Siyasilerin dillerine doladıkları halkımızın da gönlünde yatan Akşehir il olacak beklentileriyle örtüşmeyen, hayal edilen fakat bir türlü gerçekleştirilemeyen ve her yaşta insanımızın hak ettiği belediyecilik hizmetlerini alamayan, coğrafi birçok doğal güzellikleri içinde barındıran Akşehir’imizde içimiz buruk olarak yaşamaya devam ediyoruz.

Her seçim arifesinde istisnasız tüm belediye başkan adayları mesire alanlarının artırılması veya ihtiyaca göre düzenlenmesi konusunda çalışma yapacaklarını vadediyor olsalar da, başkan koltuğuna oturdukların da unutuyorlar mı desek, bir daha ki seçime Allah kerim diyorlar mı desek, her ne dersek diyelim sonuçta şehrimizin daha yaşanabilir olması yolunda yeterince adımlar atmıyorlar. Ve maalesef, her dönemde değişmeyen bu gerçek karşımızda duruyor ve galiba durmaya da devam edecek.

Geçmiş dönem Salih Akkaya başkanın aday olamamasına sebep, alt yapı çalışmaları neticesindeki bozulan yolların zamanında yapılamayışı olmuştu. Bu dönem her ne kadar bir parti bayrağı altında seçime girmiş olsa da, şahsi oyu ile seçimi kazanan Nuri başkanın akıbeti de daha erken ama Salih başkandan farklı olmayacak gibi gözüküyor.

Seçim döneminde bozuk yollar, sokaklardaki başıboş köpeklere olan tepkilere çözüm bulacağını vaat eden sn. Köksal şu ana kadar bu konuda istenilen seviyede netice alamadı. Belki kendine göre haklı sebepler öne sürebilir ama vatandaş tozdan topraktan ve sokaklardaki köpeklerden kurtulmak istiyor.

Sosyal medya takipçilerim, telefonla ulaşan veya bir çay içimi oturup sohbet ettiğimiz hemşerilerimiz sağlığa uymayan umumi tuvaletler konusunda hayli dertliler. Bu tuvaletlerden sorumlu olan vatandaşın arastadaki bakımsızlığa şahit olan belediye görevlilerine ‘’beni sıkıştırmayın gerekirse tüm tuvaletlerin anahtarlarını bırakır giderim’’ tehdidine karşın, arkalarını dönerek gittiklerini söyleyen esnaf arkadaşlarımız var.

Mesire alanlarının yetersizliği, sokak köpekleri, imar müdürlüğünde aylarca bekleyen inşaat ruhsatları ve müteahhitlerin dolayısıyla vatandaşın artan mağduriyeti, bir türlü taş döşemesi yapılamayan sokak ve kaldırımlar, asfaltlanamayan caddeler, yıkılması gereken virane binalar, açılması gereken yollar, yetersiz araç park alanları, kaldırımlara yapılan parklar, bazı işyerlerinin önünden kaldırılmasına rağmen ayrıcalıklı esnafların hala dubaları yollarda tutmaları, galerici esnafına bulunamayan çözümler, sokak aralarında ki tır, kamyon, traktör ve biçerdöverlerin oluşturduğu şehre yakışmayan görüntüler gibi, bir çok konuda sorunlarını aktarıyorlar.

Mevsim itibariyle, en çok gündeme getirilen ‘’mesire alanları’’ özellikle çocuklarımız apartmanlardan inip toprakla haşır neşir olacakları oyun alanlarının yeterli olmaması konusunu, gündeme getirmek istiyorum.

Hıdırlık ve Selçuklu parkına akşam, Tekke piknik alanına ise gündüz vakitlerinde, birkaç kez gittim.

Kamelyalarda yer bulmanın imkansız olduğunu görünce, çimlerin üzerinde portatif sandalye ve masamızı kurarak termosta getirdiğimiz çayımızı yudumlarken çerezimizi de atıştırdık.

Akşehir halkının Hıdırlık ve Selçuklu park alanından yer bulabilmek adına, aileden birinin önceden yer kapması için gönderdiğini ve yer tutuldu mesajı sonrasında, hazırlanan yiyecek ve içeceklerle birlikte gidebildiklerini gördüm.

Bir başka gün, yaklaşık iki yıl önce müstecirden alınarak belediye park bahçe işlerinden görevlendirilen bir personelle kontrol altına alınmaya çalışılan, Tekke Orman Piknik alanına gittim.

Dere kenarlarında bulunan Orman bölge müdürlüğü tarafından halkın kullanımına sunulan sabit oturaklı piknik masalarının suyun içine indirilerek, içki masası olarak kullanılmaya başlandığını görünce üzüldüm. (Elimde belge olsun diye de birkaç fotoğraf çektim.)

Kimsenin içmesine ve eğlenme yöntemine karışacak değiliz ama toplum içinde başkalarına rahatsızlık verecek ortamı hazırlayanlara, yine toplum adına karşıyız!

Hal böyle olunca vatandaş haklı olarak bu şahıslardan uzak durmayı tercih ediyor ve o kişilere yakın banklar boş olmasına rağmen, daha uzak yerlere örtü açarak oturmayı tercih ediyor.

Ayrıca derenin içinde ve çevresinde, çok miktarda pet ve cam şişe başta olmak üzere, poşetler ve kirli atıklar ciddi manada görüntü kirliliği ve kokulara sebep olan yaşadığı çevreye zarar veren, topluma saygısı olmayan insanları kınıyorum.

Salih başkanın emeğine sağlık.

Selçuklu parkındaki eksiklikler hariç çok güzel bir park meydana gelmiş. Böyle bir ortama halkımızın o kadar ihtiyacı varmış ki, bırakın kamelyaları çimler de dahi oturacak yer kalmıyor.

Buranın en büyük sıkıntısı tuvaletler diye yazacaktım ki, geçen akşam o hareket eden temizlik yapılmış olsa bile temiz olmayan kulübe tuvaletlerin alınıp, prefabrikten mamul tuvaletlerin konduğunu görünce sevindim. İçi nasıl diye bakmak istedim fakat montajı tamamlanmamış olacak ki, kapılar kilitliydi göremedim.

Kadınlarımızın çocuklarının bakımını ve karnını doyurabilecekleri yine konteyner tarzında küçük bir mekan talep ettiklerini ve ayrıca küçük bir mescide de o bölgede ihtiyaç olduğunu belirteyim.

Bu arada Selçuklu parkını yapmadan önce aynı bölgede kiraya verilen ‘’Garden’’ park kısmı da, bu alana ilave edilmeli. Çünkü hemen yanı başında bedava olan yer varken, yan tarafa ücretli bölüme kimseler gitmiyor. Öngörüsüz planlamadan doğan bu yanlıştan ivedilikle yeni düzenlemeler yapılarak dönülmeli ve aynı zamanda zarara uğratılan müstecirle de helalleşmenin yolu aranmalı.

“Garden” park kısmı Selçuklu parkın içine dahil edilip, tiyatroya giden yol iptal edilmeli ve kültür merkezinin paralelinde, zaten içinde var olan yol genişletilerek tiyatroya ulaşım oradan sağlanmalı. Bu durumda mevcut Selçuklu parkı büyütülmüş ve halkımızın biraz daha rahat nefes alacağı fiziki imkanları eksiksiz olan bir mesire alanına kavuşmuş olacaktır.

Bu alana seyyar satıcıların dadandığı yetmezmiş gibi, akülü araç kiralayan kişilere de müsaade edilmemeli.

Ebeveynlerin çoğu, zaten akşama kadar maddi zorluklarla mücadele eden ve burada birkaç saatliğine de olsa rahat nefes alıp, çocuklarını parktaki aletlerde masrafsız eğlendirmeye ceplerinde nakit olmayıp kredi kartı ile ay sonunu getirmeye çalışarak hayatlarını idame ettirme gayretinde olan kişilerden oluşuyor.

Malumunuz, çocuğa neyi ne kadar alırsanız alın, bir sonraki satıcıyı gördüğünde tekrar ister, kaç tur attırırsanız attırın tekrar o akülü arabaya binmek ister ve gülerek eğlenmeye gelen çocuklar ağlayarak, anne babalar dedeler ebelerde hüzünlenerek evlerine gitmesinler.

Akşehir belediye başkanı sn. Nuri Köksal, vatandaş diyor ki!

Halka açık alanlar, çocuk sesleriyle cıvıl cıvıl olsun.

Zabıta marifetiyle bu bölgeye her türlü satıcı alınmamalı!

Mesire alanların da 17/24 saatleri arasında, istisnasız zabıta ve bekçiler güvenliği sağlamalı.

Selçuklu parkının yamaçlarında, kesinlikle içki içilmesine müsaade edilmemeli.

Yetişkinler motosikletleriyle küçük çocukların kullanımına uygun bisiklet yollarında volta atmasın!

Sele serpe oturduğumuz çimlere, hacetlerini gideren evcil olsun olmasın, kedi ve köpekler sokulmasın!

Yüksek sesle konuşarak kaba davranışlarıyla etrafa rahatsızlık verenleri, nahoş durumlar yaşanmaması için vatandaş değil yetkililer uyarsın!

Selçuklu parkı tarzında diğer mahallelerde de ücretsiz mesire alanları oluşturulsun, ulaşım ve yoğunluk dengelensin.

Mesela, Engili mahallesi sınırları içinde bulunan eski değirmenin bulunduğu alan genişletilip düzenlenerek, ivedilikle mesire alanı haline getirilsin.