İstasyon mahallesi, yükselen sokak, 15 numaralı adreste, 2021 yılına kadar, tam 20 yıl ikamet ettim.

Her yağmur yağdığında boruların yetersizliğinden, pis suların geri tepmesiyle, dört daireli apartmanın garajını, sular basardı.

Evde bulunan ehliyal çizmeleri giyer, ellerinde eldiven olduğu halde, kovalarla bazen de baş edemeyince pompa marifetiyle, avlu duvarının dışına yan boşluğa, tahliye çalışması başlatırdı.

Tabii, o dönemde büyük şehir olunmadığından, Koski değil Suka vardı.  Suyun rengi ve kokusu değişik olduğunda ise, artık kanka olduğumuz Suka müdürünü arar, vidanjör talep ederdim.

Yılarca süren bu eziyet, çileye dönüşüp sabırlar taşınca, o civarda oturanların talepleri, yetkililerin kulak zarlarını patlatmış olacak ki, artık olumlu yanıt alınmıştı.

Nasreddin Hoca caddesinde bulunan iki yüzlük beton boruların,  altı yüzlük plastik borularla değiştirilmesi için harekete geçilmiş ve  Gökdağ camisinin karşısındaki boş alana, büyük plastik borular yığılmıştı.

Bugün yarın çalışma başlayacak derken, cadde de grayder, silindir ve asfalt ekibinin çalıştıklarını gördüm.

Mahalle sakinleri olarak, yolun çukurlu olması hatta daha da önemlisi, caddenin okul yolu olmasına rağmen, kaldırımın bulunmamasını bile razıydık. Yeter ki, kanalizasyonumuz kendi cazibesiyle aksın, bizleri rahatsız etmesin düşüncesindeydik.

Hemen kankam Suka müdürünü arayıp, boruların değiştirilmesi için yolun kazılmasını beklerken, yolun asfaltlanması çalışmasının başladığını, anlayamadığımı söyledim.

Müdür gülerek, ''biz onların yaptığı asfaltı kazar boruları döşeriz'' sen rahat ol deyince şaşırdım. Çünkü iki ekipte, Akşehir belediyesine bağlıydı ama birbirinden ayrı hareket ediyorlardı.

Arayıp uyarıda bulunmamızla değişen bir şey olmamıştı.

Müdür beyin dediği gibi, kısa bir süre sonra, yepyeni asfalt kazıldı ve büyük plastik borular döşendi. Artık geri tepen pis sular ve kanalizasyon tarihe karışmıştı. Lakin iş bitip çukurlar kapatıldıktan sonra yapılan yama asfalt, bir süre sonra çökmüş ve yolumuz çukurlu kalmıştı.

Velhasıl eskiden çok sevdiğimiz insanlar için, ya ya ya şa şa şa filan kişi çok yaşa diye tempo tutardık ya! İşte sözüm ona, zaman bizlere gösterdi ki, Allah'ın işine pek de karışmamak lazımmış!