Bu gün yine sizlerle beraber olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Bu günler elbette bitmeyecek ve arada bir sizlerle beraber olmaya çalışacağım.

           

               Yolda giderken selamlaştığım 15-20 kişi önüme geçti ve durdu, yarenlik hakkında bazı sorular sordu, tabiki taktir edende oldu tenkit edende,ama genellikle çok başarılı olduğumu ve misafirlerinizde sizleri yalnız bırakmıyor dedi. Sorular ise şaşırtıcı oldu niçin l ve iki sıra devam ediyor, birleşmeniz olmazmı,niçin gelen misafirleri çok dövüyor ve rencide ediyorsunuz,niçin bu topluluklar kışın oluyor, yazın devam etmiyor.

             Bizler sizlere seyretmeye geliyor zevk alıyoruz vede Akşehir’in özelliklerinden bahsediyorsunuz bunu her zaman devam etmenizi istiyorum sözünü söyledi.

 

             Ben size söylediğiniz soruları kısaca cevapladım.  Tabiki kuvvetli bir iktidar, kuvvetli muhalif gerekli bu malumunuzdur. İyi meyva veren ağaç taşlanır, bende bir fiil 46 yıllık yarenim, bunun içinde hamur gibi yuğruldum. Sıra konusunda bilgim yeteri kadar var ki yazılarımla sizlere izah etmeye çalıştım. Ve de sırası geldikçe yine sizlerle beraber olacağım. Benim gençliğimde 3 sıra topluluğu vardı (Demirağ,kanlıçeşme ve sultandağ )  1969 yılında kurucuları arasına girdiğim Nasreddin Hoca Meydan sırasını kurduk ve o yıllarda 4 sıra topluluğu bulunuyordu, şu anda iki sıra topluluğu var.Her kez kendi yoluna, rekabetten kuvvet doğar, sıra kurmak isteyen her kişiye yardıma hazır olduğumun bilinmesini isterim. HER ŞEY AKŞEHİR İÇİN.

        İlçemizin şu anda mahalle durumunda olan kasaba ve köylerimizde de bulunuyordu,bunların eksiği yok, fazlası var, çünkü genellikle Pazar günleri yemekli yapılıyordu. Bu sıra yaren guruplarında bulunan yaren arkadaşlar birbirleriyle devamlı dayanışma, sevgi, saygı,hürmet vardı. Şu anki duruma baktığımız vakit, artık ustalara saygı kalmadığı gibi selamlama dahi yapılmıyor, GEÇMİŞİNİ UNUTANLAR,GELECEĞE

UMUTLA BAKAMAZLAR. Ne oldum dememeli,daima ne olacağım diye düşünmeli.

        Sıra gösterilerine gelen misafirleri çok rencide ediyor ve dövüyorsunuz sorusuna gelince, sıra yaren toplulukları taraf büyükleri sözünün ve nazının geçtiği kişilere oldukça fazla yüklenir ve cezalandırırlar, bu böyle gelmiş ve böyle gider sanırım.Fakat bir gün gösterimize ilçemizin Baş savcısı geldi, yine aynı olay olmuştu, savcımız yaren topluluğuna dönerek şayet  sizlerden ve misafirlerinizden bana bir şikayet gelirse,hakkınızda dava açarım demişti.

                Artık bu taraf büyüklerinin sorunu, gerekli ikazlar yapılıyor ,fakat dinlenmedi,korkarım bu gibi olaylara meydan verilmesin.

             Bu sıra gösterileri devamlı her sene olacak    ?

           Malumunuz olmak üzere sıra yaren gösterileri Kasım,aralık, ocak, şubat ve mart aylarında olur o eski yıllarda 5-6 saat süren gösterilerimiz şu anda 2 saat gibi kısa bir zaman içersinde yapılıyor .Pek tam olarak eski anılarımızı yansıtamıyoruz fakat misafirlerimize eski atalarımızın yaptıkları gelenek ve göreneklerimizi yansıtabiliyorsak ne mutlu  bizlere N.Hoca  Turizm Derneği olarak 27Mart 2015 tarihinde sezonumuzu kapatıyoruz Kasım 2015 tarihinde de sizlerle birlikte olmanın mutluluğuna yaşayacağız. Nasreddin Hoca Turizm Derneği var olduğu müddetçe şu anki yaren topluluğu da daima onlarla beraber olacaktır çünkü HER ŞEY AKŞEHİR İÇİN çalışacağız.

        Sizlere sıra gösterilerimize  gelen misafirlerimize devamlı olarak AKŞEHİR hakkında bilgi veren  emekli öğretmen Yaşar Turgutlu araştırma yaparak bir şeyler sunmaya çalışıyor bunlardan birisini sizlerle paylaşmak isterim. Bu yazılarımda daima yer alacaktır.

            

 

                

 

              

                                   NASREDDİN HOCA TÜRBESİ

 

             Nasreddin Hoca 1208 yılında Sivrihisar’ın Hortu köyünde doğmuştur. Babasının hoca olmasından dolayı ailecek AKŞEHİR’e gelmişler ve Akşehir’e yerleşmişlerdir.

 

           Nasreddin Hoca AKŞEHİR’de yaşamış ve 1284 yılında hakkın rahmetine kavuşmuştur.

         Nasreddin Hocanın türbesi Nasreddin Hoca mezarlığının ortasındadır.

         Selçuklular ve beylikler dönemine ait belgelerin günümüze kadar gelmediğinden  türbenin yapılış tarihi kesin olarak belli değildir.

 

         Tarihi belgelerden edinilen bilgilere göre türbe 14 ncü yüzyıllarında yapılmıştır.

        Günümüze kadar büyük değişiklikler geçirmiştir.

        Türbe olarak 6 yuvarlak sütun üzerine yapılmıştır.12 desteğe oturan revak görünümlü çokgen kuruluş yapılmıştır. Türbenin  6 içinde 12 dışında olmak üzere 18 direği vardır.

       Türbenin her tarafı açıktır Ama kapısında asma kilit bulunmaktadır. Bu asma kilit Nasreddin Hocanın  mizah anlayışının göstergesidir.

       Türbenin içindeki mermer sanduka Nasreddin  Hocaya aittir. Diğer mezar taşı ise Mehmet Çelebinin kızı Habibe ye  aittir.

      Bakın Akşehir’in yetiştirdiği ender insanlardan birisi olan Dr.Aziz Perkün manzumesinde  ne diyor !

 

                        Bir yığın felsefedir, bu yalnız türbe değil.

                        Hor bakıp inciterek etme sakın küfre meyil !

                        Bütün insanlığı hayran bırakıp göçmüş olan

                       Hoca Nasreddin’e insan gibi hürmetle eğil.

 

                       Çömleğinden saçarak “ GÜL “ diye kahkahayı ,

                       Nice denizlere biçmiş bu yatır zat pahayı !

                       Çabuk ol fırlamadan baklası ağzından, aman

                       Basıver ruhuna “ İhlas ile Fatihayı “

 

           Şu anda bu yazılarıma son veriyorum; bir daha buluşmak üzere Hoşça kalın