Allah'ın ağ, rahmet ve mağfiret kapısı her zaman açıktır, boldur, geniştir. Bazı özel fırsatlar da vardır. Berat Kandili de beş önemli geceden biridir. Bunlar Regaip gecesi, Cuma geceleri, Ramazan ve Kurban bayram geceleri, Şaban'ın on beşinci gecesidir.
Ramazan-ı şerifin gölgesi üzerimize düştü. Perşembe akşamı Ramazan’ın muştusu olan Berat gecesini idrak edeceğiz. Cenâb-ı Hak, bu gece hürmetine aziz Milletimize ve ümmet-i Muhammed’e hayır ve bereket ihsan eylesin. Berat Gecemiz mübarek olsun.
Yine böyle bir gece vakti Hz. Âişe validemiz uyanmış, Resûl-i Ekrem (s.a.s)’i yanında göremeyince dışarı çıkıp aramaya koyulmuştu. Nihayetinde onu Bakî‘ mezarlığında, başını göğe kaldırmış, dua eder vaziyette bulmuştu. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), hem Hz. Âişe’nin merakını gidermek hem de Allah’ın rahmetinin bu gece ne kadar geniş olduğunu anlatmak için şöyle buyurmuştu:
“Şaban ayının yarısına denk gelen bu gece, Allah dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve Kelb kabilesinin koyunlarının yünlerinden daha fazla sayıda insanı affeder.” (Tirmizî, Savm, 39.)
Hidayet rehberimiz Kur’an-ı Kerim’de, ebedi kurtuluş beratını alanların ahiretteki durumu şöyle anlatılır: “İşte o vakit, kitabı sağ tarafından verilen kimse der ki, ‘Alın kitabımı okuyun; Doğrusu ben, hesabımla karşılaşacağımı zaten biliyordum.’ Artık o, hoşnut olacağı bir hayat içindedir; yüce bir cennettedir.”[Hâkka suresi 69/19-22.]
Bu ayet-i kerimeden öğreniyoruz ki Allah’ın rızasını kazanıp cennetine kavuşmak, dünyadayken ahiret için hazırlık yapmakla; iman, ibadet ve istikamet üzere hayat sürmekle mümkündür.
Cenâb-ı Hakkın bize lütfettiği bu özel fırsat ve bereket ayları, geçmişin muhasebesini ve geleceğin planlamasını yapacağımız tefekkür vakitleridir. Nefsimizin bitmek bilmeyen isteklerine göre değil, Rabbimizin rızası doğrultusunda yaşamaya azmedeceğimiz karar vakitleridir. Hata ve günahlarımızdan tevbe edip, Rabbimizin af ve mağfiretine sığınacağımız dua ve niyaz vakitleridir. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s) bize şu tavsiyede bulunmaktadır:
“Şâban ayının on beşinci gecesi olduğu zaman, gecesinde ibadete kalkın. Gündüzünde oruç tutun. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teâlâ dünyaya rahmet nazarı ile bakar ve fecir oluncaya kadar şöyle buyurur: ‘Benden af dileyen yok mu, onu bağışlayayım! Benden rızık isteyen yok mu, onu rızıklandırayım! Sıkıntıya uğrayan yok mu, ona afiyet vereyim!..’”[İbni Mace İkâmet, 191]
Değerlendirilmesi gereken önemli bir af ve mağfiret gecesidir. Duâ, Tövbelerle, Allah'a dönüş, kötülükleri terk, iyiliklere kanat açmak için bir fırsattır.
Huzuru ilâhiyeye beratini alıp gidebilmek ne büyük bir bahtiyarlıktir. Beratını alanlardan olmak temennisi ile...