SİYASİ AYAĞI, FETÖ/PDY İLİŞKİSİ VE OTELDE YAKALANAN 8 ŞEHVET DÜŞKÜNÜNÜN OTEL FANTAZİLERİ…

 Haber/Yorum: Ümit Aykut Şener

Yerel Seçimler, 29 Mart 2009 tarihinde yapıldı ve Akşehir Belediye Başkanlığı seçimlerini AK Parti Adayı Mustafa Baloğlu, kendisinin ve partisinin hazırladığı belediye meclis üyeleri listesiyle kazandı.

Baloğlu, Haziran 2011’de yapılacak genel seçimler öncesinde milletvekili adayı olabilmek için ülke genelinde görevinden istifa eden 4 belediye başkanından birisi oldu.

Mart 2011’de Belediye Başkanı Baloğlu, istifasını Akşehir’deki AK Parti İlçe Başkanlığı’nda yaptığı bir toplantıyla açıkladı. Baloğlu, belediye başkanlığı görevindeki tecrübe ve birikimlerini bir hizmet alanında değerlendirmek üzere istifa ettiğini duyurdu. Baloğlu, "Ben huzurunuzda 2004 yılında devraldığım 2009 yılında sizlerin büyük gayretiyle tekrar seçildiğim belediye başkanlığı görevini bir başka hizmette kullanmak ve değerlendirmek üzere bugün bırakıyorum. Bunları sizinle paylaşmak istedim. 7 yıl boyunca hep dürüstlükle, iyi niyetle, kardeşlikle bu görevi yürütmeye çalıştık. Ben şunun için size teşekkür ediyorum; göreve geldiğim günden beri ne Belediye Meclis Üyelerimizden ne teşkilattaki arkadaşlarımızdan, İlçe Başkanımızdan, ne de hepimizin çok değer verdiği Sayın Milletvekilimizden görevimi kötü kullanmaya yönelik, iltimasa, kayırmaya ve görevimi kötü kullanmaya yönelik hiçbir talep görmedim" demişti.

12 Haziran 2011 Pazar günü yapılan genel seçimler sonrasında da Konya’dan AK Parti Milletvekili seçildi ve yenilenen seçimlerle birlikte 3 dönemdir de bu milletvekilliği devam ediyor.

2002-2011 iki dönem AK Parti Konya Milletvekilliği yapan Orhan Erdem ile şimdiki vekil Mustafa Baloğlu ve AK Parti İlçe Yönetim Kurulunda görev yapanlar siyasete hep birlikte başladılar ve aralarında su sızmıyordu. Ta ki, FETÖ/PDY’nin ülke genelinde cirit attığı yine bu dönemlerde Akşehir siyasetinde DALTONLAR ve avarelerinin türediği güne kadar...

22 Nisan 2012’de Akşehir’de faaliyet gösteren 2011 yılında hizmete açılan şehir merkezindeki bir otelde C.Başsavcılığının talebiyle verilen ilgili mahkeme kararı sonrasında  25.01.2012 tarihinden itibaren polisin izlemeye aldığı çeteye “FUHUŞ OPERASYONU” baskını düzenledi ve şüpheliler iş üstünde suçüstü yakalandı. Bu baskında polis bir sürprizle daha karşılaştı çünkü baskın yapılan otelin odalarında aralarında biri hariç siyasi kimliği olan 8 kişi daha vardı.

Öncelikle yerel ve ulusal basından gizlenen bu operasyonda 8 kişi hakkında gerekli işlemler yıldırım hızıyla yapıldı ve bu 8 kişinin ismi ne UYAP’ta yer aldı ne de C.Savcısınca sorgulandı. Sadece karakolda alınan ifadelerinin ardından Savcılık talimatıyla serbest bırakıldıktan sonra operasyon basına açıklandı. -zina'nın suç sayılması ilgili yasa kapsamından çıkarıldı ve yeni TCK 26 Eylül 2004'te yasalaşmıştı-

Yapılan yargılama sonucunda aralarında bir dönem siyasi parti ilçe başkanı, yönetim kurulu üyesi ve belediye meclisi üyeliği de yapan otelin yetkilisi İ. Ö.’nün de bulunduğu bazı şüpheliler çeşitli cezalara çarptırıldılar. Tabii ki otel yetkilisinin suçunun “fuhuşa yer temin etmek” olduğunu anlamışsınızdır. Aralarından cezaevine girenler oldu, kimisi cezasını tamamladı tahliye oldu, kimisi halen yatıyor, kimi de suç HAGB (Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması) kapsamında değerlendirildiği için verilen hüküm mahkeme tarafından açıklanmadı. Şayet 5 yıl içinde kasten bir suç işlemez ise bu dava açılmamış sayılacaktır.

İşin en üzücü tarafı ise polisin bu baskınında aralarında henüz reşit olmamış küçük bir kız çocuğunun da bulunması ve onun dosyasının ilgili mevzuat gereği bu davadan ayrılmasıydı. Bu nasıl vicdandır ki yaşı küçük kız çocuğu fuhuşa alet ediliyor. Karakol ifadelerini bilemediğimizden dolayı belki de ifadelerinde “evcilik oyunu oynuyorduk” diyebilecek yüzsüzler de vardır.

Ülke olarak halkımıza yaşatılan ‘15 Temmuz Kalkışması’ndan sonra FETÖ/PDY Terör Örgütü’nün devletin içine sızmış tüm bireyleri yavaş yavaş ayıklanmaya başladı. İşte bu fuhuş operasyonunun 22 Nisan 2012’de Akşehir İlçe Emniyet Müdürlüğünde görevli başta dönemin Emniyet Müdürü, Müdür Yardımcıları ve diğer mensupları nın yanı sıra ilgili dosyaya bakan C.Savcısı ve duruşmalara katılan mahkeme heyet üyesi bir Hakim olmak üzere KHK ile ya meslekten ihraç edildiler ya da tutuklandılar.

13 Eylül 2014 tarihli Pervasız Gazetesinde kaleme aldığım “BORÇ VEREN İŞ ADAMLARIMIZ KİM?” başlıklı yazımı hatırlarsanız gerçekleri daha çabuk kavrarsınız.

http://www.pervasiz.com.tr/guncel/borc-veren-is-adamlarimiz-kim-h8468.html

FETÖ/PDY Terör Örgütü’nün elemanlarına gerekirse zina yapmaktan çekinmeyin demesi de hani boşuna değilmiş!... Kendi yaşadıkları kentte ve örnek olması gereken bu kişilere sanırım örgütün imamları, ağabeyleri ve ablaları; ‘yaşa, taşa…’ oturmamaları konusunda uyarmadıkları Akşehir’deki operasyonda yakalanmalarından anlaşılıyor. Sonradan anlıyoruz ki cemaat devreye girmiş ve onlara sahip çıkmıştır. Peki bu durumun siyasi etiği yerine getirildi mi, hayır! Hiç utanmadan, sıkılmadan üstelikte bir şey olamamış gibi yaşamlarına devam ettiler ve aynı görevlerinde kaldılar.  

Bu terör örgütünün anlayışına göre Siyasete, Cemaat ve cemaate bağlılıklarını dile getiren iş adamları ekseninde dönüyormuş gibi bir süs veriliyorsa, kendilerine sunulan cinsel obje partilerine katılanların memnun olmaması gibi bir durum söz konusu olabilir mi? Sonuçta hepsi de bir şekilde MUTLU oluyor. Çünkü paraya doyuyorlar, herhalde evlilikte arayıp bulamadıkları arzular şelale diyorlar, üstüne de her türlü doyuma ulaşıyorlar. Kim demiş parayla saadet olmaz diye?.. Adamlar gözümüzün önünde adeta piliç/kuzu çeviriyorlarmış da ruhumuz bile duymamış!..

İş bununla da kalsa iyi. Bu çetenin içinde yine bir akrabası danışman, bir diğeri de FETÖ/PDY’den tutulu olan bir polisin de çok yakın akrabası Figen Ç. var. Tutuklu yargılandığı mahkeme süresince cezasını çekti ve tahliye oldu. Kızları ayarlayanların içinde kendisi var mıydı-yok muydu, doğrusu bu sorunun cevabını kamuoyu gibi ben de çok merak ediyorum. FETÖ/PDY Terör Örgütünün cemaat üyelerine kadın bulup evlendirdikleri veya gönül eğlendirdiklerini ülke genelinde yakalananların resmi makamlara verdikleri ifade tutanaklarının ulusal basına sızmasından öğreniyoruz.

Konya’nın ilçelerinden birinde FETÖ/PDY itirafçısı birinin topladığı himmet paralarını bavul içinde yurt dışına çıkartarak parayı oluk oluk akıtmış ya, bu fuhuşçular da sakın esnaftan toplanan himmet paralarıyla bu haltı yemiş olmasınlar… Pervasız, FETÖ/PDY Terör Örgütü Üyelerini tek tek bulup ortaya çıkarıp kamuoyuna duyururken, siyasilerin aynı konuda sessiz kalmalarının hiçte hayra alamet olmadığını anlamak için 3 maymunu oynamaya gerek yok!

Saygıdeğer Pervasız Okurları,

Bugün için yalnızca şu bilgiyi vererek yazımın ilk bölümünü bitiriyorum. Otelde yakalananlardan bazılarının isimleri kamuoyu tarafından yüksek sesle dile getirilmiş olsa da içlerinden birisinin halen tutuklu FETÖ/PDY Terör Örgütünün Akşehir’deki en etkili ve yetkilisi, kasası olduğunu hatta ve hatta milletvekili adayı tayin edecek kadar yetkili olduğunu biliyor muydunuz? Birileri ortaya isim atıyor, kasıtlı-kasıtsız fısıltı gazetesini işletmeye başlıyor. Bölümler halinde kaleme alacağım bundan sonraki yazılarımda bazı tanınmış avukatlar, bazı iş adamları, bazı tüccarlar, bazı mali müşavirler, bazı devlet memurları, işçi statüsünde çalışanlar vb. kişileri sütunlarımıza misafirimiz edeceğiz. Bu yazılanlara bozulan, üzülen ve üzerine alınanlar olursa da cevap hakları her zaman saklı olup istedikleri zaman kullanabilirler.

Madem ki bu kişiler her şeyi açık açık yapmayı göze alıyor, o zaman kamuoyunun da bunları yakından tanımasında ve bilmesinde bir sakınca görünmüyor demektir. Yanlış anlaşılmasın çünkü biz kimsenin uçkurunun takipçisi değiliz ancak bizleri yönetmeye aday olanlara bir parantez açarak diyorum ki;

“Bir toplumun moral seviyesini gösteren kurallar bütünüdür. Toplumsal ahlak kurallarını, o toplumun yıllar boyu süren yaşam standartları belirler.” Otel baskınında suçüstü yakalanan ahlaksızlara Mevlana’nın güzel bir sözünü anımsatmak istiyorum; “Ya Olduğunuz Gibi Görünün Ya da Göründüğünüz gibi Olun”

Buraya kadar yazdıklarımdan sonra birilerinin koruması altına girenler ve kamuoyundan isimleri sır gibi saklanan 8 kişi baskın yapılan gecede orada tesadüfen mi bulunuyorlardı yoksa fuhuş yapanların finansmanlarını mı karşılıyorlardı? İşte her şey burada saklı görünüyor. İçlerinden birisinin de halen FETÖ/PDY tutuklusu olduğu bilindiğine göre bu operasyona da gizli ellerin değdiği gün gibi aşikâr!

Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi; “Gazeteciler, gördüklerini, düşündüklerini, bildiklerini samimiyetle yazmalıdır.”

Yazımın devamını gelecek hafta daha detaylı olarak okuyacaksınız. Saygılarımla…

Cumanız Mübarek Olsun!...