Erkeklerin bazı ticari işlemler yaparken veya kefil olurken, eşinin imzasını şart koşan yasa maddesi; ülke kalkınmasına ve sanayileşmesine büyük zararlar verecektir.

            Kadın müteşebbislerimiz ve zenginlerimiz de var. Onlar herhangi bir işlem yaparken kocalarının onayına ve imzasına ihtiyaç duyacaklar mı? Bu nokta belli değil!

            Zaten mal ortaklığı gibi bir acayip kurak konmuştu. Büyük işletmeler kurmak vr çalıştırıp ülke ekonomisine önemli katkılar sağlamak; bürokrat kafalı feministlerin sandığı kadar kolay ve basit değil ki!

            Değil, işe aklı yatmayan bir ev kadınını yapılacak işin aile için yarar sağlayacağına ikna etmek… Bazen aile için yararlı olacak en önemli adımı atmaya onayını almak bile, kaprisler ve kıskançlıklar yüzünden, çoğu zaman imkansız(olanaksız) hale gelebilir. Müteşebbislerin ve iş adamlarının hızlı hareket etmesini zorlaştırmak; ülkeyi batırmaya çalışmaktan farklı değildir.

            Artık evlenmeler azalacaktır. Amaç Türkiye’deki evlenme oranını azaltmak ve nüfusun artmasına engel olmaksa; bu maddeyi koyanlar o zararlı amaca ulaşmış sayılırlar. Büyük şirketleri ve atılımları olan bir baba; işine ortak ettiği oğlunun evlenmesini elinden geldiği kadar engeller. Çünkü evine alacağı gelin, onun uzun yıllar içinmde kurduğu şirketlerine hem aile hukumuz yüzünden ortak olacak; hem de oğlunun şirketlerin büyümesi için atacağı adımları, istediği gibi engelleyecektir.

            Evlenmeden önce mal ayrılığını esas tutan bir mukaveleyi imzalatmak, artık şart olacağı için; romantizm bozulacak; birçok evlilikler daha gerçekleşmeden suya düşecektir.

            Bazı hanımlar, böyle bir imza atmak için adamın güç yetiremeyeceği armağanlar ve mücevherler isteyecek. Böylece boşanmaktan başka çare kalmayacaktır.

            İş başka, evlilik başka, aşk başkadır. Bu işleri yasayla düzenlemeye kalkmak, nasıl bir aklın eseri anlayamıyorum.

            “Kim yatağın hangi yanında yatacak, kaş kez öpüşülecek veya nasıl…” gibi kurallar da düşünülüyor mu veya aklından geçen var mı bilmiyorum. Fakat birçok yaşam usullerini Asr-ı Saadet’e benzetmeye çalışan kafa yapısı; evlilikleri neden o zamanki gibilere çevirmeyi düşünmüyor? Merak ediyorum.