1480 de Irak’ın Hille-Kerbela da doğdu. Adı Mehmed’dir. Oğuz Atamızın Bayat-Badılı,Bahdırlı Soyundandır.Mükemmel  bir eğitim ve öğrenim gördü. Bağdat’ın futuhatından sonraKanuni Sultan Süleyman Han’a ve devletin ileri gelenlerine kasideler mersiyeler ve övgüler sundu. Sadece  dokuz akçelik bir maaşı vardı. Hille, Bağdat ve Kerbelâda yaşadı... Bir veba salgını sırasında öldü. Türk Milletinin Ehlibeyt aşığı bir evladı olarak Azeri lehçesiyle şiirler yazdı. Türk edebiyatının en büyük 7 şairlerinden biri sayıldı. Kendisinden sonra gelen pek çok şairi etkiledi. 1556 yılında öldü.İslami ilimler ve dil alanında çok iyi bir eğitim aldı. Su Kasidesi meşhurdur.Türkçe divanındaki şiirlerini Azeri lehçesinde yazmıştır. Aynı zamanda Arapça ve Farsça divanları vardır. Eserlerinde kullandığı dil dönemindeki divan şairlerine göre daha sade, anlaşılır bir Türkçedir.Tasavvuf, Ehlibet sevgisi,hicran Hazreti Hüseyin RA. şiirlerinin ana konusudur. Kendisinden sonra gelen bütün divan şairlerini etkilemiştir. Şikayetnãme Fuzuli’nin en önemli eserlerinden biridir. Yukarda bahse konu olan 9 akçelik maaşını alamayınca bir şikayetnãme’yi yazmıştır. Şikayetnamenin en önemli beyiti şudur.

Selam verdim rüşvet değildir diye almadılar.
Hüküm gösterdim faydasızdır diye mültefit olmadılar.

HZ.HÜSEYİN RA. İÇİN KERBELA MERSİYESİ

 

Muharrem ayı oldu şafaktan çıkıp hilal
Al renkli gözyaşına batmış iki büklüm olup
Mustafa'nın evladına meded kılmamış Fırat
Geçirmesin mi yerlere onu bu isyan
Çoktur Kerbela Şah'ının elem hikayesi
Elbette çok anlatılır hüznün sebebi
Eğer anlarsan, şehidlerin gamını anlatmak için
Her çimen Kerbela'da çıkarmıştır hal dili
Şehidlerin matemini yeniledi zaman
İnle ağla ey gönül bugün buldukça zaman

Feleğin meydanını ah dumanına mekan yap
Alçak feleğe siyah matem elbisesi yap

Muharrem ayı oldu sevinç haramdır
Matem bugün dine bir saygıdır ihtiramdır
Şehitlerin matemini tazelemek faydasız yersiz değil
Zamanın gafletli sarayında herkese uyarıdır
Kerbela kavgasının haberini kolay sanma ki
Zamanın vefa eksikliğine tam bir delildir burhandır
Her gözyaşı incisi ki saçılır Âli anarken
Bri yüce makamlı göğün ülkeridir yıldızıdır
Her ah sesi ki çekilir Eh-i Beyt için
Darüsselam cennetinin kapısına ahahtardır

Şad olmasın bu vakadan şad olan gönül
Bir an hüzün ve gamdan azad olan gönül

Âl-i Abâ'nın katline tedbir kıldın ey felek
Yanlış fikir kusurlu hayal kıldın ey felek
Hadise bulutlarının şimşeğinden kılıç çekip
Bri bir şehidlere çaldın ey felek
Masumluk haremine hürmet gerekirken
Ayaksız başsız hasmı çiğnedin ey felek
Kerbela çölünde olan susuz dudaklara
Bela selini salya gibi saldın ey felek
Dinin kadrini incitmekten endişe duymayıp
Mustafa'nın evladına cefa kıldın ey felek

Bir merhamet kılmadın ciğeri kan olanlara
Gurbette rüzgarı perişan olanlara

Basınca Kerbela'ya ayak Şah-ı Kerbela
Öfke okuna nişan oldu Şah-ı Kerbela
Düşman okuna başka siper görmeyip reva
Açmıştı cana elem yarası Şah-ı Kerbela
Düşmana karşı çekerken ordu saflarını
Kılmıştı ah sesini alem Şah-ı Kerbela
Görenlerin ateş dolu gönüllerinin dumanından
Eylemişti haremine perdedar Şah-ı Kerbela
Oldukça ömrü gönül huzuru görmeyip bir an
Olmuş daima gamın dostu Şah-ı Kerbela

Ey Şah-ı Kerbela ne reva bunca gam sana
Bitmeyen dert ve tükenmeyen elem sana

Ey kerbela elemini çeken Hüseyn
Vay kerbela belalarını çeken Hüseyn
Gam parça parça bağrını yaktı ateşli yarayla
Ey Âl-i Abâ bahçesinin lalesi Hüseyn
Cefa kılıcıyla bedenin oldu parça parça
Ey cefa kılıçları bitirmiş bahçe Hüseyn
Yaktı vücudunu zamanın karanlık sarayında gam
Ey Tanrı huzuru meclisinin mumu Hüseyn
Feleğin dönüşü içirdi sana kana kana kan
Ey bela şimşeğinin ateşine susuz Hüseyn

Yad et Fuzuli Âli Abâ'nın halini eyle ah
Ki günah harmanı yakılır ah şimşeği ile
                                                  FUZULİ