Güler yüzlü, tatlı sözlü ömrünü Akşehir’de yaşayanların sağlığına adayan eczacı büyüğümüz Şemsettin Güneş anlattı ve biz yazdık. İşte bir örnek yaşam öyküsü: Babamın askerlik sonrası annesi ve kız kardeşiyle birlikte gittiği, yaşadığı Eskişehir Macerası, İkinci Dünya Savaşı sırasında tekrar askere alınmasıyla bitmişti.
Eskişehir’de hem işini kaybetmiş hem de parasını bitirmişti. Bunun üzerine Akşehir'e dönmek zorunda kalan babam Mustafa Güneş, Eskişehir'de evlendiği eşi ve orada doğan iki kızı, annesi ve kız kardeşiyle birlikte 6 kişi olarak Akşehir'de yeni bir hayata başlamıştı.
Akşehir’de Doğuşum ve Çocukluğum
Babamın tek oğlu olarak 1950'de Akşehir'de doğdum. Ailemizin torunumla birlikte tek erkekli yayılımı 5 kuşaktır sürüyor. Çocukluğum 1800'lü yıllarda Eber’den gelen dedemin dedesi Miralay Şemsettin Bey’in, Akşehir Ulu Cami Yeşil Kapı karşısındaki boş alanda, ortaokulun alt kapısının karşısından Cumhuriyet Meydanı’na kadar aşağıya doğru sağ tarafa ailenin yerleşmesi gerçekleşmiştir.
Ben bu dedemin dedesinin Yeşil Kapı Sokakta yaptığı iki bölümlü, üç katlı ve geniş bahçesi olan bir evde doğmuşum ve çocukluğumu orada geçirdim. İlkokulu Gazi Mustafa Kemal İlkokulu’nda okudum.
Ulu Cami Caddesi'nde 1955'te babam yeni evimizin inşaatını başlattı ve inşaat 1962'de tamamlandı. Ulu Camii Caddesi geçmiş yıllarda Akşehir'in en önemli caddesi idi. Orada her türlü esnaf vardı. Caddenin sonunda, kilise yanında Gazi Mustafa Kemal İlkokulu vardı. Hatta kilisenin kademeli kısmında Kaymakamlık lojmanı vardı. Geçmiş yıllarda Kaymakamlık lojmanı yıkıldı.
İlk, Orta ve Lise Yıllarım
İlkokulu okuduğum yıllarımda Okul Müdürü Mehmet Yazıcı'nın kurduğu Mehter takımında ilk kıyafetimi Kaymakam Bey'in öğretmen eşi bana giydirdi. Ortaokul yıllarında sabah okula gidiyordum. Öğleden sonra ise babamın pastanesinde çalışıyordum. Akşamları ders çalışarak okul bitirme sınavlarına hazırlandım ve girdiğimde yazılı ve sözlü sınavlardan tam puan alarak babamın Hafız Mektebi olarak başlayıp Ortaokul olarak bitirdiği Akşehir Ortaokulu’ndan mezun oldum.
Akşehir Lisesi’nin üç ayrı binada okuyarak bitirdim. Önce şimdi Esnaf Kefalet Kooperatifi’nin olan Şoförler Cemiyeti'nin binasının arka tarafında karanlık bir odada derse başladık. Işıklar gittiğinde dersimiz biterdi. Daha sonra barakalara taşındık ve orada ders yaptık. Sonunda biten Akşehir Lisesi’nin yeni binasında liseyi bitirdim.
Üniversiteyi Eskişehir Anadolu Üniversitesi, Eczacılık Fakültesi’nde okudum.
İş Hayatına Atılışım ve İlk Eczanem
İş hayatıma akrabalarımın Eskişehir'de olması nedeniyle 1972'de eczacı olarak Eskişehir'de başladım. Okullarda o yıla kadar hiç kaybım olmamıştı. Bir yıl sonra askere gittim. Askerlik sonrası Akşehir’deki Tekin Eczanesi'nin Mesul Müdürlüğü’nü yaparken babamın pastanesinde diplomalı eczacı olarak garsonluk, bulaşıkçılık ve imalatta ustalık yaptım.
1974'te Akşehir merkezinde bulunan eczanelerden farklı olarak hastanın ayağına hizmet amacıyla Devlet Hastanesi’nin karşısında ilk eczanem olarak Güneş Eczanesi’ni açtım.
Eczanenin açılışıyla birlikte sosyal hayatta toplum hizmetine de başladım. İlk görevim Verem Savaş Derneği ve Sağlık Kurulları Yapma ve Yaşatma Derneği’ndeydi. Topluma daha iyi hizmet için gönül verdiğim partiye üye oldum. Akşehir Ticaret Odası Meclisi’nde görev aldım. Akşehir’de 40 dekarlık meyve bahçesinin bakımıyla ilgileniyordum. Ayrıca Hastane yanında yoğun çalışan bir eczacıydım.
Türkiye’de Darbeler, Derneklerimizin Kapatılması ve Yeni Derneklerin Açılması
10 yaşındayken 1960'da ne olduğunu anlayamadığım darbeyi radyodan dinledim. 1980'de ise Devlet Hastanesi karşısında nöbetçi eczane olarak görev yaptığım gece darbeyi gördüm. Darbe sonrası faal olarak çalıştığım tüm derneklerin faaliyeti sonlandırmıştı. Sonraki tarihlerde bazı derneklerin yapılandırılmasına izin verildikten sonra “Akşehir Sağlık Kurumlarını Kurma ve Yaşatma Derneği’nin kurucu üyesi oldum.
Evliliğim, Çocuklarımın Doğuşu ve Babamın Ölümü
1978'de öğretmen olan Zeynep Köle hanımla evlendim. 1979’da oğlum Mustafa, 1981'de ise kızım Gülgün dünyaya geldi. Bu arada babam Pastacı Mustafa Güneşi de kaybettim. 1980'li yıllarda Nasrettin Caddesi'ndeki Refik Çetinel'in oturduğu binayı alarak yeniden yaptırdım.
Akşehir Huzurevi’nin Yapılış Aşamaları
Üye olduğum parti, Doğru Yol Partisi ile ortaklık döneminde Akşehirli Milletvekili Ömer Şeker’di. Bu arada Şevket Şeker’in damadı Aslan Kaya'nın Sosyal Hizmetler Genel Müdürü olmasıyla Akşehir'de bir huzurevi yapılması için dernek kurmuşlardı. Bu dernek ağırlıklı olarak Doğru Yol Partililerden oluşmuş ve 2 yıla yakın süre içinde maalesef mesafe kat edememişti. Bunun üzerine Akşehir Huzurevi Derneği’ni bize devrettiler. Ben de eczane yeri olarak düşündüğüm boş dükkanımı Akşehir Korunmaya Muhtaç Kimseler Evi Yaptırma ve Yaşatma Derneği’ne tahsis ettim.
Temel Atma Törenleri
Hastane Başhekimi Vahdi Yamalık döneminde planlanıp projelendirilen yerin temelini atmak Hastane Başhekimi Aydoğan Akbaş ve Derneğimize nasip olmuştu. Temel atma törenine o dönem Sağlık Bakanı Rıfat Serdaroğlu ve Akşehirli Milletvekili Ömer Şeker katıldı. Temel atma töreninde bakana ve Milletvekilimiz Ömer Şeker’e plaket verildi.
Daha sonra Akşehir Sağlık Meslek Lisesi'nin temelini atmak için Sanayi Çarşısı altında arsası Erol Cumbul tarafından verilen yere gittik. Bakan bir konuşma yaptı, konuşmasının sonunda arsayı bağışlayan Erol Cumbul adını anons etti. Ortada Erol abi yoktu. Kaymakam Bey hemen beni ön tarafa sürdü. Bakan Rıfat Serdaroğlu'ndan Erol Cumbul diye plaketi aldım. Hayatımda Erol Cumbul olmak da varmış.
Hastane Derneğimizin Çalışmaları
İlk olarak Ankara Numune Hastanesi’nde açılan Hızır Acil Servisi’nin ardından o dönem Akşehir Devlet Hastanesi başhekimi olan Aydoğan Akbaş ile deneğimiz birlikte Akşehir Devlet Hastanesi'nde de bir Hızır Acil Servisi açtık.
Akşehir Devlet Hastanemizin odaları koğuş gibi 10 yataklı idi. Odaların altları mozaikti. Derneğimiz yoğun bir inşaat çalışmasına girerek tüm odaları mermer, iki yataklı, banyo ve tuvaletli odalar haline getirdik.
Akşehir’deki hastanemizde bir defibrilatör (şok cihazı) yoktu. Bu cihazı alabilmek düşüncesiyle yanımıza rahmetli Halis Çelebi’yi alarak İstanbul Hilton'da yapılan tıp fuarına gittik. Akşehirli olan ekonomisi iyi insanlar derneğimize bağışta bulundular ve Siemens marka cihazı satın aldık.
Dernek olarak Akşehir Devlet Hastanesi’nde Koroner Servisi’ni kurduk. Bu arada Akşehir halkı derneğe maddi ve manevi destek oldu.
Diyaliz Servisi İçin Verdiğimiz Mücadele
Akşehirli iş insanları Mustafa ve Fahri Güvendik kardeşlere takıldım, hastaneye hiç yardım etmediniz diye. Bunun üzerine Güvendik kardeşlerinin gayretiyle Almanya'dan iki tane diyaliz makinesi hastanemize geldi. Ancak Diyaliz Servisi iki makine ile kurulamazmış. Bunun üzerine diyaliz makinalarını yenileyen Ege Üniversitesi'nin eski makinalarına talip olduk. Ege Üniversitesi'ne gittik.
Ege Üniversitesi'nde Cüneyt Arkın'ın amcası oğlu çocukluk yıllarınızda Akşehir'de çalışan Prof Fikret Cüreklibatır, Prof Yusuf Duman, Doktor Ali Rıza Çamurlu, Başhekim Aydoğan Akbaş ve ben yenilenen diyaliz makinalarını istedik. O tarihe kadar Ege Üniversitesi'nden hiçbir cihaz başka bir yere nakledilmemişti. Büyük bir uğraş vererek iki ay sonra makinaları bir araca yükleyerek Akşehir'e getirdik. Yanımızda yardımcı olan teknisyen kardeşimiz A. Akbaş ve Halil Terzi vardı. İzmir’de arife günü bir araca yedi kişi binerek Akşehir’e geldik. Akşehir Devlet Hastanesi’ne Diyaliz Servisi’ni kurduk. Bu servis ülkenin vilayetlerinin büyük bir kısmında henüz açılamamıştı.
Sağlık Ocağı Kurma ve Açma Çalışmalarımız
O yıllarda Akşehir'den küçük ilçeleri geziyordum. Bazı ilçelerde birden fazla Sağlık Ocağı vardı. Akşehir’de bir Sağlık Ocağı’nın bulunması beni üzüyordu. Hastane çevresindeki arkadaşlarımla “Sağlık Ocakları Kurma ve Yaşatma Derneği’ni kurduk. İlk olarak yıkılan Meslek Okulumuzun karşısında bulunan ve şu anda kuruyemişçi dükkânı olan bina Doktor Ebubekir Ünlü’ye aitti. Bu bina derneğimize Sağlık Ocağı yapılmak üzere ücretsiz olarak verildi. Dernek olarak resmi işlerini de Milletvekilimiz Ömer Şeker’e yaptırarak Akşehir’e ikinci Sağlık ocağını açtık.
Üçüncü Sağlık Ocağını da daha önceleri İnci Küçük ile iznini aldığım Akşehir Belediyesi'ne bağışlanan Hacı Küçük’lerin binasında çevre ve mahalle sakinlerini örgütleyerek Belediye Başkanı Ferhan Ballı’ya gönderdik. Sağlık Ocağı’nı açma masraflarını Akşehir Belediyesi üstlendi. Gerekli olan resmi izinleri Milletvekili Ömer Şeker aldı ve 3 Nolu Sağlık ocağını dernek olarak kurduk. Dernek başkanı olarak 3 Nolu Sağlık ocağını açtım.
Akşehir'de artık 3 tane sağlık ocağı vardı. Sağlık Ocakları Kurma ve Yaşatma Derneği’ sivil örgütlenmeyi sevmeyenler tarafından faaliyetlerinin sonlandırıldığını sonradan öğrendim.
Akşehir Huzurevi İnşaatı İçin Girişimlerimiz ve Yapımı
Akşehir Huzurevi inşaatını yapmak için defalarca Ankara'ya gittik. Ankara’da Akşehir Lisesi’nden arkadaşım olan Devlet Bakanı Ahat Andican ile görüştük ve bize destek oldu. Yine Devlet Bakanı Önay Alpago bize yardımcı oldu.
Bina yapımı için her şeyi hazırladıktan sonra Burdur'daki Cumhuriyet Halk Partisi bölge toplantısında başkanlık yapan Devlet Bakanı Önay Alpago'yu temel atmak üzere Akşehir'e davet ettik ve temelimizi Akşehir’e gelerek attı.
Huzurevi yapımında Akşehir halkı en büyük yardımcımızdı ve herkes derneğe yardım ediyordu. İlk yardımları Esnaf Kefalet Kooperatifi yani esnafımızdan aldık. Yedi yıl boyunca Kurbanlarda deri ve para topladık.
Akşehir Belediye Başkanı Ferhan Ballı'nın dönemine inşaatına başladığımız Huzurevi Belediye Başkanı Nuri Köksal’ın ilk döneminde bitirdik. Akşehir Belediye başkanları en önemli yardımcılarımızdı. Bu arada Huzurevi’nin yapımının devletin programına alması için sene sonu kurulan devlet planlama toplantılarına ilçe başkanımız Ahmet Şerif ile birlikte katıldık. Bu toplantılarda Milletvekilimiz Ömer Şeker, Çumra bütçe plan komisyonu üyeleri ve Çumralı bir milletvekili ve MHP'li Akşehir Eberliköse’lerinin damadı bir milletvekili bize yardımcı oldular.
Görüşmelerimizin etkisiyle o yıl Bütçe Komisyonu’na Devlet Planlama’dan gelmeden Akşehir Devlet Hastanesi Ek Binası, Akşehir Huzurevi, Akşehir Yalvaç Yolu, Akşehir Organize Sanayi yapımları o yılki plana alındı. Ancak devlet bu işlerin gerçekleşmesi için bütçeye o yıllarda sembolik, az bir para koydu. Derneğimiz Huzurevimizi Akşehir halkı katkılarıyla yaptı. Özellikle Belediye Başkanlarımız Ferhan Ballı ve Nuri Köksal bu binanın yapımında büyük emek ve katkı sağladılar.
Huzurevi yapımı sırasında zemini çok sağlamdı. Temel atmak için yeri dinamit patlatarak açtık. Her demir döşeğinde inşaat mühendisi götürerek statik hesaplarına uygun yapılıp yapılmadığını denetlettirdik. 2000’li yıllar sonrası birinci derece deprem bölgesine alınan Akşehir'de radyal temel, nervürlü demir ve kırma taş beton kuralına Akşehir'de o yıllara kadar yapılan her binada olduğu gibi bizim binamızda uygun değildi. Ancak yine de üç katlı sağlam bir bina idi. Yine de yıkım kararı verildi ve yıkıldı. Biz istiyorduk ki Akşehir'in en güzel yerine yaşlımız, kimsesiz çocuklarımız ve kimsesiz kadınlarımız otursun fakat siyasi iktidar, yaşlılarımız, çocuk ve kadınlarınız için eski Hayvan Pazarı’nın olduğu alandaki arsayı uygun görmüştür.
Akşehir Kültür Sağlık Eğitim Vakfı Kuruluşu
Akşehir'de bir grup üniversiteli genç Akşehirevi’ni yapmıştı. Bu evi tamamlarken bir kısım Akşehirlinin verdiği döviz borcu vardı. Ev tamamlandı ve açıldı. Ortaya bir kazan kondu ve gelenler oraya para atılıyorlardı.
Akşehirevi’nin bu şekilde işletmenin doğru olmayacağını düşündüm. Daha önceleri vakıf çalışmaları yapan akrabam Prof Ercan Artan’a konuyu açtım. Bunun üzerine toplantılar yapıldı. Akşehirevi’ni yapan gençler evi döviz bazında yardımcı olanlar bağışlarını, yeni üyelerin vereceği paralarla da işletme sermayesi olarak Akşehir Kültür, Sağlık, Eğitim Vakfı, Nuri Köksal başkanlığında kuruldu ve Aksev adını aldı. Kuruluşta 41 tane Akşehir’i seven mütevelli vardı. Bu vakıf Akşehir'in gururu olarak halen faaliyet göstermektedir.
Sağlığa Adanan Ömrün Sağlıklı Emekliliği Olsun
Ben Şemsettin Güneş olarak Akşehir'de geçmişte kurulan yararlı gördüğüm her dernekte görev almaya çalıştım. Akşehir'e yapılan işlerde kaymakam ve derneklerle olan sıkıntılarda katalizör görevi aldım. Akşehir'i çok seviyorum. Akşehirliyim diyen herkes Akşehirlidir. Doğayı, canlıları ve insanlarımızı çok ama çok seviyorum. 2024 sonlarında eczanemi devrettim, emekli oldum. Sağlıklı olduğum sürece Akşehir'de yaşayacağım. Emeklilik hayatımda da Akşehir'e her şekilde yardımcı olmaya çalışacağım. Hepinize sevgiler, saygılar sunuyorum.
![]() |
![]() |
![]() |


