Dolar, bir yıl kadar veya ondan da önce;  bir lira doksan iki kuruş seviyesinde oynuyordu. Merkez Bankasının ve başkanının güttükleri para politikası; paramızın aşırı değer kaybetmesine ve yabancı paraların, özellikle Amerikan dolarının ölçüsüz yükselmesine fırsat vermiyordu. Ne zaman ki, Merkez Bankasına ve onun başkanına; "faizi aşırı derecede indirmesi" için baskı yapılmaya başlandıysa; dolar da başını yukarı kaldırdı. Baskı tavana vurunca, diğer dövizlerle birlikte aldı başını gitti.

Aslında ise; bizde uygulanan NEGATİF FAİZDİR. ENFLASYONUN VE DEVALÜASYONUN ZARARINI BİLE KARŞILAMAZ!.

*Bağımsız olması gereken Merkez Bankasına; Baskı yapılamaz sanmayın: Türkçeyi beğenmeyen, Osmanlıca ve Arapça hasretiyle yanıp tutuşanlar...

*Hatta ve Padişahlık tahtını geri getirip orada nesilden-nesile sonsuza kadar yerleşme heveslisi olanlar; yasa ve kural tanımıyorlar ki!

Çok başarılı ve deneyimli olan, Mülkiyeli Merkez Bankası başkanımız; haksız baskılara dayanabildiği kadar dayandı; sonunda devlet lojmanından çıkarak; kiralık bir eve yerleşti. "Anlayana, sivri sinek saz!  Anlamayana davul zurna az!" diye bir atasözümüz var. Belki onun bu fedakarlıkları, baskıcılar tarafından hiç kaale alınmayacaktır. Toplumumuzun çoğunluğu, onun görevini ve başarılarını sürdürmesini istiyor. Bu bile, yeterli takdirnamedir.

Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkelerde bile; başkanlar önemli ve tecrübeli uzman görevlilerin işlerine müdahalede bulunmuyor.

Bizde , başkanlık sistemi geçerli değil! Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, en yetkili devlet organıdır. Meclis Başkanı veya başbakan ve Bakanlar kurulu ve Cumhurbaşkanı, Yüce Meclisin koyduğu kurallara uymak zorundadırlar.

Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanlığı makamının ve o makama oturanın, yansız ve tarafsız olarak; ülkeyi yönetme değil; temsil etme görevini sürdürmesi gerekir. Bir partinin genel başkanlığını veya başkanlık sistemindeki yetkilerin hasreti çekiliyor olabilir.

Bunun yolu ise, oldu bittiye getirip sanki başkanmış ve aynı zamanda parti genel başkanıymış gibi davranmak değildir. Diğer görevlerden sıyrılıp; genel başkanlığa ve başbakanlığa talip olarak; o görevlere geçmektir.