Orta okul ve liseyi Ege bölgesinde İzmir'dekinden sonra o zaman tek olan Denizli Lisesinin fen şubesinde okumuştum.  MülkİYE GİRİŞ SINAVINI BİRİNCİLİKLE KAZANDIĞIM SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİNDEN ve müteakiben HUKUK FAKÜLESİNDEN Mezun oldum.

Mülkiye giriş sınavındaki Fransızca puanım Galatasaraylılardan daha yüksek olduğu için; onların sözlü eziyetlerine muhatap olurdum. Mümtaz Soysal onlara katılmaz; zamanını fakülte kütüphanesinde geçirirdi.

Kaymakamlık ve Avukatlık yaptım. Bir dönem Yüce Mecliste bulundum. Yeniden seçilmek hevesim de yok!

Rahmetli Zeki Saraçoğlu'nun önerisiyle başladığım gazetesi ORTA DOĞU'da, haftada iki gün yazmaya; sakin ve tarafsız bir şekilde yazılarımı sürdürmeye çalışıyorum. Bütün eğitim yaşamım, parasız yatılı sürdü. Milletime borcumu ödemek için doğru bildiklerimi yazıyorum. Beyin okuma konusunda uzman bir tanıdıktan; kahve, yüz ve el falı bakmayı öğrenmiştim. Geleceği tahmin etmekte başarılı olduğum söylenir. Başkanlık sisteminin, ülkemiz için sakıncalı olabileceği yolunda endişeler duyuyorum.  Parlamenter Demokrasi, en yararlı ve adil bir yönetim şeklidir.

*Tek adam yönetiminin herkese eşit ve adaletli davranacağının garantisi yoktur.

*insan yaratılışı kendi çıkarlarına öncelik verecek bir mantıkla çalışır.

*Belli bir görüşteki üst yetkilinin; tüm vatandaşlara eşit davranamayacağı, kendisine oy verenleri ve boyun eğenleri üstün tutulacağı kesindir. *Öyle olmasa ve çok tarafsız ve adil davranılsa bile; hakkını alamadığı kanısında olan bir kısım vatandaş; kendisine haksızlık yapıldığı hissine kapılır ve  kaderine küserek, yararlı işler yapmaktan vazgeçip, devre dışı kalabilir.

*Başkanlık sisteminin Diktatörlüğe ve padişahlığa dönüşmeyeceğini kim garanti edebilir? Demokrasi, vatandaşların kendi seçtikleri yöneticileri başarısız bulduklarında değiştirdiği ideal bir sistemdir. Başkan ise, bütün gücü elinde topladıktan sonra; kendisinin değiştirilmesine olanak vermeyecek tedbirleri alabilir

* Putin aleyhinde  bir yazı veya kritik; Rus gazetelerinde çıkabiliyor mu?

*Fransa'daki başkanlık sistemi, sandığımız gibi; başkana ne isterse yapmasını sağlayacak bir tek adam konumu kazandırmıyor. Krallığı deviren ve bütün kral ailesini  giyotine yatırarak kellelerini kesen ihtilalden beri; bütün insanlarını eşit sayan yerleşik bir demokrasi var orada. Eşitlik ve kardeşlik duygusu tüm vatandaşlarının karakterine o kadar yerleşmiş ki; keyfi en küçük bir eylem ve söylemi; Fransa devlet başkanı yapamaz.        Ülkemiz ve kültürümüzle bugünkü durumumuz başkanlık sistemine geçilmesine hazır değildir. Müsait de değildir!