Pontius Pilatus tarafından Hz. İsa kastedilerek söylenmiş söz. “İşte Bakın İnsan” sözü Hz. İsa’yı öfkeli bir kalabalığa sunan Pontius Pilatus tarafından Hz İsa kastedilerek söylenen bir cümledir. Bu söz çarmıha gerilmesinden önce söylenir. Bu olayla ilgili birçok da tablo yapılmıştır, sanatsal anlamda da bu söz tanınmıştır. Correggio ve Rembrant’ın anı resmenden bu konu ile ilgili tabloları da vardır.
Pontius Pilatus “işte bakın insan” derken, Hz. İsa’yı da çarmıha gerilmesini önleyememiştir. Bir şey de yapmamıştır. Oysa Hz. İsa kendisini çarmıha gerenleri kurtarmak istiyordu, onlarsa Hz. İsa”yı çarmıha germişlerdi.
Pontius Pilatus’tan ve Hz. İsa’tan söz etmişken işte bakın insan bu! İnsanları ne kadar seversen o kadar sevilmezsin. Çünkü insanları fazla sevmeye gelmez. Siz farklı da düşünebilirsiniz. Amenna! İnsanları fazla sevdiğin zaman bence sen artık güçsüzsündür. Akıllarda şu soru vardır: “Neden seviyor, niçin?” Sevdin mi bil ki yenildin, tuş oldun. Neden seviyor? Bir çıkarı mı var? Hemen böyle düşünceler başlar, neden, niçin, ne hakla, sebep?
İşte bakın insan bu! Seven insanı aciz gören, seven insanı küçük gören düşünceye sahibiz. Neden seviyor? Sevmesin! O da diğer insanlar gibi kıyıcı olsun, üzücü olsun, acımasız olsun…Demek ki bu insanın farklı düşünceleri ve fikirleri var! Bu insandan korkulur, bu insan acımasız denir, öyleyse bu insana bizde acımayalım denir ve acımazlarda.
İşte bakın insan derken, düşünüyor musunuz?
İnsanın insana yaptığı nedir?
Siz hiçbir hayvanın hayvanı öldürdüğünü gördünüz mü? Hiç belgesellerde hiç Tv filmlerinde bir hayvanın bir hayvanı suçsuz sebepsiz silah çekip vurduğuna şahit oldunuz mu?
"İnsan sevmeye başladı mı yaşamaya da başlar." William Shakespeare yine Sait Faik'in öyküsünde geçtiği bölüm ise şu şekildedir: "Yalnızlık dünyayı doldurmuş. Sevmek, bir insanı sevmekle başlar her şey. Burada her şey bir insanı sevmekle bitiyor." Sözü.
Kusura bakmasınlar (!) ne Shakespeare ne de Sait Faik fikirlerinde haklıydı.
İnsanlara fazla sevgi göstermeye gelmez.
Seven baştan yenilmeyi göze almalı.
Daha sevginin, aşkın çok ama çok büyük bir kuvvet olduğu anlaşılmadı.
Anlaşılmış olsaydı, insanlar bu kadar birbirine kıyıcı olabilir miydi? İnsan olan insan bunca silahları üretip, bombaları yapıp, zehirli gazlar yapar mıydı? İnsanın insanlığı. Gazlar, bombalar, toplu kıyımlar kim tarafından yapılıyor?
Küçücük çocukları bombalarla katledenler insan mı?
Üniversitelere, hastanelere, evlere, camilere, mülteci kamplarına, kiliselere düzenlenen bombalamalar, katliamları yapanlar insan mı?
Yapılan bu saldırılar Uluslararası Hukuk, Savaş Hukuku ve Uluslararası Ceza Hukuku kurallarını, Uluslararası Ceza Mahkemesi kararlarını, BM Konvansiyonel Silahlar Sözleşmesi’ni, İnsan Hakları İzleme Örgütü raporlarını ve insanlık vicdanını yaralamaktadır.
İsrail, Gazze’de, Lübnan’da bebekleri, çocukları, kadınları, silahsız sivilleri, öldürmektedir.
Tüm bu olaylar savaş suçudur. İnsanlığa karşı da işlenen suçlara da konu olmaktadır. Şimdi bunlar insan mı? Yazımın başlığında ne demiştim “İşte size insan(!)”
Çok kötü bir dünyada yaşıyoruz, insanın insana acımadığı, kıydığı, düşman olduğu bir dünyada yaşıyoruz. Bir bakalım çevremize, dünyamıza, hep savaş, katliam, umutsuzluk, sevgisizlik, kin, nefret…Amerika öyle, İsrail öyle…Avrupa, Asya, Amerika, Orta Doğu her yer de kan ve gözyaşı var…
Sevginin en yüce değer olduğu hâlâ anlaşılamadı, bu gidişle anlaşılası gibi de değil…