ramazan ayı ve dini bayramların başlangıç tarihleriyle ilgili İslam ülkelerindeki farklılık yılların bir kanayan yarası. Bu yıl yine Ramazan ayı farklı ülkelerde farklı bir şekilde başladı. Bir çok Arap ve Afrika ülkesi oruca bizden bir gün sonra başladı. İnşallah bayramımız aynı gün olur.

‘Bayramımız aynı gün olur’ dileklerimiz var ama geçmişe baktığımızda bunun çok da kolay olmadığını ve çoğu kez farklı günlerde bayram yaptığımızı görür ve üzülürüz. Birkaç kez Türkiye’nin öncülüğünde  "Uluslararası Ruy'et-i Hilal Konferansı" düzenlenmiş olsa da sadece düzenlendiği yıl belki uyulmuştur; onun dışında bölük pörçük bir başlangıç ve ayrı ayrı günlerde bayram. Tıpkı bugünkü İslam ülkelerinin durumu gibi param parça…

Uzay çağında hesapla amel etmeye karşı çıkmak, yeryüzünde ilk rasathaneyi kuran Müslüman âlimlerin nesillerine yakışmaz. İslam ümmetinin paramparça olduğu bir zamanda bayram sevincinde dahi birleşememek ve bunu bir ayrılık konusu haline getirmek Ümmet-i Muhammed'e yakışmamaktadır. Meselenin asıl sıkıntılı tarafı ise, İslam ülkelerinde yaşanan bu tartışma ve ihtilafın, aynı medeniyetin bir parçası olarak yaşamış pek çok ülkede bulunan Müslümanlar arasında sözgelimi Balkanlarda, Kafkaslarda, Rusya coğrafyasında, Orta Asya Türki cumhuriyetlerinde toplum içinde bir fitne ve fesada yol açmış olmasıdır.

Aynı boylamda bulunan İslâm ülkeleri dahi üç farklı günde bayram yapmaktan kurtulamamıştır…Uzay çağında, hala aynı boylamlarda ve yeryüzünün birbirine yakın coğrafi bölgelerinde bulunan İslam ülkeleri dahi üç farklı günde bayram yapmaktan kurtulamamıştır. Hâlbuki çağımızda bir çok ilim adamlarımız çok açık bir şekilde ortaya koydular ki astronomik hesaplarla kameri aybaşlarını belirlemek, çıplak gözle hilali görerek kameri ayı tespit etme alternatifini ortadan kaldırmak için değil, ayın başlangıcını belirlemede daha sağlıklı bir yöntem olduğu içindir…

Astronomik hesaplarla kameri aybaşlarını belirlemeye dinen bir engel varmış gibi göstermek, İslam'ın ilme verdiği önemi göz ardı etmekten ve dikkate almamaktan başka bir şey değildir. Günümüzde kameri aybaşlarını hesaplarla belirlemek en sağlıklı ve hatadan en uzak yöntemdir. Dinen buna herhangi bir engel yoktur.

Asrımız, ilim adamlarının uzaya çıktığı bir çağdır. Diğer bir takım uzay çalışmaları ile kıyaslandığında ayın üzerine inmek bile artık uzay çalışmalarının küçük bir uygulaması haline gelmiştir. Uzayda ilmi araştırmalar, askeri amaçlar ve casusluk gibi çeşitli gayelerle yüzlerce uydu dolaşmaktadır. Bununla da kalınmamış, atmosferin dışına uzay seferleri başlamıştır. Yeryüzünün çekim alanının dışına çıkılmıştır. Dünyanın etrafında dönen uyduları tamir etmek için uzaya gidilmektedir.

Yeryüzünde ilk rasathaneyi kuran Müslüman âlimlerin nesilleri olarak bu asırda artık hesapla amel etmeye karşı çıkmak şöyle dursun tam tersine bu hususta hesaplardan en geniş manada yararlanmak gerektiği açıktır.

Ramazan ayına bile beraber başlamayan, ortak iki bayramı bile aynı gün kutlayamayan İslam ülkelerinin herhangi birinin başına bir şey geldiğinde … kim kime yardım edecek? Durum ortada… Ramazan ayında dikta rejimler, zulümler, darbeler, bombalar yağdıkça İslam topraklarına bilmem ama gerçek hilal kim bilir ne zaman doğacak?

Aynı mescitte yan yana namaza duran, aynı Beytullah’a karşı kıyam  ve secde eden Müminlerin farklı günlerde oruca başlaması ve bayram yapması ne dinen, ne ilmen, ne fıkhen açıklamak mümkündür. Yani dostlar; ‘İslâm ümmetinin paramparça olduğu bir zamanda oruç başlangıcını ve bayram sevincinde dahi birleşememek Ümmet-i Muhammed'e yakışmamaktadır!’