Akşehir’in yaşayan en yaşlı yazarı Hayrani Ilgar’dır.
İlginç yaşam öyküsü var:
Yahya 19. yüzyılın son dönemlerinde Akşehir Belediyesinde inzibat olarak çalışır. Yahya geceleri düdük çalarak dolaştığından sülalesi “Düdükçü Yahyaoğulları” olarak bilinir Akşehir’de.
Yahya oğlu Hasan’ın ilk evliliğinden doğan bütün erkek çocukları vefat eder. Yugoslav göçmeni Fatma ile ikinci evliliğini yapar. Bu evlilikten doğan 2 erkek evladı da vefat eder.
Bunun üzerine komşuları Hasan Bey'e:
"-Hasan senin erkek çocukların yaşamayacak.
Ama '-Yedi Mehmet' isimli evden gümüş alacaksın, bunlardan bir küpe ve bir yüzük yaptıracaksın, doğacak çocuğun erkek olunca doğan çocuk anne sütü emmeden önce kulağını delip küpeyi ve yüzüğü takacaksın.
Sonra anneyi ve çocuğu Seyit Mahmut Hayrani türbesine götüreceksin.
Burada bir kurban kesip dağıtacaksın.
Anneyi de türbenin etrafında yedi defa dolaştıracaksın.
Oğluna da ya Seyit ya Mahmut yahut da Hayrani adını koyacaksın.
Ancak bundan sonra erkek çocuğun yaşar." diyorlar.
Nihayet Fatma Hanım 1 Ekim 1924 tarihinde bir erkek çocuk dünyaya getirince söylenenler aynen uygulanıyor ve bebeğin ismi Hayrani konuyor.
Hayrani Ilgar öz babasından iki ve üvey babasından da üç kız kardeşinin içerisinde tek erkek evlat olarak yaşayandır. Öz kız kardeşlerinin isimleri Hayriye ve Hadiye; üvey kız kardeşlerinin isimleri ise Suzan, Rezan ve Reyhan'dır.
1931 yılında İzmir’e dayısının yanına göç ediyorlar. Fatma Hanım burada kardeşinin çalıştığı fabrikaya işçi olarak giriyor ve çalışmaya başlıyor. Hayrani Ilgar 11 yaşında iken babası 2 Şubat 1935'te vefat ediyor.
Babası vefat edince annesi Fatma Hanım da ağır derecede hastalanıyor. Bunun üzerine kız kardeşlerini Akşehir'e yolluyorlar. 1937 yılında annesiyle birlikte onlar da Akşehir'e göçüyorlar.
Kız kardeşleri Hadiye ve Hayriye'yi bu dönemde evlatlık vermek zorunda kalıyorlar.
Akşehir'de Kilise İlkokulunda devam ediyor. Akşehir'deki ilk öğretmenin adı Mahmut Bey'dir. Mahmut Bey Hayrani Ilgar'ı üçüncü sınıftan beşinci sınıfa kadar okutmuştur.
Ortaokulu da burada Akşehir Ortaokulunda okuyan Hayrani Ilgar, 1942 yılında ortaokuldan mezun oluyor.
Ortaokuldaki tarih hocası İsmail Hakkı Özkan'dan ve onun anlattığı tarih konularından ziyadesiyle etkileniyor.
1942 yılında annesinin isteği ile Devlet Demiryolları memurluğu sınavına girer ve kazanır. Memuriyet görevine başlamak üzere yola çıktığında Ortaokul Müdürü Mahir Güneş ile karşılaşıyor ve kendisini Adana Öğretmen Okulu listesine kaydettirdiğini söylüyor. Hayrani Ilgar, Devlet Demiryollarında memuriyet kazandığını ve annesinin bunu istediğini söyleyince öğretmeni "Madem yola çıktın geriye dönme, annenin sözünü dinle." diye tavsiyede bulunuyor.
Mayıs 1972 tarihinde Tire Gar Şefliği vazifesinden emekliye ayrılıyor.
Hayrani Ilgar, 1960-1990 yılları arası birçok eser vücuda getirmiştir. Komünizmle Mücadele Derneğinin kurulmasında yer almış; Türk Ocağı, Türkçüler Derneği gibi derneklerde uzun süre faal olarak çalışmıştır. İzmir’de Töre ve Kültür Derneklerinin kuruluşunda yer almıştır. Ötüken, Toprak, Orkun, Millî Yol, Türk Birliği, Türk’e Çağrı dergilerinde yayımlanmış yüzlerce makalesi vardır. Ayrıca Millet, Adalet, Orta Doğu, Ege Ekspres gazetelerinde de köşe yazarlığı yapmıştır.
Eserleri: Davetiye, Atatürk ve Irkçılık, Sözde ve Gerçek Milliyetçilik, Komünizm ve Tenkidi, Cengiz Han Kimdir? Mutluluk Korkusu, Yalnızlık, Alper Tunga’nın Öcü, Süyün Bike, Yarhisar Bağları, Metehan, Gonca Kıbrıslı Bir Mücahitin Romanı, Esaretten Kurtuluşa “Mehralibeğ” , Samara Zindanları, Olmalı Şiir Kitabı, Gizemli Asena
Ayrıca Arif Öztürk, “Türkçü Bir Aydın Hayrani Ilgar Hayatı ve Eserleri” adıyla kitap yayınlamıştır.
Not: Koyu renkli kitapları sergide yer alacaktır.
Hayrani Ilgar 101 yaşındadır, İzmir / Narlıdere Huzurevinde yaşıyor.
![]() |
![]() |
![]() |
![]() |