Yerli üretimi teşvik etmek şarttır. İthalattaki aşırı artışlar, ülkemizin borç patlamalarında boğulmasına neden oldu. Eskiden döviz nedir bilmezdik; yabancı paraları görmez ve yarışırcasına biriktirmezdik. Yediğimiz, içtiğimiz ve kullandığımız her şey yerliydi. Dışarılara da, öldürücü borçlarımız da yoktu. İthalatımız azdı; ihracatımız fazlaydı. Yabancı ülkelere, pamuk, buğday, afyon sakızı, üzüm ve çok çeşitli tarımsal ürünler satardık. Nazilli Basma fabrikası ve benzerleri kapattırılamamıştı. Kumaş ithalatımız yoktu! Dış borçlara boğulmamıştık. İpotekler altına da, girmemiştik.

 Keşke ithal petrol ve doğalgazla ısınacağımıza; eski borçsuz ve mutlu günlerimizde olduğu gibi tezekle ısınsaydık! Zaten buna da gerek kalmadı. Artık güneşten ve rüzgardan sonsuz elektrik üretilebiliyor. Ama hımbıllıktan mı, iç çekişmelerin getirdiği uyuşukluktan mı bilinmez... Güneş ve rüzgar  enerjisine bir türlü yönelemiyoruz! Kentsel atıkları ise hiç değerlendirmiyoruz. Yazıklar olsun! İngiltere'de devlet ve ilgili resmi kurum, kendi elektriğini tüketiciye 12 pensten(kuruş)satıyor. Tüketicinin, kendi binasına kurduğu sistemle üretip gene kendi tükettiği elektriğe ise; haybeden 40 pens teşvik veriyor. Böylece bütün tüketicileri güneşten elektrik üretmeye, beş katı ikramiye vererek teşvik ediyor. Bizde ise devlet, üzerine birkaç misli vergi ilave edebilmek için; sürekli pahalı petrol ve gaz ithaline yöneliyor. Güneş enerjisine geçebilmek için, hiçbir adım atmıyor.

 Atatürk döneminde hatta daha sonraları bile bizi borçlandırmayı başaramamış olan yabancılar; bedava bayatlamış süttozu, peynir vs... hediye edip, yerli malı kullanma alışkanlığımızı bozmayı başardılar. Sonra da üretmeyi bıraktık. Fabrikalarımızı kapattırdılar. ithalat kapıları dibine kadar açılarak; yerli üretimimiz çökertildi. Fabrika ve atölyelerimiz üst-üste kapanmak zorunda bırakıldı. Halkımızın üretme ve kendi ürettiklerini yiyip içme ve kullanma alışkanlığı yok edildi.

 Yerli malı haftalarının kutlanması yeniden başlatılmalı. İthal etmek zorunda kaldığımız ürünleri; kendi ülkemizde üretenlere, doyurucu ve cesaretlendirici aşırı teşvikler verilmeli.  El kapılarına el açma dönemi sona erdirilmeli.

Bir malı dışarıdan satın aldığımızda, onu üretip satan yabancı ülkenin insanlarına istihdam ve büyük kazançlar sağlamış oluyoruz. Kendi vatandaşlarımız işsizlikten dolayı açlık ve yokluk çekerken, elin insanlarına iş ve kaynak yaratmak ne kadar kötü!

 İhracatı çok olan zengin devletler; ülkelerinde üretilen tarımsal ve hayvancılık ürünlerine o kadar büyük teşvikler veriyorlar ki; bir vilayetimizin genişliğinde olan bazıları, hayvancılık ve tarımda bizim on katımız kadar ürün çıkarıyor. Biz de onları kıt dövizlerimizle ve borçlara batarak  alıp tüketiyoruz. Topraklarımız, o ürünleri aldığımız devletten yirmi-otuz kat büyük! Nehirlerimiz ve Irmaklarımız daha fazla! "İthal ettiğimiz şeyleri kendimiz üretelim" demek ve üreticilerimize destek vermek, hiç aklımıza gelmiyor. Televizyonda en önemli görevlimiz; "İMF'ye borçlarımız dokuz yüz milyon dolara geriledi" diyerek övünüyordu *İMF'ye dokuz yüz milyon dolar borçlu olmak, övünülecek bir şey mi?    1-Diğer kompradorlara ve onların örgütlerine daha ne kadar borcumuz var? 2-Sömürgeci olan veya olmayan zengin ülkelere borcumuz ne kadar? 3-Bize her türlü malı, sebzeyi, meyveyi, pamuğu pirinci, angus sığırlarını ve diğer kurbanlıkları; eskiden kendi ürettiğimiz ve şimdi artık üretmeden tüketmek kolaycılığına kaçtığımız yüzlerce çeşit malı satıp ihraç eden ülkelere ne kadar borçluyuz? 4-Savunma malzemelerini ve petrol ürünlerini satın aldığımız ve diledikleri zaman ambargo koyarak bizi kıvrandırıp tehlikeye düşüren dost yüzlü düşmanlara ne kadar borcumuz var? Bunlar da açıklanmalı. 5- MKE ve diğer benzeri kuruluşlar, Ankara ve Kırıkkale'de neredeyse tüm savunma gereçlerimizi üretiyordu. Kırıkkale'de neredeyse tüm kenti uçuracak kadar bir sabotaj oldu. Diğer yerli savunma sanayilerimiz de var mı? yok mu? bilinmez hale geldiler. Dahi mühendisleri üst üste öldürülüp intihar süsü verildi. Bari ithalatı azaltmak için, savunma sanayiimiz yeniden canlandırılmalı.