Felsefeye ilgi duyuyorum ama öncelikle hangi kitabı okumalıyım diye soran okurlarıma “Sofinin Dünyası” kitabını okumakla başlayın derdim eskiden ama kıymetli dostum Felsefe öğretmeni Erdal Aydoğdu hocamın “Genç Filozoflar” adlı romanı yayımlanınca fikrim değişti. Kitabı iki kez dikkatli bir şekilde altını çize çize okudum. Gerçekten de sıkıcı gelmeyen, sade, anlaşılır ve felsefi kavramlar içinde sizi boğmayan bir üslubu var.

Romanla ilgili görüşlerimi kısaca arz edeyim:

Eğitimci yazar Erdal Aydoğdu’nun kaleminden çıkan roman felsefeye ilgi duyan herkesin ama öncelikle gençlerin felsefeyi sevmesini amaçlıyor. Bununla beraber okuyucusuna yaşadığımız modern dünyada kendilerini tanımaları için yeni pencereler açmanın gerekliliğini vurguluyor.

Genç filozoflar romanı felsefeye ilgi duyan herkesin düşünme dünyasına yeni bakış açıları kazandırarak, bizlerin hayatın içerisinde savrulan bir birey olmaktan ziyade hayatın öznesi olmanın yollarını bizlere gösteriyor.   En yalın haliyle bu roman bizlerin yaşadığımız gibi değil düşündüğünüz gibi yaşamamızın kapılarını bir nebze de olsa açmaya çalışıyor.

Genç Filozoflar romanında kendini arayan öğrencileri ve onlara doğru düşünmenin yolunu göstermeye çalışan bir öğretmenin hikâyesini bulacaksınız. Kendine has akıcı bir hikâyesi olan bu romanda okuyucu zaman zaman kendini bulacak zaman zamanda hataları ile yüzleşecek.

Genç Filozoflar romanının en belirgin özelliği felsefeyi yalnızca düşünsel bir etkinlik olmaktan çıkarıp düşündüğümüz gibi eylemlerde bulunmanın yollarını bizlere gösteriyor olmasıdır. Romanda içinde yaşadığımız toplumda duyarsızlaşarak normalleştirdiğimiz birçok akıl dışılıkların farkına varılıp herkesin kendi çapında bir şeyler yapması gerektiği anlatılmaktadır. 

Genç filozoflar romanı okuyucusuna düşünerek karanlıkları aydınlatacağını, düşünmekten ve düşünceden korkmamamız gerektiğini, bilinçlerimizin her zaman uyanık olması gerektiğini, merak etmeden, soru sormadan, hayret etmeden yaşadığımız çağı anlamlandıramayacağımızı, yaşamanın sadece bir alışkanlık olmadığını, akıl süzgecinden geçirmeden körü körüne hiçbir şeye inanmamamız gerektiğini, kim olduğumuzu ve hayatın anlamını bulabilme yolculuğumuzda bilgiye sevmeye mahkum olduğumuzu anlatan bir uyanışa çağrı bildirisi niteliğinde bir eser olarak karşımızda duruyor. 

Görüş ve eleştirileriniz benim için önemli; [email protected]