Günlerdir kamuoyunu meşgul eden ‘’Demokratikleşme Paketi’’ nihayet Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.

Ülkemizin yıllardır kangrenleşen pek çok sorunu elbette bir paketle halledilmesi beklenemezdi. Ancak olumlu pek çok düzenlemeler olmakla beraber bazılarının yetersiz olduğu görülmektedir.

Takriben bir yıl öncesinde Memur-Sen Konfederasyonu tarafından ‘’Kamuda Kıyafet Serbestliği ve Başörtüsüne Özgürlük’’ adı altında bir kampanya başlatılarak 12 Milyon 300 Bin imza toplanmıştı. Akabinde de fiili olarak serbest kıyafet eylemi başlatılmıştı.

Kaldırılması noktasında mücadele verdiğimiz Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliğin 5. maddesinde kadın kamu çalışanları için getirilen kısıtlamaların kaldırılacak olmasını memnuniyetle karşılıyoruz.

Söz konusu maddede yapılacak düzenlemede, erkek kamu çalışanları yönünden kamu hizmetinin sunumunda kişinin kılık-kıyafetini özgürce belirleyemeyeceği algısını giderecek adımın atılmasını bekliyoruz. Kılık ve kıyafeti seçme özgürlüğünü sağlayacak bir düzenlemenin öngörülmemesini bir eksiklik olarak görüyoruz.

12 Eylül askeri darbesiyle iktidarı devralan Milli Güvenlik Konseyi tarafından hazırlanıp 1982’de onaylanan Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık ve Kıyafetine Dair Yönetmeliği, Anayasa’da teminat altına alınan temel hak ve özgürlüklere, ülkemiz tarafından kabul edilmiş uluslararası sözleşmelere, Anayasa’da ve uluslararası sözleşmelerde ifadesini bulan eşitlik, ayrımcılık yasağı gibi evrensel hukukun temel ilkelerine aykırı hükümler taşımasına rağmen, insan onurunu hiçe sayan yasaklarıyla ve hukuka aykırı neticeleriyle birlikte maalesef halen yürürlüktedir.

Gerek 657 sayılı Kanun’da gerekse diğer bir başka kanunda, kamu görevlilerinin kılık ve kıyafetlerine yönelik hiçbir düzenleme mevcut değildir.

Anayasa’nın 13. maddesinde yer alan ‘’temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir’’ hükmüne rağmen, söz konusu yönetmelik, kaynağını hiçbir kanundan almaksızın hüküm ifade etmeye, daha doğrusu terör estirmeye devam etmektedir.

Bu itibarla, kamuda kılık ve kıyafet sorununun nihai çözümü, sadece bir yönetmelik maddesinin değiştirilmesi meselesi değildir. Tüm kamu çalışanlarını kapsaması açısından, bahsi geçen yönetmeliğin bütünüyle ortadan kaldırılması ve bunun yanında bu ve benzeri düzenlemelerle belirlenen kılık ve kıyafet hükümlerine aykırı davranmayı disiplin suçu sayan 657 sayılı Kanun’un 125/A-g maddesi ile ek 19. maddenin de yürürlükten kaldırılması gerekmektedir.

Toplumun değer yargılarını hiçe sayarak kendi düşüncesini dayatmayı hak görenlere karşı 657 sayılı Kanun’da, kamu personelinin kendi tercihleri doğrultusunda belirledikleri kıyafetle kamu hizmeti sunabilmelerine imkân tanıyacak ve yönetmelik gibi idari düzenlemelerle yasak getirilmesini engelleyecek, özgürlüğün teminatı bir düzenleme gerçekleştirilmeli ve bu durum anayasal güvenceye alınmalıdır.

Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kamu çalışanlarının mesai saatlerinin Cuma namazı vakitlerine göre düzenlenmemesinin, Anayasa’da güvence altına alınmış din ve inanç özgürlüğüne müdahale anlamına geldiğini belirterek, Cuma namazının göz önüne alınarak mesai saati düzenlenmesini tavsiye ettiği bir ortamda, kamu çalışanları için Cuma namazı vaktinde mesai saatlerinin düzenlenmesine yönelik idari düzenleme ile aşılabilecek bir tedbirin öngörülmemiş olmasını bir eksiklik olarak görüyoruz.

Yine Kamu Denetçiliği Kurumu’nca okullarda zorunlu karma eğitim uygulamasının kaldırılması noktasında tavsiye kararı aldığı bir dönemde, karma eğitim mecburiyetinin sona ermesi için, Milli Eğitim Temel Kanunu’nda yer alan karma eğitim esasının kaldırılmasına yönelik bir düzenleme olmaması, eğitimin demokratikleştirilmesi noktasındaki beklentiyi boşa çıkarmıştır. 

 

Temennimiz odur ki; ülkemiz insanı yasaksız, sorunsuz, barış ve kardeşlik içinde yaşasın. Bu gelişmeler Başbakanın deyimiyle ‘’Bugün açıklayacağımız demokratikleşme paketi bir ilk değildir, bir son da olmayacaktır.’’ Dileriz eksik kalan kısımlar tamamlanır.