Gazetem “PERVASIZ”ın basılı bölümünü takip etmeme elbette olanak yok. Ben de sosyal medya bölümüne bakıyorum, istatistikleri takip ediyorum. Çok şükür okuyan yok! Fikri varsa söyleyen veya karşı çıkanı da yok!

Tam 58 yıllık köşe yazarıyım; bazen ara versem bile şu an yaşayan en eski yazıp çizenim. Toplum adına hiçbir işe yaramadığını düşünüyorum. Sadece beni değil, anlı-şanlı yazarlar bile okunmuyor. Herkesin elinde bir cep telefonu; oyun oynuyorlar, bazen “feys”e bakıyorlar — zahmet oluyor — ama oradaki bazı ciddi gönderilere işaret basan, hatta yorum yazan bile oluyor. Ama artık, güncel tabirle, biraz format değiştirmeye karar verdim.

Ne işe yarar bilmiyorum. Bugüne kadar dünyada 47 ülkeyi gördüm, toprağına ayak bastım. Toplumu, insanı, sosyal yaşamını tanımaya çalıştım.

Birkaç yıldır sadece belgeselleri izliyorum. Artık sağlığım — dünyanın gıpta edip kıskandığı bir ülke olduğumuz için sapasağlam bile olsam — harika ekonomimiz olduğu için oturup tadını çıkarmak istiyorum.

Çok şükür tüm Avrupa ülkelerinin hatta Japonya’nın bile üstünde fiyatlarımız var. Dün satın aldığım bir kilo zeytinin fiyatının 475 TL olduğunu görünce bir kez daha gurur duydum. Artık ben kimim? 48. ülke benim neyime... Kalanla hayırlı yolculuklar dilerim. Tuzu kuru kalabilenler son bir çırpınışla oraya buraya gitmeye başladılar; belki onlara biraz rehber olurum. Özellikle yaş alanlar son bir çırpınışla cennet veya cehennemden önce başka ülkeleri görmeye başladılar.

Hani şu yüzde 5 var ya; işte bu kesimin bir bölümü — gidince kurtulacaklarını umut edip yola çıkanlar — tilkinin dönüp dolaşacağı yerin kürkçü dükkanı olduğunu unutup yine aramıza geliyorlar.

Değerli dostlarım;

Yakında yerel sorunlarımıza girsem de artık anılarımı ve gezilerimi anlatmaya başlayacağım. İlk durağım MISIR olacak. Çocukluğumda radyoyu karıştırırken çıkan sesi: “El arabi min-el Kahire”yi ziyaret edeceğim elbette, elim tutarsa, gözlerim görürse…

Okuyun ve okutun, yahu! Yoksa ağzımı bozacağım.