İstasyon caddesinden, perşembe günleri pazar harçlarıyla dolmuşa binenlerin olması kadar doğal bir şey olamaz. Adı üstünde toplu taşıma aracı, yeter ki abartılmasın.

Bu arada yetmişli yaşlardaki bir teyze, elinde poşetler olduğu halde dolmuşa bindi ve koridor tarafındaki boş koltuğa oturdu.

Çok sürmedi cam kenarında oturan genç bayan, dolmuşa eşyalarıyla binenlerin rahatsızlık verdiklerini söyleyerek, homurdanmaya başladı.

Homurtulardan rahatsız olan yolcular, başta poşetlerle binen kadını savunmak maksadıyla, bakışlarını kızın üzerinde topladılar.

Bu arada yaşlı bayan ortamı yumuşatmak için, ''haklısın evladım ama başka çarem yok, elimde taşıyamam, çocuklarımda Almanya da çalışıyorlar burada değiller, ayrıca taksiye verecek param da yok'' dedi.

Mülayim cevap vermesi beklenen genç kız söylemini abartarak, ''ben senin nereden evladın oluyorum'' demez mi? Başta yaşlı teyze olmak üzere, dolmuşta bulunanlar dudaklarını bükerek, biribirlerine bakışıp kaldılar.

Bu arada orta yaşlı bir erkek kaşlarını çatarak, “o da ne demek oluyor, teyze sana yanlış bir kelimemi etti de çıkışıyorsun, hiç yakıştı mı'' der demez. Genç bayan bu sefer de ona yönelerek, ''size ne? siz de beni taciz eden bakışlarla, benimle bu şekilde senli benli konuşamazsınız'' diye diklenirken, elindeki telefonu da sallayıp, ''beni kızdırma ararım 112'yi beni taciz ettiğini söylerim, süründürürüm seni'' demesi üzerine ortam buz kesildi.

Kimsenin aklına gelmeyecek bu suçlama, saygısızlığın ve arsızlığın hatta hadsizliğin geldiği boyutu, gözler önüne seriyordu.

İhtiyar kadın gülümseyerek, ''haklısın genç bayan hem de çok haklısın, yetkililer kadın hakları derken demek ki yeni neslin bu kadar aymazlaşacağını ve senin gibilerin bu hakları abartarak, olur olmaz birilerine haksızlık yapacaklarını, düşünememişler''.

''Senin gibiler dolmuşta herkesin her şeyi yakından görüp şahit olduğu basit bir durum da bile, böyle fütursuzca suçlamalar yapabiliyorlarsa, Mazallah kaldırımda sokakta alışverişte okulda neler yapmazlar ki''!

''Zaten toplum olarak gaza gelen bir milletiz, bunun gibileri hiç yoktan kızdığı birini hedef göstererek, beni taciz etti diye yaygarayı koparsa ve buna inanan insanlar da, oracıkta o kişiye saldırsalar, bunun vebalini kim ödeyecek'' diyerek, toplumun yarasına parmak basıyordu!

Teyzenin söylemleri karşısında, genç kız saçlarını geriye atarak müsait bir yerde diyerek dolmuştan inmesine rağmen, yaşlı teyze hala üzgün ifadelerle konuşuyordu. ''Ayrıca bu kadar ehemmiyetsiz bir konu için, münakaşa yapmaya, kalp kırmaya değer mi? Zaten hepimiz de bir sonra ki durakta inmeyecekmiyiz”.

Tüm konuşmalara şahit olmasına rağmen dur kalk yaparken bile, bir gözü yolda bir gözü aynada olan şoför söze girdi.

''Siz kendinizi bir de bizim yerimize koyun, akşama kadar nelerle ve kimlerle uğraşıyoruz. Verdiği 5 tl. ile dolmuşu satın aldığını zannedenler, bize ve müşterilere saygısızlık yapanlar, dolmuş durağı olmadığından duramadığımız için onca hakaret edenler. Daha neler neler, hele günümüz gençliği hepimizi diken üstünde tutuyor, acaba yanlış anlaşılır mıyız, acaba terse çeker mi? her gün farklı farklı bir çok konuda sıkıntı yaşıyoruz. İnanın bizi ne yol ne araba yormuyor bizi yoran, şuan şahit olduğunuz gibi yolcuların davranışları ama ne yapalım, mesleğimiz olmuş nasibimiz buradan çıkıyor, sabrediyor dua ediyor ve susup dinliyoruz''.

Yaşlı teyze her şeye rağmen gülümseyerek, ''Allah yardımcınız olsun evladım, İnşallah mayası sağlam olan bu millete rabbim yardım etsin, ortam çok kötü oldu, caminin yanında da beni  indirirmisin, hayırlı işler evladım''.

Nadiren de olsa bindiğim, şehir içi toplu taşıma araçlarının temizliği ve şoförlerinin nezaketi, her seferinde benden tam not alıyorlar.