Günümüzde insanlar genellikle karamsar, hüzünlü, ümitsiz, duyarsız, mutsuz ve yarınından endişeli bir hayat yaşıyorlar. Kendinize değer verin, hayatı ve yaşamayı sevin.

Günümüzde insanlar genellikle karamsar, hüzünlü, ümitsiz, duyarsız, mutsuz ve yarınından endişeli bir hayat yaşıyorlar.

Kendinize değer verin, hayatı ve yaşamayı sevin. Geçmişinizde kötü olan ne varsa, unutmanız mümkün olmasa bile, hatırlamamaya çalışın. Mutlu olmak için, yeni fırsatlar bulup peşinden koşun.

Gökyüzü her zaman yıldızlarla doludur, siz yeter ki görmek isteyin. Şunu da unutmayın; su vermediğiniz ağaç, size meyve vermediğinde, küsüp darılma hakkınız yoktur. Hayat sizin bedelini ödemediğiniz, hiçbir menfaati hizmetinize sunmayacaktır.

Mutlu olamamak için, belki onlarca sebebiniz vardır, ancak sakin bir kafayla tefekkür ederseniz, mutlu olmak için yüzlerce sebebiniz olduğunu göreceksiniz. Yeter ki siz pozitif, olumlu bir düşünceye kendinizi yönlendirin. İyi düşünebilmek için karamsar ortamdan çıkın, hatta sizi negatifliğe iten arkadaş çevrenizden de kurtulun. Kendinizi iyimserliğe kanalize edecek kitaplara, hobilere ve sizi rahatlatacak spor dallarına yönlendirin.

Sahip olamadığınız eksiklikler yerine, sizde olan özellikler ve varlıklarınızı gözünüzün önünden geçirin. Kendinizi yalnız ya da başarısız görerek, çaresizliğe teslim etmeyin.

Güne ibadet ederek başlayın. Mesainiz başlamadan önce spor yapın ve kendinizi “Bugün daha güzel olmalı, olacak” diyerek motive edin. Mesai arkadaşlarınıza selam verip, hayırlı sabahlar diyerek güne başlayın. Sizden hizmet almaya ya da alışveriş yapmaya gelenlere, tebessüm eden yüz ve ışıl ışıl parlayan gözlerinizle karşılık verin.

Bu iyimserliğinizin de bir sınırı olduğunu, beklentilerinizi makul ve mantıklı seviyelerde tutmanız gerektiğinin bilincinde olun.

Belki bugün, dünden ekonomik olarak daha zor durumda olabilirsiniz ama şunu unutmayın, dünkü iyi durumunuzun sahibi de sizdiniz. Tekrar daha iyi durumlara gelebilmenizin yolunun, yine sizin azim ve kararlılığınıza bağlı çalışmalar olduğunu aklınızdan çıkartmayın.

Ekonomik durumunuzu ve sağlığınızı mevsimlere benzetebilirsiniz. İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış. Bunun sıralaması değişebilir, ancak mutlaka o mevsimleri yaşayacaksınız. Hep kış ya da hep yaz olmayacağı gibi hep kötü ya da hep iyi olmayacaktır.

Hayatınızdaki olumlu ya da olumsuz bu durumlar, dünyaya gelme sebebimiz olan imtihan edilmek üzere yaratılmış olmamızdandır. Kendinizi suçlamak yerine, imtihanı kazanmaya çalışın.

Canlılar için yaşam, ölene kadar mücadele etmek demektir. Hayat, varlıkla yokluğun birbirine galebe çalmasından ibarettir. Size düşen; kötülükten yana mı, iyilikten yana mı olacağınıza karar vermektir.

Seçim sizin ama siz günübirlik kazançlar uğruna kötülükten yana olursanız, belki kısa süreli mutluluklar yaşayabilirsiniz. Fakat kaybetseniz de acı çekseniz de iyilikten yana olursanız, dünyada huzura, ahirette cennete kavuşacaksınız.